Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam âlemlere rahmet olarak gönderilen peygamberlerin önderi, izzetin lideri efendimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem, ehli beyti ve ashabı üzerine olsun...

Kerim kardeşlerim! Es-Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

Allah Subhânehu ve Teâlâ, bizim ve sizin siyam ve kıyamımızı, Salih amellerimizi kabul ve makbul eylesin.

Kordofan, çağlar ve asırlar boyunca İslam’ın bir feneri olmuştur. Halkı, İslam’ı sevmiş ve krallıklarını da İslam sevdası üzerine kurmuşlardır. El Musebbiat, Tekali ve diğer krallıklar, İslam temelinde yardım için kendilerine başvurduğunda el Mehdi’nin yardımına koşmuşlardır. Bu nedenle Kordofan’da Şikan, Eş Şehire ve benzeri kahramanca savaşlar meydana gelmiştir...

Bugün Arus Er Rimal “El Ubeyd” halkı, eylem ve söylemiyle doğru sözlü Hizb-ut Tahrir gençlerine kucak açmış, aralarında meydana gelen kaynaşma nedeniyle Kordofan halkı İslam’ın hamisi haline gelmiştir. Bugün burada toplandığımız bu ofis, bu kaynaşmanın bir ürünüdür. Umarız Allah Subhânehu ve Teâlâ, ofisi İslam ve İslam Devletin farkındalığı için bir aydınlık merkezi, fikri aydınlatan bir fener yapar. Ümmeti daha önce olduğu gibi dünya liderliğine eriştirir. Ümmet, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmettir. İslami hayatı yeniden başlatmak ve Hilafeti kurmak için dava taşımanın hareket noktası olur. Bilindiği üzere Hilafet, Rabbimizin bir emri, izzetimizin kaynağı, topraklarımızı Yahudi ve kâfirlerin pisliğinden arındırıcıdır.

Ümmet arasında ve ümmetle birlikte uğrunda kurmak için çalıştığımız Hilafet, sadece en ideal sistem değil, aynı zamanda Rabbimizin bir farzıdır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَأَنِ احْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ وَلا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ وَاحْذَرْهُمْ أَنْ يَفْتِنُوكَ عَنْ بَعْضِ مَا أَنْزَلَ اللَّهُ إِلَيْكَ فَإِنْ تَوَلَّوْا فَاعْلَمْ أَنَّمَا يُرِيدُ اللَّهُ أَنْ يُصِيبَهُمْ بِبَعْضِ ذُنُوبِهِمْ وَإِنَّ كَثِيرًا مِنَ النَّاسِ لَفَاسِقُونَ“Aralarında, Allah’ın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından (Kur’an’ın bazı hükümlerinden) seni şaşırtmalarından sakın. Eğer yüz çevirirlerse, bil ki şüphesiz Allah, bazı günahları sebebiyle onları bir musibete çarptırmak istiyor. İnsanlardan birçoğu muhakkak ki yoldan çıkmışlardır.” ^{[Maide 49]} Sevgili Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem de bu yönetimin kendisinden sonra Hilafet olacağını buyurdu:

كَانَتْ بَنُو إِسْرَائِيلَ تَسُوسُهُمْ الْأَنْبِيَاءُ كُلَّمَا هَلَكَ نَبِيٌّ خَلَفَهُ نَبِيٌّ وَإِنَّهُ لا نَبِيَّ بَعْدِي وَسَتَكُونُ خُلَفَاءُ تَكْثُرُ» قَالُوا: فَمَا تَأْمُرُنَا؟ قَالَ: «فُوا بِبَيْعَةِ الْأَوَّلِ فَالْأَوَّلِ وَأَعْطُوهُمْ حَقَّهُمْ فَإِنَّ اللَّهَ سَائِلُهُمْ عَمَّا اسْتَرْعَاهُمْ“İsrail oğullarını Nebiler yönetiyordu. Bir Nebi öldüğünde onu bir başka Nebi takip ederdi. Benden sonra Nebi yoktur. Fakat benden sonra birçok Halifeler gelecektir.” Dediler ki “Bize ne emredersin?” Peygamber “İlk biate ilkine vefa gösteriniz. Onlara haklarını veriniz. Çünkü Allah, onları güttüklerinden hesaba çekecektir” buyurdular.”^[Müslim]

Hain Arap ve Türklerin işbirliğiyle sömürgeci kâfir, Müslümanların birliği durumundaki İslam varlığını yıkana dek asırlar boyunca ümmet, bir Halife ve Hilafetin gölgesi altında yaşamıştır. Hilafetin yıkılışıyla birlikte ümmet paramparça olmuş, haysiyet ve izzetini yitirmiştir. Vatanseverlik adına darmadağın olmuş, İslam kardeşliği yok olup gitmiştir. Cumhuriyetler, krallıklar, emirlikler ve benzeri yönetimler altında Allah’ın indirdiklerinden başkasıyla yönetilir hale gelmişlerdir. Allah Subhânehu ve Teâlâ bu yönetim sistemleri hakkında bir sultan indirmiş değildir. Bu anormal durum, ümmete yakışmaz, ümmet de bu duruma yakışmaz. Bu acı verici vakada insanlara izzetlerinin kaynağının Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devleti altında yüce İslam’a göre hükmetmek olduğunu hatırlatmak için Hizb-ut Tahrir zuhur etmiştir. Rasûllerin efendisi SallAllahu Aleyhi ve Sellem, İmam Ahmed’in rivayet ettiği bir hadisi şerifte Hilafetin yeniden kurulacağını müjdeledi:

تَكُونُ النُّبُوَّةُ فِيكُمْ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا عَاضًّا فَيَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا جَبْرِيَّةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ“Allah’ın olmasını dilediği kadar aranızda Nübüvvet olacak, sonra onu kaldırmayı dilediğinde onu kaldıracaktır. Sonra Nübüvvet Minhâcı üzere [Raşidi] Hilafet olacaktır. Böylece Allah’ın olmasını dilediği kadar olacak, sonra Allah onu kaldırmayı dilediğinde onu da kaldıracaktır. Sonra ısırıcı Hanedanlık olacaktır. Böylece Allah’ın olmasını dilediği kadar olacak, sonra kaldırmayı dilediğinde Allah onu da kaldıracaktır. Sonra Zorba Diktatörlük olacaktır. Böylece Allah’ın olmasını dilediği kadar olacak, sonra onu kaldırmayı dilediğinde onu da kaldıracaktır. Sonra (yeniden) Nübüvvet Minhâcı üzere [Raşidi] Hilafet olacaktır.” Sonra sustu.”

Entelektüel, ideolojik ve politik farklılıklarına rağmen bütün Müslümanları ümmetin kelimesini birleştirmek için çalışmaya çağırıyoruz. Ümmet, La İlahe İllallah Muhammedün Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem Ukab sancağı altında ancak bir araya gelebilir. Bu da Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin kurulmasıyla mümkündür. Hilafet, Müslümanlar için izzet, kâfirler için de zillettir. İşte biz şu zamanın bu zaman olduğuna ve Hilafetin zamanının geldiğine inanıyoruz. Bu yüzden hadi Hilafeti kuranlardan ve sancağını taşıyanlardan olun ki dünyada mutlu ve huzurlu bir hayat süresiniz. Ahirette Neim cennetlerinde Allah’ın rızasına elde etmek ise daha büyüktür.

ve’s Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh