Rusya-1 kanalı, "Terörizmden kesitler" diye periyodik olarak sunduğu program kapsamında 26 Mart 2015 tarihinde "Kutsal İşkence" başlıklı bölümde İslami parti Hizb-ut Tahrir'e yönelik yeni iftiralar ortaya attı. Hizbin üyelerinin, kiliselerin yakılması ve 2013 yılında Bignikamsk şehrinde Petrokimya fabrikasına düzenlenen füze saldırısına karıştıkları belirtildi.

Şüphesiz bu bariz bir yalandır. Rus yetkililerin ve Ulusal Kanalın İslam'a karşı yaklaşım politikalarının doğasını gösterir. Bizim partimizin bu adı geçen mevzularla hiç bir ilgisi yoktur. Olaylara ilişkin resmi görüş de bunu doğrular. Nitekim şüpheliler, soruşturma ve yargılama safhalarında partimiz ile ilişkileri olduğundan asla söz etmediler. Bu da gösteriyor ki iddia başından sonuna kadar düzmecedir.

Hizb-ut Tahrir, ideolojisi İslam olan siyasi bir partidir. Ve sadece siyasi çalışmaları ile bilinir. Hiç kimse Hizbin tarihi boyunca ne Rusya ne de dünyanın başka bir yerinde bir tane bile şiddet ya da terörist eyleme karıştığına dair bir kanıt getiremez.  

Hizb-ut Tahrir ile bu şüpheli Müslümanlar arasındaki ilişki, Allah Subhânehu ve Teâlâ'ya imandır. Bu nedenle Hizbin üyeleri, gülünç ve yasadışı suçlamalar yüzünden acımasız işkenceye maruz kalan din kardeşlerimizi savunmak için kampanya düzenlediler. Hizb-ut Tahrir üyelerinin çabaları sayesinde yuvarlak masa ve basın toplantıları yapıldı. Bu davada tutuklu olanların maruz kaldığı acımasız işkenceler hakkında gerçekler ortaya konuldu. Ayrıca avukat ve insan hakları savunucularının sözlerinden kesitler sunuldu. Tataristan Müslümanlarına karşı yapılan barbarca eylemleri kınamak için de internet üzerinden kapsamlı bir kampanya düzenlendi.  

Ama ne yazık ki nedense Rus yetkililer, işkenceye karışanları adalet karşısına çıkarmak istemediler! Aksine ellerinden geldiğince bilgileri medyadan gizlediler. Sonra Müslüman tutukluları savunan eylemcilere karşı yoğun baskı yaptılar. Bu düzmece davaların sonucu olarak "terörizm" maddesi uyarınca 27 Aralık 2014 yılında masum Müslümanlar farklı cezalara çarptırıldılar.

Kardeşlerimizi savunmak için yaptığımız faaliyetlere misilleme olarak da Hizb-ut Tahrir'i karalamak amacıyla "Terörizmden kesitler" programı devreye sokuldu. Yalan ve yanlış yere Hizbin kiliselerin yakılması ve diğer suçlara adının karıştığı iddia edildi. Güvenlik birimleri, bizi suçlu olarak göstermek arzusunda değil. Hizb-ut Tahrir üyelerine karşı açılan davalar devam ettiği için kamuoyunu hiçe sayarak bizi daha çok terör örgütü olarak lanse etmek derdinde.  

Biz, Hizb-ut Tahrir'i terör örgütü olarak kabul eden dünyada tek ülkenin Rusya olduğunu hatırlatmak isteriz. Güvenlik görevlileri, Hizbe karşı yapılan baskı ve zulümleri haklı göstermek için yalan ve iftira atıyorlar. Ve insanlar arasında bu yanları yaymak için de işbirlikçi aşağılık medyayı kullanıyorlar. Bu yüzden Ulusal kanallar, sırf yetkililerin isteklerine uymak için saçma sapan suçlamalardan söz ediyorlar. Böylece güvenlik birimlerinin işkence vakalarını örtbas ediyorlar. Sırf Müslüman kardeşlerimizi savunduk diye Hizb-ut Tahrir'i suç örgütü ve üyelerini de terörist olarak yaftalamak istiyorlar. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

بَلْ نَقْذِفُ بِالْحَقِّ عَلَى الْبَاطِلِ فَيَدْمَغُهُ فَإِذَا هُوَ زَاهِقٌ وَلَكُمُ الْوَيْلُ مِمَّا تَصِفُونَ "Bilakis biz, hakkı bâtılın tepesine bindiririz de o, bâtılın işini bitirir. Bir de bakarsınız ki, bâtıl yok olup gitmiştir." ^{[Enbiya 18]}