Adalet Bakanlığı, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) ve İşkenceye Karşı Sözleşme’yi onama niyetinde olduğunu bildirdi. Bakanlık, tavsiye için kabineyi bilgilendirileceğini açıkladı. Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Kadın Kolları olarak biz, Sudanlı Müslümanlara aşağıdaki hususları beyan etmek isteriz:

Birincisi: BM Genel Kurulu’nda 1979’da kabul edilen Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi, dini hayattan ayıran kapitalist Batılı değerlere sadakat göstermektir. 30 maddelik sözleşmenin her bir maddesi, kokusu burun direklerini kıran Batı toplumundaki olayların bir küreselleşmesidir. Allah’ın hayattaki hâkimiyetini inkâr edenlerin ve kadını olabildiğince özgür bırakanların hem fikir oldukları bu değerlere göre kadın, kişisel özgürlük adına her türlü ahlaksızlığı yapabilir, istediğiyle dost olabilir, istediği zaman evlilik sözleşmesini feshedebilir, kürtaj ve doğum kontrolü yaptırabilir. Hiç kimse, kadın üzerinde yetki ve söz hakkına sahip değildir! Kadınlar ayrıca miras ve diğer konularda erkekler ile tamamen eşittir. Buna göre CEDAW’ı onamak, toplumdaki tüm İslami değerleri sistematik olarak yok etmek ve bu değerlerin, İslam düşmanı kâfirlerin toplumlarını mutsuz eden ve yıkan insan yapımı yasalarla değiştirmek anlamına gelir. Sudan yasalarına göre Sudan’ın onayladığı herhangi bir sözleşme, ülkedeki kanuni çerçevesinin bir parçası olarak kabul edilir. Ve 2005 tarihli Sudan anayasasının 27. maddesindeki “Haklar Beyannamesine” göre yasada bu çerçeveye aykırı olan herhangi bir madde, değiştirilmeli veya yürürlükten kaldırılmalıdır. Bu da Batılı değerlerin yerini alması için İslami hükümlerden ödün verilmesi demektir. Bu ise açıkça veya utanmaksızın Allah’ın Şeriatına büsbütün meydan okumaktır.

İkincisi: Sözleşmenin pratikte uygulanmasını sağlamak için bu sözleşmeye taraf olan ülkeler, cinsiyet eşitliği kavramının yerel mevzuata tahkim edilmesini, sözde “ayrımcı yasaların” -ki İslami hükümler kastediliyor- yürürlükten kaldırılmasını ve sözde kadınları her türlü ayrımcılıktan korumak için yeni yasaların yapılmasını talep etmişlerdir. Bunu güvence altına almak için de mahkemeler ve kamu kurumları kurulmasını istemişlerdir.

Ey Allah için oruç tutan ve ibadet eden erkekler! Ey oruçlu ve itaatkâr kadınlar!

CEDAW’ın amacı, dünya halklarına özellikle Müslümanlara Batılı değerler ve demokratik kapitalist kavramları benimsetmektir. Ki bu değerler, kâfir Batı toplumunun içine düştüğü dipsiz bir kuyudur. Batı toplumu ahlaki dejenereye uğramış, zifiri karanlıklarda debelenip durmaktadır. Bu zifiri karanlıklardan asla kurtulamazlar. Ancak İslam’ın adaletiyle kurtulabilirler. Onları kurtarmak için onlara İslam’ın adaletini taşımalıyız. Allah’ın bizi onurlandırdıktan ve yüce bir makama kavuşturduktan sonra hayvanlar gibi olmayı kabul ederek değil.

Sudan hükümeti bilsin ki biz, Allah’ın hükümlerine sımsıkı sarılacağız, azı dişlerimizle ısıracağız. Çünkü biz, âlemlerin Rabbi olan Allah’ın köleleriyiz. Ve çünkü Allah, (erkek ve dişi) insanın yaratıcısıdır. İnsanın yapısı ve içgüdülerini en iyi bilendir. Dişi ve erkeğin yapısını, erkek ve dişinin ihtiyaçlarını en iyi O bilir.

أَلا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ“Yaratan bilmez mi? O, en gizli şeyleri bilir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır.” ^{[Mülk 14]} İnsan sorunlarını çözen, içgüdü ve organik ihtiyaçlarını doyuran, mutluluk, saadet, huzur, istikrar, hidayet, birey ve toplum için iyiliğin güvencesi olan hükümleri yalnızca O koyabilir. Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devleti altında özlemini çektiğimiz hayat işte budur. Yakında Hilafet kurulacak, ahlaksızlık, fuhuş ve sefahat yasalarını onama pisliğine elini bulayan herkesi muhasebe edecektir. Kuşkusuz yarını bekleyenler için yarın çok yakındır.