05 Mart 2018 Pazartesi günü El Ceride gazetesi, 5. Sayfasında “Derdekat Mafyası” başlıklı acı verici bir araştırma raporu yayınladı. Araştırma, açgözlülüğün, yerel yetkililer aracılığıyla yapılan istismarın, kiralık işçi tekelleşmesinin -ki çoğu çocuktur- hangi boyutlara ulaşmış olduğunu gözler önüne seriyor. “Derdekat, işçiler tarafından itilen ürün yüklü tek tekerlekli bir arabadır.”İşçiler, günde 30 Cüneyh yerel birimlere ödüyorlar. Bunun 25 Cüneyhi Derdekat’a gidiyor. Günde 5 Cüneyh de yerel birime bağlı güvenlik bekçilerine ödüyorlar. Derdekat’a gitmek üzere 200 Cüneyh de Omdurman Halk Pazarına teminat olarak yatırıyorlar. Araştırmada gazete, Omdurman Halk Pazarından şu sözleri aktardı: “Bütün dizginler mafyanın elinde. Emeklerimizi sömürüyor. Kimse buna dur demiyor. Çoğu Tucson marka lüks araçlara biniyor.”Derdekat, çoğu çocuk işçileri yerel yetkililerden kiralıyor, kiralama işi yerel yetkililerin tekelinde. Derdekat dışında başka taşeron yok. Araştırmaya göre bir yüklenici, idari işler sorumlusu ya da sendika gözetiminde olmak üzere yerel yetkililer ve idari işler sorumlusu ile (Derdekat) işi konusunda anlaşma yaptıklarını söyledi. Yüklenici, yerel yönetime bağlı idari işler sorumlusu ile kuytu bir yerde oturduklarını, yerel yönetimin Derdekat’ı kiralaması konusunda 50 milyon Cüneyh tutarında bir sözleşme imzaladıklarını, ayda 50 milyon Cüneyh yerel yönetime, 185 milyon Cüneyh de makbuz kesilmeden idari işler sorumlusuna ödenmesi istendiğini belirtti. Parayı Omdurman Halk Pazarında idari işler sorumlusuna bazen işçiler aracılığıyla bazen de hiçbir resmi makbuz kesilmeden kendi eliyle teslim ettiğini söyledi.

Bu büyük yolsuzluk ve adaletsizliğin sorumlusu, şüphesiz devlettir. Devlet, açgözlü kapitalistleri, oportünistleri, yoksul ve mazlumlardan geçinen asalakları gözetiyor. Tüm pazarlar bu mafyanın kontrolünde. Devlet ise yerel yönetimler aracılığıyla bu zulmü onaylıyor ve bu cürüm karşısında sessiz kalıyor. Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz, yolsuzluğun kaynağı ve baş suçlunun, devletin benimsediği yanlış bakıştır diye sürekli dile getirdik. Zira devlet, hüküm ve vaka açısından şeran batıl olan bozuk kapitalist sistemi benimsiyor. Bu sisteme göre sermaye sahipleri, yoksul ve muhtaçları sömürmek dâhil istedikleri herhangi bir yolla servet kazanabilirler. İnsanların geçim araçları dâhil her şey onların tekelinde. Oysa stokçuluk şeran haramdır ve korkunç bir cürümdür. Zulüm, sömürü ve insanları helal işten alıkoyma gibi felaketlerin nedenidir. Derdekat mafyası bunun canlı kanıtıdır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

لا يَحْتَكِرُ إِلا خَاطِئٌ“Ancak günahkâr olan stokçuluk yapar.” İslam, insanların pazarlarda iş peşinde koşmalarını mubah kılar. Kimse bunu engelleyemez ya da onları sömüremez veya yönetici-yönetilen olsun hiç kimse onlara musallat olamaz. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

هَذَا سُوقُكُمْ فَلا يُنْتَقَصَنَّ وَلا يُضْرَبَنَّ عَلَيْهِ خَرَاجٌ“İşte sizin pazarınız budur, burası daraltılmayacak ve burada vergi alınmayacaktır.”Devlet bugün “el Kaşat”ın (zabıta) yaptığı gibi insanları meşru haklarından mahrum ediyor. Satıcılardan vergi alıyor, parayla satın alıp kendi sahibi oldukları stantlarında iş yapmalarını yasaklıyor.

Bu korkunç ve elim verici gerçek, Hizb-ut Tahrir’in Sudan halkına çağrıda bulunduğu şeyin ne kadar doğru olduğunu gösterir. Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devletinden başka sorunların çözümü yoktur. Çünkü Hilafet, ideolojik bir devlettir ve dine esasa dayalıdır. Hilafette yönetici, zalim ve bozguncu değil, çobandır ve İslam hükümlerinin uygulayıcısıdır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَن لَّمْ يَحْكُم بِمَا أنزَلَ اللَّهُ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ“Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir.”^{[Maide 45]}