Kuzey Hartum Ceza Mahkemesi, beş kilogram altın çalan hırsızı yedi yıl hapis ve 100 de kırbaç cezasına çarptırdı. ^{[06.06.2016 el-Yevm]}

Şüphesiz şeri hükme göre çeyrek dinar ve daha fazlasını çalan birinin eli kesilir. Âişe RadiyAllahu Anha’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

لا تُقْطَعُ يَدُ السَّارِقِ إِلَّا فِي رُبْعِ دِينَارٍ فَصَاعِدًا“Hırsızın eli ancak, çeyrek dinar veya daha fazlasıyla kesilir.”^[Müslim] Ve şöyle buyurdu:

تُقْطَعُ يَدُ السَّارِقِ فِي رُبُعِ دِينَارٍ“Hırsızın eli ancak çeyrek dinarda kesilir”^[Buhari] Bir altın dinar, 4,25 grama eşdeğerdir. Buna göre çeyrek dinar, yaklaşık 1,1 gram altın eder. Peki, 5000 gram altın çalana ne demeli?

1991 Ceza Kanunu’nun bazı maddeleri şeri hadler içeriyor. Örneğin 171. Madde hırsızlık cezasını düzenliyor. Bu maddeye göre hırsızın sağ eli bilekten kesilir. Ama hükümet, Allah’ın rızasını kâfir Batının rızası ile değiştirmeye kalkınca, mahkemelerde şeri hadleri iptal etmek için kolları sıvadı. Hırsızlık cezasını yeniden düzenlemek aslında Ceza Kanunu ve diğer İslami karaktere sahip yasaları değiştirmek için bir ön hazırlıktır. Geçen hafta Adalet Bakanı’nın, recim İslam Şeriatına aykırıdır sözü de bu konsepte değerlendirmelidir.  

Bu tür hadiseler, hükümet ve sözde ulusal diyalog [Amerikalı Leman projesi] kararlarıyla ülkenin şeri hadler ve tüm İslami görünümlerin iptali yoluyla açıkça laikleşme yönünde yol aldığını kanıtlar. Yasaları reforme etmek de bunun için bir kılıftır!

Ey Müslümanlar! İtaat ayı yüce Ramazan’da hep birlikte bu ülkedeki rejimi değiştirmek ve küresel Raşidi Hilafet Devletinin uygulayacağı İslam Şeriatını ikame etmek için çalışma azim ve kararlılığını göstermeliyiz. Gelin üzerimizden cahiliye ve gayri İslami ölümün günahını kaldıralım Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor:

وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً“Kim boynunda biat olmaksızın ölürse, cahiliye ölümü ile ölür.”Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem Medine’de kurduğu ve İslam hükümlerini uygulayan devlet, ulus devlet değil, küresel bir devletti. Hadi hep birlikte şöyle diyelim:

Ulus devlet aracılığıyla belirli hükümleri uygulamak gibi acı mümbit deneyimler yeter artık. Zamanla bu hükümler aşınıyor. Sonra ulus devlet, aslına laik devlete geri dönüyor. Kâfir Batının rızasını arıyor, insanlara her türlü azap ve geçim sıkıntısını tattırıyor!

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ  “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûlü’ne icabet edin.” ^{[Enfal 24]}