03 Ağustos 2021 Salı günü Bakanlar Kurulu, Sudan’ın Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne üyeliğiyle ilgili yasa tasarısını oybirliğiyle kabul etti. Egemenlik Konseyi ile Bakanlar Kurulu, tasarıyı onaylamak için ortak bir toplantı düzenleyecek. Hamduk resmi Facebook sayfasından yaptığı açıklamada, “Adalet ve hesap verebilirlik, hukukun üstünlüğüne bağlı yeni Sudan için sağlam bir temeldir.” İfadelerini kullandı.

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz de şunları vurguluyoruz:

Birincisi: Uluslararası Ceza Mahkemesi aslında siyasi bir Avrupa mahkemesidir. Şu bir kaç husus bunun kanıtıdır:

A- Kuruluşundan bu yana ABD’nin eleştirisine maruz kalıyor. ABD, mahkemeye henüz üye olmayan ülkeler arasında yer alıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Twitter’dan “Hartum’dan iyi haberler” Egemenlik Konseyi...Bir sonraki ortak toplantıda bu kararı onaylayacak.” yaptığı paylaşımına gelince; Amerika’nın bu kararı kabul ettiği anlamına gelmez, aksine sadece göz boyamak içindir.

B- Başkan Trump döneminde Amerika, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin üst düzey yetkililerine yaptırım uyguladı. Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da ABD askerlerinin Afganistan’da suç işleyip işlemediğini araştıran mahkemeyi ABD askerlerini yargılamaya çalışmakla suçladı.

C- Amerika dışında, Çin, Rusya ve Hindistan da mahkemeye üye değildir. Bazı Afrika ülkeleri, özellikle Amerikan ajanı olanlar, mahkemeyi Afrika devlet başkanları üzerine yoğunlaşmakla suçladılar.

İkincisi: Bu mahkeme sözde adalet yoksuludur. Zira sömürgeci güçlerin çoğu suçlarına, özellikle de Müslümanlara karşı olanlara göz yummaktadır. Terörle mücadele adına Amerika ve NATO müttefiklerinin Afganistan, Pakistan ve Irak’ta, Rusya’nın Çeçenistan ve Suriye’de, Çin’in Doğu Türkistan’da Uygur Müslümanlarına yaptıkları kanıt olarak yeter.

Üçüncüsü: Sudan’ı Avrupa kökenli ve kaprisi ICC’ye üye yapmak, Avrupa ajanı olan yürütme organının bir çabasıdır. Böylece hükümet, etkisini güçlendirmeye çalışıyor, Amerikan ajanlarını özellikle de askeri kurumu suçlamak ve iyice zayıflatmak için Uluslararası Ceza Mahkemesini kullanıyor. Bu nedenle, Bakanlar Kurulunun bu tasarıyı onaylaması, Sudan’daki uluslararası nüfuz mücadelesinin bir parçasıdır.

Dördüncüsü: Sudan içinde meydana gelen davalarda sanığın iadesi, Sudan’daki adalet sisteminin başarısızlığını gösteriyor. Suç işleyen bir kişi, ülkede yargılanması gerekir. Aksi halde sözde egemenlik nerede?

Sonuç olarak, sadece İslam’da ve İslam’ın hükümlerinde adalet vardır. Çünkü Latif ve Habir olan Allah katındandırlar. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

أَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللَّهِ حُكْماً لِقَوْمٍ يُوقِنُونَ “Onlar hâlâ cahiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Kesin olarak inanacak bir toplum için, kimin hükmü Allah’ınkinden daha güzeldir?”^{[Maide 50]}

İbrâhîm Usmân [Ebu Halîl]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilayeti Resmi Sözcüsü