Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, Hindistan’ın işgal altındaki Keşmir ve Pakistan’a yönelik saldırı ve zulmüne karşı İslamabad’da gösteriler düzenledi. Göstericiler, “Silahlı kuvvetleri cihada seferber etmek, Hint saldırganlığına verilecek yegâne yanıttır” ve “Pakistan ordusu Keşmir’in kurtuluşu için seferber olmalı.”yazılı pankartlar taşıdılar.

Yaklaşık üç aydır Keşmirli Müslümanlar, Hint güvenlik güçlerinin acımasız zulmüne maruz kalıyor. Onlarca şehit verdiler ve ağır yaralananlar oldu. Ama Hindistan devleti önünde dize gelip teslim olmadılar. Keşmirli Müslümanların meydan okuması karşısında hayal kırıklığına uğrayan Hindistan devleti, Kontrol Hattında saldırılara başladı. Pakistan’ın politik ve askeri liderlik içindeki hainlerin Washington’u dinlediğini bildiği için Hindistan devleti böyle saldırganlıklara cüret edebiliyor. Dolayısıyla onların, Keşmir’i kurtarmak ve Hint saldırganlığına bir son vermek için silahlı kuvvetleri cihada yönlendirmeyeceğini, aksine ABD’li efendilerinin kısıtlayıcı politik direktiflerine uymaya devam edeceklerini biliyor.

Hindistan ordusunun Pakistan ordusunu yenemeyeceği besbelli. Çünkü kötü donanımlı ama ahlaki motivasyonu yüksek küçük mücahit gruplar, korkak Hint askerlerini darmadağın etmişlerdir. Hal böyleyken ümmetin dua ve desteğine sahip Müslüman silahlı güçlerle nasıl karşı karşıya gelecekler? Ayrıca Hindistan devleti, dâhili olarak da çok zayıftır. Zira onlarca ayrılıkçı hareketler, Hindistan elitinin bağnazlığını reddediyor. Bu yüzden Keşmir’in kurtuluşu ve Pakistan’ın birliği için Pakistan silahlı kuvvetlerini seferber etmenin tam da zamanı. Bu günlerde Müslümanların yiğitçe mücadeleleri, Hindistan’dan kurtulma arzularını tüm dünyaya açıkça göstermiştir. Bugün Keşmir’deki gösterilerde Pakistan bayrakları açılıyor. Şehitler Pakistan bayraklarına sarılıyor. Bu eylemleriyle Keşmirli Müslümanlar, Pakistan ile birleşme arzusunu dünyaya ilan ettiler. Tüm dünya, kör edici mermi kullanımı dâhil Hindistan devletinin Müslümanlara yönelik zulmünü biliyor. Bu nedenle ümmetin öfkesi kabarmış durumda. 

Sadece Nübüvvet metodu üzere Hilafet, silahlı kuvvetlerimizi seferber edebilir. Seferber olan silahlı kuvvetlerimiz, Keşmir’i kurtaracak ve Hint saldırganlığını sona erdirecektir. O zaman Raşidi Halife, Hindistan’ı fethetmek için orduları komuta edecektir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

عِصَابَتَانِ مِنْ أُمَّتِي أَحْرَزَهُمَا اللَّهُ مِنْ النَّارِعِصَابَةٌ تَغْزُو الْهِنْدَ وَعِصَابَةٌ تَكُونُ مَعَ عِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ عَلَيْهِمَا السَّلَام “Benim ümmetimden iki grup vardır ki Allah onları ateşten korumuştur. Savaş için Hindistan’a giden grup ve İsa ibn Meryem ile beraber olan gruptur.” ^{[Ahmed, Nesâi]}

وَعَدَنَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ غَزْوَةَ الْهِنْدِ فَإِنْ أَدْرَكْتُهَا أُنْفِقْ فِيهَا نَفْسِي وَمَالِي فَإِنْ أُقْتَلْ كُنْتُ مِنْ أَفْضَلِ الشُّهَدَاءِ وَإِنْ أَرْجِعْ فَأَنَا أَبُو هُرَيْرَةَ الْمُحَرَّرُ   “Allah Rasûlü bize Hint gazvesi olacağı vadinde bulundu. Eğer ben o savaşın vaktine yetişirsem malımı ve canımı o uğurda feda edeceğim. Eğer şehit edilsem şehitlerin en faziletlilerinden olacağım. Eğer harpten geri dönecek olursam, işte ben hür Ebu Hurayra’yım.” ^{[Ahmed, Nesâi, Hâkim]}