Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu

No: PK–BA–2023–MB–TR–13 H. 4 Şevvâl 1444
M. Pazartesi, 24 Nisan 2023

Sudan ve Halkını Mücrim Komutanların Elinden Kurtarmak Pakistan’ın Görevidir, Pakistan “Vatandaşlarını” Sudan’dan Tahliye Etmek Değil!

El Burhan liderliğindeki Sudan ordusu ile Hamideti liderliğindeki Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki çatışmaların şiddetlenmesinin ardından Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif Cuma günü yaptığı açıklamada, “Sudan’daki Pakistan vatandaşlarının güvenliği ve emniyeti hükümetin en önemli önceliğidir” dedi. Şerif yaptığı açıklamada, “Hükümet Sudan’daki durumu yakından izliyor ve Pakistan vatandaşlarını korumak için atılan adımları sürekli takip ediyor. Hükümet, Pakistanlıların güvenliğini ve tahliyesini sağlamak için dost ülkeler ve Birleşmiş Milletler ile temas halindedir.” dedi. Pakistan hükümetinin bu adımı, ABD, İngiltere ve diğer sömürgeci ülkelerin vatandaşlarını Sudan’dan tahliye etmek için askeri güç göndereceklerini açıklamasının ardından geldi. Yabancı uyrukluların Sudan’dan tahliye süreci halen devam etmektedir.

Sudan’daki güncel olaylar ve Pakistan hükümetinin olaylar hakkındaki tutumu ile ilgili olarak şunları vurguluyoruz:

Birincisi: Sudan’da iki mümin grup arasında çıkan çatışma, münker bir eylemdir ve şeri yönden hiçbir şekilde kabul edilemez. Hartum ve Sudan’ın diğer şehirlerinin sokaklarında dökülen kanlar Müslümanların kanıdır, dökülmesi haramdır. Bu katliama katılanlar, suçludur ve lanetlenmişlerdir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَمَنْ يَقْتُلْ مُؤْمِناً مُتَعَمِّداً فَجَزَاؤُهُ جَهَنَّمُ خَالِداً فِيهَا وَغَضِبَ اللَّهُ عَلَيْهِ وَلَعَنَهُ وَأَعَدَّ لَهُ عَذَاباً عَظِيماً “Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası içerisinde ebedi kalmak üzere cehennemdir. Allah ona gazap eder ve lanet eder. Onun için büyük bir azap da hazırlamıştır.” [Nisa 93]

İkincisi: Sudan’daki Pakistanlı Müslümanlar, “yabancı bir ülkede” “yabancı uyruklu” kişiler değillerdir. Aksine ülkeleri Müslüman Sudan’da ikamet eden Müslümanlardır. Durumları Sudan halkının durumu gibidir, Sudanlı kardeşleri için geçerli olanlar onlar için de geçerlidir. Pakistan’ın görevi, Sudan’daki tüm Müslümanları oradaki iktidar mücadelesinden korumaktır. Pakistanlıları tahliye etmek, Sudan ve halkına karşı komplo kuran Amerika, İngiltere ve müttefikleri diğer tüm batılı haçlı ülkeler gibi Sudan halkını ölüme terk etmek değildir. Ancak vatandaşlarını Sudan’dan tahliye eden Pakistan ve Türkiye hükümeti gibi laik hükümetlerin bu kahramanca şeri tutumu sergileyemeyeceğini biliyoruz. Çünkü bu hükümetler, sömürgeci kâfirin Müslüman ülkeler arasında çizdiği yapay sınırları ve bu mutant devletçiklerin hayali bağımsızlığını kutsal görmektedirler. Sudan’daki çatışmayı ümmetin geri kalanını ilgilendirmeyen bir iç mesele olarak nitelendirip şu şeri gerçeği görmezden gelmektedirler: “Müslümanlar tek bir ümmettir, barışları da savaşları da birdir.”

