Sudan’da Geçici Askeri Konsey ile Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri, 17 Temmuz 2019 Çarşamba sabahı Siyasi Anlaşma imzaladı. Anayasal bildirinin imzalanması ise daha sonraya ertelendi... Tarafların temsilcileri ve arabulucular eşliğinde imzalanan belge, geçiş aşamasında Egemenlik Konseyi, Bakanlar Kurulu ve parlamentonun görev ve oluşumunu içeriyor. Anlaşma belgesine göre iki taraf, parlamentonun bileşimi konusunda anlaşamadı. ^{[17.07.2019 Ajanslar]}

Bu anlaşmanın da diğer anlaşmalar gibi ülke halkının iradesini temsil etmediğinde şüphe yok. Aksine yabancı baskıların ve yönetim pastasını paylaşmanın bir sonucudur. Ülke ve halkın sorunları için çözüm olamaz. Anlaşmanın sömürgeci Batı diktesi olduğu açıktır. Batının Sudan ile ilgili yaptığı açıklamalar bunu doğruluyor. Ülke egemenliği ve halkın saygınlığı yokmuşçasına dilediği gibi emirler veriyor, yasaklar sıralıyor. Sudan Tribune sitesi, 16 Temmuz 2019 Salı günü “ABD’li senatörler, Sudan’ı iktidarı sivillere devretmeye ve demokrasiye saygı duymaya çağırdı”başlıklı bir haber yayımladı. Haberde, “Pazartesi günü ABD Temsilciler Meclisi, Sudan hükümetini iktidarı siviller yönetiminde bir hükümete devretmeye, demokratik ilkelere saygı göstermeye ve vatandaşlara yönelik her türlü şiddete son vermeye çağırdı denildi.ABD’nin Sudan Özel Elçisi Donald Booth, 15 Temmuz 2019 Pazartesi günü Askeri Konsey Başkanı Abdul Fettah Burhan ile Hartum’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda bir araya geldi... Sudan Haber Ajansına göre taraflar, siviller yönetiminde geçici bir hükümetin kurulacağı bir anlaşmaya varmak için Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleriyle devam eden müzakereler ile ilgili gelişmeleri ele aldı. “ABD Özel Elçisi, El Burhan ile yaptığı görüşmeyi “iyi ve verimli” olarak nitelendirdi. Sudanlıların yakında siviller yönetiminde bir hükümet ve bağımsız bir başbakan hayallerini gerçekleştireceklerine dair iyimserliğini dile getirdi.” Booth’ın görüşmesinden hemen sonra müzakere tarafları Afrika ve Etiyopya daha doğrusu Amerika arabuluculuğunda bir araya geldi.

Bütün bunlar, Hizb-ut Tahrir’in yaptığı ve vurguladığı uyarıların doğru olduğunu gösterir. Bu müzakerelerin tümü, ülke halkından ziyade açgözlü sömürgeci ülkelerin çıkarları ve amaçlarını gerçekleştiren Batılı talimatlardır. Sudan halkını, daha doğrusu dünyadaki bütün Müslümanları umursayan tek devlet, Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafettir. Hilafet, Müslümanların inançlarını ve dinlerini yansıtır. O yüzden Sudan halkı, sömürgeci ile irtibatlı bu güçlerden uzak durmalı, adalet ve güvenliği sağlamak, Allah’ın yönetimini kurmak, Şeriatını uygulamak, sömürgeci kâfirleri ülkemizden kovmak için Hizb-ut Tahrir ile birlikte çalışmalıdır. Bu büyük devleti kurmak için güç ve kuvvet ehli içindeki ümmetin samimi evlatlarından nusret talep etmelidir. Zira sömürgeci kâfirlerin müdahalesi felaket ve kötülüktür. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَدُّواْ مَا عَنِتُّمْ قَدْ بَدَتِ الْبَغْضَاء مِنْ أَفْوَاهِهِمْ وَمَا تُخْفِي صُدُورُهُمْ أَكْبَرُ“Onların kinleri konuşmalarından apaçık ortaya çıkmıştır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür.”^{[Ali İmran 118]}