Az önce bazı uydu kanalları, konutundan ayrıldıktan sonra Kober Köprüsü yakınlarında bomba yüklü araçla Başbakan Abdullah Hamduk’a suikast düzenlendiğini aktardı.

Bu haberin, insanların ulaşım ve akaryakıt sıkıntısı çektiği bir zamana denk gelmesi şaşırtıcı olmasa gerek. Öyle ki sokaklar benzin ve dizel kuyruğa girmiş arabalarla dolu, bir somun ekmek bulmak oldukça zor. Özellikle şeker ve süt gibi temel ürünlerin fiyatları çılgınca yükseliyor, Cüneyh dolar karşısında korkunç bir şekilde değer kaybetti. 1 dolar 120 Cüneyhe yükseldi. Artı gaz yok, elektrik kesintileri gittikçe çoğalıyor. Dolayısıyla başarısız bir hükümetin Başbakanına neden biri suikast düzenlesin ki? Son nefesini vermek üzere olan geçici hükümeti kim hayata döndürmek istiyor?

Genellikle suikast girişimini, sorunlarla boğuşan ülkelerde kirli işlerde uzmanlaşmış kurumlar gerçekleştirir. Bir dizi nedenlerden ötürü hükümetleri bile düşebilirler:

1- Kamuoyunu meşgul etmek, özellikle de kamuoyu hükümet karşıtıysa.

2- Popülerlikleri ayaklar altında olan ve insanların desteğini kaybeden lider figürleri parlatmak. Suikast girişiminden birkaç saat sonra kalabalıkların Hamduk lehine tezahüratlar yapması bunun kanıtı.

3- İnsanların dikkatini dağıtmak ve acılarından uzaklaştırmak, özellikle de devlet suç işlemek istiyorsa. Böylece insanları bu suçtan uzaklaştırmak ve onları temel meselelerle oyalamak.

4- Popülaritesi düşen bir hükümete kamu desteği sağlamak. Zira ekmek ve akaryakıt kuyrukları, aşırı pahalılık bir hükümeti düşürebilir.

5- Herhangi bir devlet bir kesime karşı keyfi eylemlerde bulunmak istiyorsa, bu, kanun üstünde olmamalıdır. Böyle bir iklim, hükümetin muhaliflere darbe vurmasına yol verir. Bunun kanıtı, Hitler’in şu söylemi: “İnsanları kontrol etmek istiyorsanız, onlara tehlikede olduklarını söyleyin, sonra güvenliklerinin tehdit altında olduğu konusunda uyarın, muhalifleri hainlikle suçlayın, vatanseverliklerini sorgulayın”

Amerika, Fransa, Rusya gibi kapitalist ülkelerin istihbarat servisleri, bu kirli işlerde uzman. Ülkemizdeki hükümetler, bu devletlerin uydusu olduğu için yöntemlerinden etkilenmesi normal. Sömürgeci ülkelerin büyükelçilikleri bu hükümetleri hiçe sayıyorlar. Yapılan açıklamaların çoğu, ajandalarını gerçekleştirmek için bu büyükelçiliklerin ülkemizin iç işlerine karıştığını doğrulayabilir.

Bombalı eylemler, korkak ve aşağılık bir eylemdir. Kalbinde hastalık olanlar ancak bu tür eylemlerde bulunurlar. Ajandalarını ancak böyle eylemlerle ve insanları kandırarak, yanlış yönlendirerek gerçekleştirebileceklerini düşünürler... Allah’a hamdolsun, baskıcı rejimler ve kirli kurumların işlediği büyük suçlar sonrasında İslam ümmetinin farkındalığı artmıştır.

Allah’tan, ne olursa olsunlar zalimleri ifşa etmesini, gerçekleri gün yüzüne çıkarmasını, insanların güvenlikli bir şekilde yolculuk etmesini, İslam’ı ve Şeriatı uygulayan onurlu ve güçlü bir devlet kurmasını diliyoruz. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin kurulmasıyla Allah’ın vaadi ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesi gerçekleşecek, terör yuvası olan Amerika, İngiltere, Fransa ve diğer sömürgeci güçlerin büyükelçilikleri kapandığında, insanlar güvende olacak, bu büyükelçiliklere girip çıkan şaibeli kişiler gözetim altına tutulacaklardır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

الَّذِينَ آمَنُواْ وَلَمْ يَلْبِسُواْ إِيمَانَهُم بِظُلْمٍ أُوْلَئِكَ لَهُمُ الأَمْنُ وَهُم مُّهْتَدُونَ “İman edip de imanlarına zulmü (şirki) bulaştırmayanlar var ya; işte güven onların hakkıdır. Doğru yolu bulmuş olanlar da onlardır.”^{[Enam 82]}