Perşembe, 26 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu

No: SD–BA–2017–RS–TR–55 H. 15 Safer 1439
M. Cumartesi, 04 Kasım 2017

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Resmi Sözcüsünün En Nahda Barajı ve Su Savaşları, Yöneticilerin İhaneti ve Ümmetin GöreviKitapçığının Tanıtımı Amacıyla Düzenlediği Basın Konferansında Yaptığı Konuşma

Allah’a hamd olsun. Salat ve selam Allah’ın Rasûlü’nün, Âli’nin ve Sahabelerinin üzerine olsun.

Değerli Kardeşlerim, Es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

Biliyorsunuz, su hayatın en temel öğesidir, hatta hayattır. Bu konuda Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَاءِ كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّ “Ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdik[Enbiya 30] Günümüzde su, bir silahtır özellikle de memba ve kaynakları kontrol edenler için. Etiyopya’daki En Nahda Barajı, Mısır ve Sudan halkı için bir tehdittir. Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak ümmetin sorunlarına hizmet etmek ve ümmete karşı kurulan komploları deşifre etmek bizim görevimizdir. Bu görev çerçevesinde Hizb ut-Tahrir / Sudan Vilayeti, Sudan ve Mısır halkına karşı kurulan, hayat ve hayatlarının temel kaynağı ile ilintili komploları ifşa eden bir kitapçık yayımladık. Bu konferans esnasında sizlere kitapçığın içindeki konular hakkında ana hatlar sunacağız. Ardından da ihanet ve baraj felaketi hakkında sizleri bilgilendirmek için kitapçığı sizlere dağıtacağız.

Nil Nehri suları konusundaki çatışma, çok eskilere dayanır. Uluslararası boyut kazanması ise sömürgeciliğin ardından olmuştur. 18 yüzyılda sömürgeci Batılı liderler, Nil Nehri’nin akışını değiştirmek için Habeşistan kralına bir çağrıda bulundular. Bunun üzerine Mehmet Ali Paşa, Osmanlı Hilafet devletinden gerekli izni aldıktan sonra bölgeye asker gönderdi ve Etiyopya hükümetinin istismarına maruz kalabilecek Beni Şengül bölgeleri dâhil olmak üzere Nil Nehri kaynaklarının güvenliği için bütün Sudan’ı ilhak etti. Çağımızda Mısır ve Sudan sularının akışını belirleyen bir dizi anlaşmalar imzalandı. 1902 Addis Ababa Anlaşması, 1929 Anlaşması, Mısır ve Sudan’ın Nil Nehri sularındaki hakkını koruyan diğer anlaşmalar bunlardan sadece bir kaçıdır. Tana Gölü’nün (Nil Nehrinin en önemli kaynağı) akışını değiştirmek için müdahil olan Etiyopya’nın yanı sıra Nil Nehri sularından pay almak isteyen Yahudi projeleri devreye girdi. En Nahda Barajı’nın inşasında rolü olan Yahudi varlığı, Tanzanya ve Ruanda’daki barajları da finanse etmeye kalktı. Mısır ve Sudan’ın boğazını sıkma çabasında olan Nil Havzası ülkeleri de sömürgeci ülkelerin telkiniyle tarihi anlaşmaları iptal etmeye ve yeni anlaşmalar imzalamaya başladılar. Mısır ve Sudan, kendi çıkarlarından ziyade sömürgeci güçlerin çıkarına olan çözümlerin görüşüldüğü müzakerelere katıldı. Bu yeni anlaşmaların en tehlikelisi, 2010 Mayıs’ta imzalanan ve Mısır ile Sudan’ın Nil Nehri sularındaki tarihi payını sona erdiren Entebbe Anlaşması’dır. Mısır ve Sudan, geç kalmalarına rağmen anlaşmadan çekildi. Bu anlaşmanın en tehlikeli maddesi, suların eşit paylaşımıdır. Nil Nehri suları sorunu ve En Nahda Barajı inşasında Mısır ve Sudan yöneticilerin vurdumduymazlığına gelince, Mısır, Etiyopya ve Sudan arasında 2015 Mart ayında Hartum’da imzalanan İlkeler Bildirgesi Anlaşması’na imza atmalarından geliyor. Bu anlaşma, Entebbe Anlaşması’ndan daha berbattır. Çünkü Etiyopya’nın baraj inşa hakkını tamamen tanınıyor. Kitapçık, gerçekleşen ihanetin boyutu hakkında insanları bilinçlendirmek için İlkeler Bildirgesi Anlaşması’nın tüm metnini içeriyor. Ayrıca kitapçık, uzmanların görüşleri doğrultusunda En Nahda Barajı inşasının Mısır ve Sudan’a vereceği olası tehlikeleri açıklıyor ve Sudan hükümetinin konumunu, En Nahda Barajı konusundaki hayali çıkara dayalı dar bakışını ele alıyor.

Sonunda kitapçık, Allah Subhânehu ve Teâlâ katından gelen şeri hükümler olmaları itibariyle nehirlere ilişkin şeri kuralları ortaya koyuyor. En sonunda da kitapçık, eğer Sudan ve Mısır Raşidi Hilafetten bir parçası olsaydı, Hilafet Devletinin yaşamsal çıkarları sömürgeciliğin üvey evlatları akbaba devletleri ve uşakları tarafından tehdit edilemezdi diyor. Her Müslüman, İslam’a ve Müslümanlara kurulan tuzağı def etmek için çalışmalıdır. Allah’a itaat yolunda iyi bir hayatın garantörü Hilafetin kurulmasıdır. 

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER