Salı, 24 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/26
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu

No: PK–BA–2016–MB–TR–66 H. 28 Rabi-ul Evve 1438
M. Salı, 27 Aralık 2016

Hilafet Savunucularına Özgürlük Adalet, Nübüvvet Metodu Üzere Hilafete Çağıranların Derhal Serbest Bırakılmasını Gerektirir

24 Aralık 2016 günü Pakistan Yüksek Mahkemesi Başkanı Mian Saqib Nisar, “Söz veriyorum, yargıya baskı olmayacak ve hiç kimse mahkemenin şeffaflığını sorgulayamayacak. Dünyevi çıkar için ben ahiret hayatımı feda edememem.” diye konuştu. Gerçekten de, adil yargıç, cenneti kazanmak için İslam’a göre hükmeden yargıçtır. İslam’dan başkasına göre hüküm verenlere yazıklar olsun! Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

الْقُضَاةُ ثَلَاثَةٌ وَاحِدٌ فِي الْجَنَّةِ، وَاثْنَانِ فِي النَّارِ، فَأَمَّا الَّذِي فِي الْجَنَّةِ فَرَجُلٌ عَرَفَ الْحَقَّ فَقَضَى بِه، وَرَجُلٌ عَرَفَ الْحَقَّ فَجَارَ فِي الْحُكْمِ فَهُوَ فِي النَّارِ، وَرَجُلٌ قَضَى لِلنَّاسِ عَلَى جَهْلٍ فَهُوَ فِي النَّارِ  “Yargıçlar üçtür: biri cennette, diğer ikisi ateştedir. Cennette olanı, hakkı bilip onunla hüküm verendir. İnsanlar arasında bilgisizce hüküm veren ile hakkı bilip hükümde haksızlık yapan ise ateştedir.” [Ebu Davud]

Trajiktir ki İslam adına kurulan ve halkı da ahiret için yanıp tutuşan bir ülkede Müslümanlar özellikle de Hilafet savunucuları adaletsizlikten mustariptir. İslam için çalışan pek çok Müslüman, uykusuzluk, acımasız dayak, zorla halüsinojenik uyuşturucu kullanımı ve elektrik şok dâhil ağır işkencelere maruz kalmıştır. 5 Aralık 2014’ten beri tutuklular dâhil bazı Hilafet savunucuları, duruşmasız uzun süredir tutukludur. Aralarında 11 Mayıs 2012 tarihinde hükümetin haydutları tarafından kaçırılan ve dört buçuk yılı aşkın süredir kayıp olan Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti Resmi Sözcüsü Naveed Butt da dâhil olmak üzere bazıları da kaçırılmıştır. Bu nedenle umarız, Yüksek Mahkeme Başkanı ve diğer yargıçlar, iyi niyetlerine sadık kalırlar da Allah’tan başka hiçbir kınayıcının kınamasından korkmadan İslam için mücadele eden tüm Müslümanları serbest bırakırlar.

İslam’ın egemenliği için mücadele eden Müslümanlar, İslam’ı uygulamak farz olduğu halde düpedüz adaletsizliğe maruz kalıyor. Zira Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَا أَنزَلَ اللَّهُ فَأُوْلَئِكَ هُمْ الظَّالِمُونَ  “Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar zalimleri ta kendileridir.” [Maide 45] Hilafeti savunmak, asil bir uğraş olsa da adaletsizliğe uğruyor. Zira Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem zulmü sona erdirmek için Hilafetin avdetini muştulamıştır:

ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا جَبْرِيَّةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ ثُمَّ سَكَتَ  “Sonra ceberut saltanat olacaktır. Allah’ın olmasını dilediği kadar olacaktır. Sonra kaldırmak istediğinde de kaldıracaktır. “Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.” Sonra sustu.” [Ahmed]

Gerçek suçlular, yani küfürle hükmeden, sömürgecilerle işbirliği yapan, güpegündüz yağlamayan, hortumlayan ve yargı ile alan eden mevcut yöneticiler, serbest dolaşırken bu büyük adaletsizlik de neyin nesi. Bu yozlaşmış yöneticiler, Washington’daki efendilerinden aldıkları talimat doğrultusunda Pakistan’ın tüm kurumlarına baskı yaparak bekalarını sürdürüyorlar. Bu, Pakistan’ı felakete sürüklese de efendilerini memnun etmek için gece gündüz çalışıyorlar. İşte Washington’un her şeyden daha çok korktuğu İslam’ı yeniden iktidara getirmek için çalışanlar, şüphesiz aynı baskının sonucu ya kaçırılmış ya da hapse atılmıştır.

Ey yargının samimi hâkimleri! 2016 Mart’ta General Müşerref’i adaletten kaçırmak için yargıya müdahil olan General Rahil’in bu eylemi, yargıya baskı unsurunun Pakistan’ın en güçlü kurumu olan silahlı kuvvetlerin elinde olduğunu göstermektedir. Ayrıca yargı, mevcut yöneticiler altında mevcut sistem ile devam ettiği sürece Allah ve Rasûlü emirleri doğrultusunda adaleti tesis etmeleri beklenemez. Dolayısıyla kayda değer nüfuzunuzu kullanarak Nübüvvet metodu üzere Hilafetin hemen kurulması için silahlı kuvvetler içindeki samimi subaylardan Hizb-ut Tahrir’e nusret vermelerini istemelisiniz. Ancak o zaman Müslüman olarak hepimizin arzuladığı gerçek adaleti görebiliriz. Sonra da adil bir yargının, çok sayıda İslam ihlalleri nedeniyle şimdiki yöneticileri yargıladığını göreceksiniz. Allah Subhânehu ve Teâlâ katında ise onları daha çetin bir azap beklemektedir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلاَ تَحْسَبَنَّ ٱللَّهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ ٱلظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ ٱلأَبْصَارُ مُهْطِعِينَ مُقْنِعِى رُءُوسِهِمْ لاَ يَرْتَدُّ إِلَيْهِمْ طَرْفُهُمْ وَأَفْئِدَتُهُمْ هَوَآء  “Sakın Allah’ı, zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma; gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne kadar onları ertelemektedir. O gün başları kalkmış, gözleri kendilerine dönemeyecek şekilde sabit kalmış, gönülleri bomboş halde koşup duracaklardır.” [İbrahim 42-43]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan
Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813
https://bit.ly/3hNz70q
Fax: +(92) 21–520–6479
E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER