Üç feminist grup, Başbakan Abdullah Hamduk’a valinin iş tanımı kriterlere göre il valiliğine adaylarının bir listesini sundu. Bu grup, her alanda adalet değerini bir yaşam gerçekliğine dönüştürmek için mücadele ettiğini belirtti. Komite, yaptığı açıklamada, amacının, kamu hizmetinde ya da yönetimde tecrübeli, yetenekli, profesyonel ve nitelikli kadınların adaylığı konusunda üyelerine ve kurallarına danışmak, valinin iş tanımı kriterlerine uygun olarak valilikler için stratejik planlama yapmak, ayrıca kadın sorunlarına tamamen bağlı olan kadınları seçmek olduğunu kaydetti. ^{[01.05.2020 Et Tağyir]}

Ey Allah’ın dosdoğru yolundan sapan kadın dernekleri! Adalet fikrini, eşitlik temeline oturtmak, yabancı bir düşüncedir. İslam ideolojisinde veya adalette hiçbir dayanağı yok. Bu düşüncede gerçek adalet, tüm bireylerin yasa önünde hak ve görevlerde eşit olması ilkesine dayalıdır. Yani aralarında herhangi bir eşitsizlik haksızlıktır! Batıda kadınlar, eşitlik ilkesinden çok çekti, haksızlığa uğradılar, aileleri yıkıldı ve erkeklere düşman kesildiler. Çünkü haklarına adalet perspektifinden değil tam eşitlik perspektifinden bakıyorlar. Başarısız yabancı toplum deneyimlerini yinelemek yerine ve Müslüman toplumunda Batılı çürüme ve sefahat hayatını yayacak olanları desteklemek yerine değerlerimizi ve dinimizi benimsemeli ve desteklemeliyiz. Dinimizde ilahi adaletin egemen olduğu bir toplum için kadın ve erkeklerin rollerini, görevlerini ve haklarını düzenleyen denenmiş, Rabbani bir yaklaşım var.

Ey Müslüman kadınlar! İslam çeşitli hükümler getirdi. Bazısı genel, kadın ve erkeği kapsıyor, bazısı erkeklere, bazısı da kadınlara özeldir. Bazısı da kadınlar ile erkekler arasında ayrım yapmaktadır. İslam, kadın ve erkeğe özel olanlara rıza gösterilmesini emretti. Kıskançlık ve rıza gösterilmemesini yasakladı. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلَا مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَمْراً أَن يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ وَمَن يَعْصِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالاً مُّبِيناً “Allah ve Rasûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mümin erkek ve hiçbir mümin kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah’a ve Rasûl’üne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır.” ^{[Ahzab 36]} Buna göre kadın yönetimi üstlenemez, vali olamaz, yönetişimden kabul edilen herhangi bir görevi icra edemez. Şeriat, yöneticinin erkek olmasını şart koştu. Ebu Bekre’den rivayet edildiğine göre Pers halkının Kisra kızının kendilerine kraliçe tayin ettiği Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e ulaşınca şöyle buyurdu:

لَنْ يُفْلِحَ قَوْمٌ وَلَّوْا أَمْرَهُمْ امْرَأَةً “İşlerini bir kadına bırakan topluluk asla felah bulamaz.”^[Buhari] Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in işlerini bir kadına bırakan kimselerin felaha ermeyeceğini haber vermesi, kadının yönetici olarak atanmasını yasaklamaktır. Zira bu bir taleptir. Haberde yerginin olması, bu yasağın kesin olduğunu bir karinesidir. Buna göre kadının yönetime getirilmesi haramdır.

İslami hayatı yeniden başlatma ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin kurma çalışması, her Müslüman kadının yapması gereken onurlu bir mücadeledir. Dünyada bugün kapitalizmin hegemonyası altında kadını ateşe dönüştüren kapitalist Batının gündemi, hedefleri ve planları doğrultusunda hareket eden bu feminist dernekler gibi siyasi intihar etmek değil.