Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu tarafından yayımlanan güçlü kınayıcı basın açıklamasını Pakistan’ın başkenti İslamabat’taki yüksek komiserlik aracılığıyla Bangladeş rejimine teslim etti. Basın açıklaması, Arapça, Bengalce, Urduca ve İngilizce dillerinde teslim edildi. 30 Ağustos 2015 Pazar günü Bengali rejimin utanmaz Dedektif Şubesi iki kadını tutukladı. Gözaltı boyunca bu saf tertemiz Müslüman kadınları ciddi şekilde darp ettiler. Bayan kardeşlerimizden biri, öyle bir noktadan dövülmüştü ki vücudunun farklı bölgeleri kan revan içindeydi ve bilincini kaybetmişti. Bu vahşetten kız kardeşlerimizi kurtarmak yerine 4 Eylül Cuma günü yargıç, adaletin timsalinden ziyade zalim rejimin bir kolu gibi hareket etti ve acımasızca bacılarımızı hapse gönderdi.

Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti tarafından teslim edilen bu basın açıklaması, Hizb-ut Tahrir’in, Hasina Wajid’in bu iki masum kadına yönelik vahşetini kınayan kampanyanın bir parçasıdır. Hasina rejimi, Hilafet çağrısını sözde suç sayıyor. Oysa Hilafet, İslami bir farzdır ve Müslüman toprakların birlik ve güvenliğini sağlamanın pratik metodudur. Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu tarafından yayımlanan basın açıklamasında şöyle deniyordu: “Gerçekten de bu hilekâr rejimin üyeleri, “kadının güçlendirilmesi” gibi içi boş sloganlar telaffuz ediyorlar. Ama zulüm karşıtı gerçek siyasetle uğraşan, insanların ihtiyaçlarını içtenlikle gütmek için İslami sisteme çağıran bayanları hapse atıyorlar. Hasina’nın zorba rejimi, tamamen beceriksiz bir rejimdir. Bozuk laik sistemin uygulanmasıyla kadın, erkek veya çocuk hiç kimse bu yozlaşmış sistemin altında güvende değildir. Sayısız katiller ve tecavüzcüleri adalet karşısına bile çıkaramıyor. Ama hapishaneleri, tek suçları Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya itaat olan masum Müslümanlar ile dolduruyor.”

Söz konusu basın açıklamasında devamla şöyle deniliyordu: “Ey Hasina! Eğer İslam’ın davet taşıyıcılarını hapsetmek, baskıcı laik yönetimin ömrünü uzatacağını düşünüyorsan, yanılıyorsun! Allah’ın izniyle çöküşün yakın ve kaçınılmazdır. Bu dindar Müslüman bayanları gözaltına almanın, Hizb-ut Tahrir’in bayan davetçilerinin kalplerine korku salacağını ve amacımıza ulaşmak için mücadeleden bizi alıkoyacağını mı düşüyorsun? Hayır! Aksine sizin gibi diktatörlerin devrilişini görmek, ihtiyaçlarımızı karşılayacak ve dinimizin bir hamisi olacak bir devletin doğuşuna tanık olmak için kararlılığımızı daha da artacaktır.

Basın açıklamasında şu talepte bulunuldu: “Dolayısıyla zindanlarda tutulan kardeşlerimiz yanı sıra tüm masum Müslümanları derhal serbest bırakmanızı talep ediyoruz... Samimi müminlere zulmetme cesareti gösterenlere de deriz ki, ayağınızı denk alın, zira iktidarınızın sonu gelmek üzeredir!

إِنَّ الَّذِينَ يُحَآدُّونَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُ أُوْلَـٰئِكَ فِى ٱلأَذَلِّينَ كَتَبَ ٱللَّهُ َلأَغْلِبَنَّ أَنَاْ وَرُسُلِيۤ إِنَّ ٱللَّهَ قَوِيٌّ عَزِيزٌ“Allah’a ve Peygamberine düşman olanlar, işte onlar en aşağıların arasındadırlar.” Allah: Elbette ben ve elçilerim galip geleceğiz, diye yazmıştır. Şüphesiz Allah güçlüdür, galiptir.” ^{[Mücadele 20-21]}