Üçüncüsü: Pakistan’ın görevi, laik hükümetinden bağımsız olarak, Müslüman Sudan ülkesine yardım etmek ve iki savaşan gruba engel olmaktır. Bu, Subhânehu ve Teâlâ’nın şu buyruğunun bir gereğidir:

وَإِنْ طَائِفَتَانِ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ اقْتَتَلُوا فَأَصْلِحُوا بَيْنَهُمَا فَإِنْ بَغَتْ إِحْدَاهُمَا عَلَى الْأُخْرَى فَقَاتِلُوا الَّتِي تَبْغِي حَتَّى تَفِيءَ إِلَى أَمْرِ اللَّهِ فَإِنْ فَاءَتْ فَأَصْلِحُوا بَيْنَهُمَا بِالْعَدْلِ وَأَقْسِطُوا إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الْمُقْسِطِينَ “Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer (Allah’ın emrine) dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve (onlara) adaletli davranın. Çünkü Allah, adaletli davrananları sever.” [Hucurat 9-10] İki grup arasını düzeltmek, Müslüman askerlerin kanını döken suçlu liderlerini etkisiz hale getirmekle olur. Her iki gücün komutanı, başta Amerika olmak üzere sömürgeci kâfirin belirlediği hedeflere ulaşmak için çalışıyor. O yüzden Pakistan ordusunun savaşan kardeşler arasını düzeltmek için seferber olması elzemdir. Pakistanlıları Sudan’dan tahliye etmek için seferber olmamalıdır veya Batının Müslüman ülke Sudan üzerindeki hegemonyasını korumak ve güçlendirmek için taktiksel askeri operasyonlar yürütmemelidir. Pakistan hükümeti, Somali’ye yaptığı gibi geçen yüzyılın doksanlarında askeri güç göndermekle yetinmişti.

Dördüncüsü: Başında, Allah ve Rasûlü’nün rızasını gözeten, Sudan da dahil olmak üzere dünyadaki Müslümanların kanı ve onurunu koruyan ilahi bir komutanın olmadıkça Müslüman Pakistan ordusu bu asil ve kahramanca rolü üstlenemez. Allah’ın izniyle yakında Pakistan’da kurulacak Hilafet ordularının fiili komutanı Halife olmadıkça Müslümanların onuru korunamaz. Bu nedenle Pakistan’daki güç ve kuvvet ehlinin Halifenin cihat bayrağını dalgalandırmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret vermeleri farzdır. Halife Müslüman ülkeleri birleştirmek ve Batı’nın Müslüman ülkelerdeki etkisini ortadan kaldırmak için ordulara komutanlık edecek, Sudan, Suriye ve diğer yerlerde Müslümanların kanını döken askerlerin komutanlarını ortadan kaldıracaktır. Bunun için size sesleniyoruz ey Pakistan ordusunun samimi subayları! Yükümlülüklerinizin çığ gibi büyüdüğünü ve sorumluluklarınızın, sınırların ve limanların ötesine taştığını size hatırlatıyoruz. Görevinizi yerine getirirseniz, Allah’ın rızasına, genişliği gökler ve yer kadar olan cennete kavuşacak, görevinizi yerine getirmez ve yere çakılıp kalırsanız, o zaman Allah’a yemin olsun ki apaçık bir hüsran içerisinde olacaksınız. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا مَا لَكُمْ إِذَا قِيلَ لَكُمُ انْفِرُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ اثَّاقَلْتُمْ إِلَى الْأَرْضِ أَرَضِيتُمْ بِالْحَيَاةِ الدُّنْيَا مِنَ الْآخِرَةِ فَمَا مَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا فِي الْآخِرَةِ إِلَّا قَلِيلٌ إِلَّا تَنْفِرُوا يُعَذِّبْكُمْ عَذَاباً أَلِيماً وَيَسْتَبْدِلْ قَوْماً غَيْرَكُمْ وَلَا تَضُرُّوهُ شَيْئاً وَاللَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ“Ey iman edenler! Ne oldunuz ki, size “Allah yolunda sefere çıkın” denilince, yere çakılıp kaldınız. Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatını mı seçtiniz? Oysa ahirete göre dünya hayatının yararı, pek az bir şeydir. Eğer Allah, yolunda sefere çıkmazsanız, sizi elem dolu bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir toplum getirir. Siz ise O’na hiçbir zarar veremezsiniz. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.” [Tevbe 38-39]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan
Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813
https://bit.ly/3hNz70q
Fax: +(92) 21–520–6479
E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER