Dün meclis, bazı milletvekillerinin itirazlarına rağmen Roseires projesinin finanse için Arap Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Fonu’ndan 60 milyon Kuveyt dinarı tutarında faizli kredi alınmasını onayladı. Tabi her zamanki gibi argüman da zarurettir. Hükümet, Allah’a ve Rasûlü’ne savaş ilan ederek parlamento aracılığıyla sübutu ve delaleti kati ayetlerle haram kılan faizi yemeyi alışkanlık haline getirmiştir.

يا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَذَرُوا مَا بَقِيَ مِنَ الرِّبَا إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ فَإِنْ لَمْ تَفْعَلُوا فَأْذَنُوا بِحَرْبٍ مِنَ اللَّهِ وَرَسُولِهِ وَإِنْ تُبْتُمْ فَلَكُمْ رُءُوسُ أَمْوَالِكُمْ لا تَظْلِمُونَ وَلا تُظْلَمُونَ“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve eğer gerçekten iman etmiş kimselerseniz, faizden geriye kalanı bırakın. Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Rasûlüyle savaşa girdiğinizi bilin. Eğer tövbe edecek olursanız, anaparalarınız sizindir. Böylece ne zulmetmiş ne de zulme uğramış olursunuz.”^{[Bakara 278-279]}

Bu kez bu büyük günah ve tiksindirici münker, Ramazan ayında, tövbe ve mağfiret ayında, Allah’ın rızasını elde etmek için çalışılan bir ayda işleniyor. Hain yöneticiler, tövbe nedir bilmezler, Allah’ı da anmazlar. Yaptıkları ne kötüdür! Milletvekillerinin ileri sürdüğü argüman, çürük bir argümandır. Örümcek ağından bile daha zayıftır. Biz ve dinine samimi her Müslümanın yakinen bilir ki faizde hiçbir istisna yoktur. Acil ihtiyaç ve zaruret, faizi kapsamaz. Aksi takdirde Allah Subhânehu ve Teâlâ, zor durumda kalıp da haramı yemezse ölümle yüz yüze kalan birine caiz kılınan yeme ve içmeyi zikrederken faizi de bunlar arasında zikrederdi. Allah Subhânehu ve Teâlâ, şiddetli açlık çekip zorda kalana ölü etini yemeyi caiz kılmıştır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

مَنِ اضْطُرَّ فِي مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لإِثْمٍ فَإِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ“Kim, gönülden günaha yönelmiş olmamak üzere açlık halinde dara düşerse (haram etlerden yiyebilir). Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.”^{[Maide 3]}

Hükümet ve meclise soruyoruz, Sudan, ihtiyaç ve darda kalmak bahanesiyle, hem de örümcek ağından bile zayıf ve günaha düşürücü bir argümanla helal kılınan faizli kredilerden şimdiye kadar ne elde etti? Bu faizli krediler, bize geçim sıkıntısından başka geride ne miras bıraktı? Bizi Metin ve Güçlü Rezzak’tan uzaklaştırmadı mı?

Aslında bugün Sudan halkının yaşadığı ekonomik bozukluk ve korkunçluk, bu sıkıntılı ülkede fiyat artışına, geçim darlığına ve diğer nice aksaklıklara neden olmuştur. Tüm bunlar kuşkusuz Allah’a ve Rasûlü’ne savaş açmanın kaçınılmaz bir sonucudur. Halkın paralarını gümrük vergileri ve haram vergiler gibi batıl yolla yemekle yetinmeyen bu rejim, şimdi de Allah ve Rasûlü ile savaşmak konusunda ısrar ediyor. Ve her durumda faizli kredilere cevaz veriyor. Ülkeyi yaklaşık 50 milyar dolar borç batağına gömüyor.

Ey Sudan halkı! Özellikle samimi ilim adamları! Bu büyük kötülüğe sessiz kalmak sizi de günahın ortakları ve işbirlikçileri yapar. Hakkın karşısına susan dilsiz şeytandır. Ebu Hurayra’dan rivayet edildiğine göre Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

مَنْ كَتَمَ عِلْمًا يَعْلَمُهُ جَاءَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مُلَجَّمًا بِلِجَامٍ مِنْ نَارٍ“Kim bildiği bir ilmi saklarsa, kıyamet günü ateşten bir gem vurularak getirilir.”

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz, bu iğrenç münkeri reddediyor ve bu iğrençlikten Allah’a sığınıyoruz. Bu kutsal ayda sizi de bu münkeri inkâr etmeye marufu da maruf olarak bilmeye davet ediyoruz. Tüm kötülüklerin başı, Allah’ın indirdikleri ile hükmetmemektir. İşte günah ve kötülüklerin başı budur. İyiliğin başı da Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurarak İslami hayatı yeniden başlatmaktır.