6 Ekim tarihinde Dağıstan Cumhuriyeti Rusya MIA [İçişleri Bakanlığı] basın servisi, Dağıstan Nogaysk bölgesinde DIA binasında "Cinayetten dolayı gözaltına alınan bir şüphelinin, bir polis memuruna saldırdığı ve onu omuz ve göğsünden yaraladığı" ile ilgili bir haber yayımladı. MIA kaynakları, polis memurunun, kendini savunma kapsamında silah kullandığı ve bunun sonucunda da 21 yaşındaki saldırgan Eradil Asanov'un öldürüldüğünü aktardılar.

Takip eden günlerde Dağıstan Nogaysk bölgesinin yüzlerce sakini, Terekli Mekteb köyünde Asanov'un katilinin tutuklanması talebiyle protesto düzenlediler. 8 Ekim tarihinde "Kafkas Uzel" sitesi, Twitter'dan, öldürülen Asanov'u gözaltına alan Nogaysk RDIA polis memuru İslambek Yanpolov'un gösteri sırasında protestocuların karşısına çıktığını bildirdi. Polis memuru, MIA polis memuruna saldıran ve kendini savunmak amacıyla öldürdüğü iddia edilen Asanov'u binaya götürürken üstünü aradığını ama üstünde bıçak dâhil hiç şey bulanmadığını söyledi. Protestoculardan Rüstem Adilcerov da şunları söyledi: "Daha önce Polis Departmanı Şefi, yardımcısı ve savcılık temsilcisi, protestocuların karşısına çıktılar. "Henüz neden daha katile dava açılmadı, silahlı adam neden daha tutuklanmadı" diye sorduğumuzda, cevap veremediler. Eradil kafasından vurulmuş, kurşun ensenin sağ tarafından girmiş. Kendini savunan biri nasıl böyle bir atış yapabilir? Yetkililerin bu keyfiliklerinden yorulduk artık. Bölgede 25 bin işçi var. Biz, radikal değiliz, ama bu keyfilikler, insanları oraya doğru itiyor."

Tüm olaylardan, gösterilerden ve protestocuların Federal yolu kapatma niyetlerinden sonra 10 Ekim tarihinde, Dağıstan Cumhuriyeti Rusya Federasyonu Soruşturma Komitesi, Dağıstan Cumhuriyeti Rusya MIA Kriminal Daire Bölümü Başkanı Yarbay polis hakkında dava açıldığını bildirdi. Davanın, Rus Ceza Kanunu'nun 286/3 Maddesinin a,b,c fıkraları [şiddet, silah ve ciddi sonuçları olan gücü kötüye kullanma] uyarınca açıldığı duyuruldu. Böylece sadece Dağıstan sakinlerinin kitlesel protesto gösterileri ve onların süregelen tehditleri, yetkilileri, kolluk kuvvetleri tarafından işlenen suçun soruşturulmasına zorladı.

Güvenlik güçlerinin sözde "terörizmle mücadele" dokunulmazlıkları, onların istedikleri kişiyi yok edebilecekleri bir noktaya ulaştı. Güvenlik güçleri hiç bir kanun tanımıyorlar. Uzun zaman önce onlar, kendilerini silahlı çeteler haline getirdiler. Onların gizledikleri tüm gerçekler, güvenlik güçlerinin hukuksuzluklarının temelinin, yetkililerin "İslam karşıtı" politikalarından kaynaklandığını gösterir.

Cinayetler, adam kaçırmalar, işkenceler, silah veya mühimmat dağıtmak, sadece İslam ile mücadele eden güvenlik güçlerinin yöntemleri değil, aksine yüzlerce belki de binlerce üniformalı çetelerin hayat tarzı haline geldi. Güvenlik güçlerinin dokunulmazlığı, öyle bir şeye yol açmıştır ki onlar için insan hayatının artık hiç bir değeri yoktur. Bu tür suçluların örtbas edilmesi, Kafkaslarda işlenen tüm hukuksuzlukların nedeninin, yetkililerin ve onların yandaşlarının İslam'a olan nefretleri olduğunu bir kez daha teyit eder.

Biz, tüm samimiyetimizle Eradil Asanov ailesine ve arkadaşlarına taziye dileklerimizi sunarız. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu

إِنَّا لِلَّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعُونَ

"Gerçekten biz Allah'a aitiz ve gerçekten de ona döneceğiz." ^{[Bakara 156]}