Sağlık Bakanlığı, Trahom hastalığına [göz hastalığına] karşı aşı kampanyası kapsamında el-Kadarif eyaletinde Veddu'l Kebir, et-Tedamun, Kadugli, Cemarik, Ebker Cibril ilçelerindeki okulları, evleri ve pazarları ziyaret etti. Bu ilçelerde ve diğer yerlerde başlatılan aşı kampanyasının ardından insanlar, serumdan etkilenen çocuklarını el-Kadarif Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürmek üzere hastaneye akın ettiler. Hastane, serumdan etkilenen ve sayıları 500'ü geçen çocuklar ile dolup taştı. Çocuk Hastanesi ve hastane avlusu hastalara dar geldi. Sokağa yatan birçok yaralı, sokakta tedavi altına alındı. İntravenöz sıvılar [Serumlar] kapılara, pencerelere hatta hastane kapılarına bile asıldı. Hükümet, kalabalıkları kontrol altına almak ve hastane etrafını kordona çevirmek amacıyla çevik kuvvet polislerini ve güvenlik güçlerini seferber etmekten hiç tereddüt etmedi. Telefonları ile bu trajediyi çekmek isteyenlerin telefonuna el konuldu!

Bu trajik sahne, insan hayatına önem vermek ve işlerini gütmek mefhumundan yoksun sistemler altında, insanların yaşadığı krizin derinliğini gösterir. Bu yozlaşmış sistemler, insanların ücretsiz tıbbi ve sağlık bakımını gasp etmekle kalmadı, daha da kötüsü insanların tedavi ve ilaç ihtiyaçlarının ticaret ve şantajını yapmaya kalktı! Bu trajedinin ardından halkı ve ülkeyi rehin alan Batılı örgütler ve onların efendileri, zaten Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası'nın direktiflerinin uygulanması nedeniyle bedenleri zayıf düşen ve fakirleşen halk ve öğrenciler arasında zehirlerini pazarladılar.

İnsanların hayatlarından sorumlu olan el-Kadarif bölge hükümetinin bu alçak eylemi, onun emanete ihanet ettiğini ve onları düşmandan gelen mücrim projelere karşı koruyamadığı, aksine onları bu projelerin kucağına attığını gösterir. Öyle ki düşman, Müslümanların evlatlarının eliyle bu projeleri uygulamak için para bile ödüyor. Birçok ülke ve bilimsel tıp kurumlarından ödül ve madalya almış aşı bilimi uzmanlarından olan Dr. Archie Kalou Krinos, aşı konusunda şunları söyler: "Bu tıp alanında kırk veya daha fazla yıl yaptığım araştırmalar ve deneyimim sonucunda, Dünya Sağlık Örgütü'nün, Çocukları Kurtarma Fonu'nun ve aşıya teşvik eden diğer kuruluşların gayri resmi politikasının, öldürme ve soykırım politikası olduğu sonucuna ulaştım...!" Mevla Azze ve Celle şöyle buyuruyor:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لا تَخُونُوا اللَّهَ وَالرَّسُولَ وَتَخُونُوا أَمَانَاتِكُمْ وَأَنْتُمْ تَعْلَمُونَ "Ey iman edenler! Allah'a ve Rasûl'e hainlik etmeyin. Bile bile kendi emanetlerinize de hainlik etmeyin." ^{[Enfal 27]}

Müslümanların görevi, bu hain yöneticileri muhasebe etmek ve onları değiştirmektir. Ki Müslümanların çocuklarının hatta Devletin tüm tebaasının emin bekçisi olan Raşidi Hilafet Devleti altında insanlar İslami hayat sınırları içinde yaşasınlar. Öyle ki Raşidi Hilafet, kâfir Batının, kurumlarının ve mücrim projelerinin Müslümanların hayatına müdahil olmalarını ortadan kaldıracaktır.