Sudan Adalet Bakanı Nasrettin Abdül Bari Bakanlığın yürüttüğü yasal reform sürecinde cinsiyet eşitliği maddesinin temel direk olduğunu söyledi. Abdül Bari “Cinsiyet eşitliğine dayalı mevzuat sisteminin, gelecekte kadın haklarını koruyacağını ve geçmişte kadınların yaşadığı baskı ve adaletsizliği tekrarlamayacağını belirtti. BM Kadın Birimi temsilcisi Adjaratou Fatou Ndiaye, Sudan’da kadın haklarını teşvik etmek için Adalet Bakanlığı ve BM Kadınları ( Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi) arasındaki işbirliği araçlarına vurgu yaptı. Kadın hakları ve cinsiyet eşitliğini sağlayan bir hukuk sistemine geçiş sürecinde Adalet Bakanlığına desteğini vurguladı. ^{(16.04.2020 Ehbaru Sudan)}

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Kadın Kolları olarak biz, aşağıdaki gerçekleri beyan ediyoruz:

Birincisi: Geçiş hükümeti, İslam’ın geri kalan hükümleriyle mücadele etmeyi üstlendi. İslami hükümleri mevzuattan silmenin, dışlamanın ve kâfir Batı kanunlarıyla değiştirmenin çabası içerisinde. Bugün eşitlik fikrinin propagandasını yaparak insanları yanıltıyor. Bu fikrin Hanif Şeriatımızla hiçbir ilgisi yoktur. Bu düşüncenin kadınların ıztırabına radikal çözüm olacağını söylüyor. Bu düşünce kötü niyetli bir girişimdir, cinsiyet farklılıklarını ayrımcılık, adaletsizlik ve kadına yönelik şiddetle ilişkilendirir. Adalet Bakanı, kadınlara yönelik şiddetin tekrarlanmasını istemiyor. Oysa bakan, kadınların uğradığı adaletsizliğin, “bağımsızlığından” günümüze Sudan’a dayatılan kapitalist sistemin bir sonucu olduğunu biliyor. Gerçek şu ki, Hanif Şeriatımızda adalet kavramının, Batıda olduğu gibi kadınların erkeklerle aynı siyasi, ekonomik, eğitimsel ve adli haklara sahip olmasıyla hiçbir ilgisi yoktur. Allah’a kulluk, kadın ve erkeklerin evlilik, aile hayatı ve toplumdaki haklarını, rollerini ve görevlerini İslam inancına ve ondan fışkıran çözümlere ilişkilendirmekle elde edilir. Bu hükümler ister erkekleri kadınlardan üstün kılsın isterse eşit kılsın fark etmez. Kadınlar ve erkekler, Adalet Bakanı memnun etmeye çalıştığı desteğini almak için nezaket gösterdiği Birleşmiş Milletler’in değil, Allah’ın kullarıdır.

İkincisi: Kadınlar ve aile için eşitlik fikrinin Batıdaki ürünleri neler? ABD vatandaşlığına sahip bakan, ABD’nin kadınlara adil davrandığını söyleyebilir mi? Yoksa toplumun sorunlarını çözmek için cinsiyete dayalı dar bakış açısıyla kadınların yükünü ve sınırsız sıkıntılarını mı artırdı? Dar bakış açısı, evlilik hayatında ve ebeveyn sorumluluklarında çatışmalara ve anlaşmazlıklara yol açtı. Çocuk haklarının ihmal edilmesine ve ihmal sepetine atılmalarına neden oldu. Anneliğin değerini düşürdü. Kadınlara bir anne ve ev hanımı olarak yaşamsal rollerini yerine getirme yeteneğini kaybettirdi. Evin içindeki ve dışındaki sorumluluklarını kalabalıklaştırdı. Eşitlik fikri, bu fikrin sahibi olan Batıdaki ailelere büyük zarar verdi. Bakana ne oluyor ki bizi trajedinin tekrarına sürüklüyor? Hâlbuki biz, doğru bir ideolojiye ve son dine sahibiz. Batıyı aile dağılmasından kurtarabiliriz.

Adalet Bakanı ve Birleşmiş Milletler Kadın Birimi temsilcisine son mesajımız şudur:

Sudan halkı Müslümandır, dinlerine ve değerlerine sıkı sıkıya bağlıdır. Sahip oldukları değerleri, kadın ve erkeklerin rollerini, sorumluluklarını ve haklarını düzenlemek için doğru bir yaklaşıma sahiptir. Uyumlu aileler ve haneler yaratır. Ailenin tahtında kadın adında bir kraliçe oturur. Kadın, toplumun yarısıdır, kahramanlar ve adam gibi adamlar üretir. Tüm kulluklardan özgürdür. Sadece Allah’a kulluk eder. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَلَا تَتَمَنَّواْ مَا فَضَّلَ اللَّهُ بِهِ بَعضَكُم عَلَى بَعضٍ لِّلرِّجَالِ نَصِيبٌ مِّمَّا اكْتَسَبُواْ وَلِلنِّسَاءِ نَصِيبٌ مِّمَّا اكتَسَبنَ وَاسأَٔلُواْ اللَّهَ مِن فَضلِهِ إِنَّ اللَّهَ كَانَ بِكُلِّ شَيءٍ عَلِيماً “Allah’ın sizi birbirinizden üstün kıldığı şeyleri özlemeyin. Erkeklere, kazandıklarından bir pay, kadınlara da kazandıklarından bir pay vardır. Allah’tan bol nimet isteyin. Doğrusu Allah her şeyi bilir.”^{[Nisa 32]}

Ey Müslümanlar! Kâfir ülkeler, zayıf ruhlu Müslüman çocukların kendisine hayranlık duymuş olmasına rağmen İslam’ın hala güçlü olduğunun farkındalar. Her ne kadar bazı Müslüman çocuklarının fikirleri Batı feminist kültürü ve semantik ile kirletilmiş olsa da, bu, İslam’ın fikir ve ölçülerinin solmasına yol açmamıştır. Bu yüzden Batı ülkeleri planlarını yeniden gözden geçiriyorlar. Onun için yasaları değiştirme ve reform düşüncesini icat etmişlerdir. Böylece kâfir ülkeler, resmi organları ve ajanları yöneticiler, İslam’ı ortadan kaldırma görevini üstlendiler. Mevzuattaki İslami hükümlerin izini yok etmek istiyorlar. Hak Mevla’nız Allah’tan başka sığınağınız yoktur. Bu nedenle tek bir adamın (Halife) etrafında toplanın. O, Dünyayı kapitalizmin pisliğinden temizlemek için Allah’ın Kitabına göre size liderlik edecektir.