Müminleri izzetli, kâfir ve münafıkları da zelil kılan Allah’a hamd olsun. Salat ve selam âlemlere rahmet olarak gönderilen, muttakilerin imamı, Peygamberler ve Rasûllerin sonuncusu üzerine olsun...

Ey Kerim kardeşlerim! Es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

Bugün burada toplanma nedenimiz, gerçekleri açıklamak, yalanları deşifre etmek, Sudan’daki egemen rejimin sömürgeci kâfir Batıyı razı etmek için benimsediği laikliğin bariz ve net çirkin yüzünü herkese göstermektir. Yalandan İslami sloganlar atan, Risalet devleti ve İslam’ın hamisi olduğunu iddia eden bu rejim, şimdi gerçek yüzünü gösteriyor. Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak için çalışanlara karşı İslam düşmanlarının safında savaşıyor. Hâlbuki Hilafet, İslam ve Müslümanların devletidir, onurların koruyucusu, malların ve canların bekçisi, akide ve hükümlerden oluşan Yüce İslam ideolojisinin taşıyıcısıdır. Âlemleri zulümattan aydınlığa çıkarıp dosdoğru yola iletir.

Pusulasını kaybeden bu rejim, debelenip duruyor. Bir batıya yöneliyor bir doğuya. Batıda kâfir Amerikalıları razı etmek için İslam ve Müslümanları kurban olarak adıyor. Doğuda da Rusya’dan koruma ve güvenlik talep ediyor. Bilmiyor, yağmurdan kaçarken doluya tutuluyor. Amerika’dan hayır gelmez, Rusya’dan da hami olmaz. Hepsi de İslam düşmanıdır ve hep birlikte İslam ile mücadele ediyorlar. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلا يَزَالُونَ يُقَاتِلُونَكُمْ حَتَّى يَرُدُّوكُمْ عَنْ دِينِكُمْ إِنِ اسْتَطَاعُوا“Onlar, güç yetirebilseler, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmaya devam ederler.” ^{[Bakara 217]}

Doğrusu, halkına yalan söylemeyen bir lider olarak Hizb-ut Tahrir, önce Allah’a sonra da ümmete verdiği sözü ve misakı tutacak, Nübüvvet metodu üzerae ikinci Raşidi Hilafeti kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak için yüce İslam davetini İslam ülkelerinde taşımaya devam edecektir. Kamusal eylemlere getirilen yasak, onu bundan caydıramaz. Rejim, kamusal eylemler ile ümmetin evlatları arasına girmek için uğraşıyor. Örneğin bu yıl içinde şu eylemler yasaklanmıştır:

1- Geçtiğimiz Nisan ayında Ebyad kentinde düzenlenmesi planlanan İslami kitap fuarı.

2- Hilafetin yıkılış yıldönümü etkinlikleri kapsamında Receb ayında Er Rabita Şambat Meydanı’nda düzenlenecek festival konuşması. Etkinliğe önce izin verildi, ardından saatler kala yasaklandı.

3- Bugün de kamusal alanda değil bile salonda düzenlenecek sempozyum yasaklandı.

Kendi yaptıkları anayasalarına bile aykırı olan bu yasak, ciddi bir tehlikenin habercisidir. Yasak mantığı, anayasa ve yasalarına saygı göstermeyen başarısız ve devrik devletlerin bir geleneğidir. Daha da kötüsü bu devletler, getirilen yasaklar ile ümmet düşmanı kâfir Batının rızasını aramaktadırlar. Yazıklar olsun bu rejimlere. Ümmet için barınak, çıkarları için bekçi olmak yerine düşman kâfir Batı çıkarlarının ön savunma hattı haline geldiler.

Hizb-ut Tahrir’i barışçıl siyasi ve fikri eylem hakkından mahrum etmek, yıllarca Sudan halkını İslam ile kandıran bu rejimin tabutuna çakılan son çividir! Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz, bu ülkenin bütün siyasi güçlerini, onurlu politikacılarını, aydınlarını ve gazetecilerini Hizb-ut Tahrir’e destek olmaya, seslerini yükseltmeye ve hakkın karşısında duran bu Ruveybida yöneticileri inkâra davet ediyoruz.

Son olarak diyoruz ki biz, İslami hayatı yeniden başlatmak için çalışmalarımıza kaldığımızdan yerden devam edeceğiz. Yasaklar, tutuklamalar ve hapishaneler bizi caydıramaz. Zira Allah Subhânehu ve Teâlâ, bir süre sonra da olsa samimi kullarına mutlaka yardım edecektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

إنَّا لَنَنْصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذِينَ آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الأَشْهَادُ يَوْمَ لا يَنْفَعُ الظَّالِمِينَ مَعْذِرَتُهُمْ وَلَهُمُ اللَّعْنَةُ وَلَهُمْ سُوءُ الدَّارِ“Şüphesiz ki, Rasûllerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz. O gün zalimlere, mazeretleri fayda vermez. Lânet de onlaradır, kötü yurt da onlaradır.” ^{[Mümin 51-52]}