Pakistan Yüksek Mahkemesi 27 Aralık’ta Karaçi’de Tarık Yolu üzerinde bulunan ve günde binlerce insanın beş vakit namaz kıldığı yirmi beş yıllık Medine Cami’nin yıkılmasına karar verdi. Küstah ve duyarsız laik yargı, kaçak inşa edildiği gerekçesiyle park yapılması için Allah’ın evlerinden birinin yıkılması emrini verdi. Allah’ın indirdiğiyle hükmetmeyen laik yargısıyla demokrasi, İslam ümmetinin emellerine ve önceliklerine gerçekten de yabancıdır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنْ مَنَعَ مَسَاجِدَ اللَّهِ أَنْ يُذْكَرَ فِيهَا اسْمُهُ وَسَعَى فِي خَرَابِهَا أُولَئِكَ مَا كَانَ لَهُمْ أَنْ يَدْخُلُوهَا إِلَّا خَائِفِينَ لَهُمْ فِي الدُّنْيَا خِزْيٌ وَلَهُمْ فِي الْآخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌ“Allah’ın mescitlerinde onun adının anılmasını yasak eden ve onların yıkılması için çalışandan kim daha zalimdir. Böyle kimselerin buralara korku dışında girmeye hakları yoktur. Onlar için bu dünyada rezillik vardır ve ahirette de büyük bir azaba uğrayacaklardır.” ^{[Bakara 114]}

Devasa ve gösterişli Hindu tapınakları ile Sih Gurudwara’lar (Guru Yolu) inşa edilirken, Pakistan’ın laik ve liberal hükümeti, büyük camiler inşa etme görevini savsaklıyor. Mevcut camilerde yer olmadığı için birçok Müslüman, Cuma Namazını sokaklarda kılmak zorunda kalıyor. Dahası hükümetin bu bariz ihmalkârlığı, Pakistan Müslümanlarını zar zor kazandıkları paralarla camiler inşa etmeye zorluyor. Hem de insan yapımı demokratik sistemin neden olduğu korkunç ekonomik krizler nedeniyle birçok Müslümanın borçlandığı bir zamanda. Demokrasi, dinimize olan bağlılığımıza dumura uğratırken, yozlaşmış Batılı değerleri teşvik ediyor. Hedonizm, materyalizm ve bireycilik gibi değerler, Batı toplumlarını mahvetti. Sömürgeci kâfirler, Hilafeti yıktıktan sonra Müslümanları tuzağa düşürmek için İslam ülkelerine demokratik sistemi dayattılar.

Ey Pakistan Müslümanları! Ardı ardına yaşadığımız musibetlere ve dinimize yönelik saldırılara daha ne kadar sessiz kalacağız? Gerçekten de Allah’ın yönetim sistemi olan Hilafetin yokluğundan dolayı İslam’ın halkaları teker teker çözülüyor. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

لَتُنتَقَضَنَّ عُرى الإسلامِ عُروةً عُروةً فكُلَّما انتَقَضَت عُروةٌ تَشَبَّث النَّاسُ بالتي تليها فأَوَّلُهنَّ نَقضًا الحُكمُ وآخِرُهنَّ الصَّلاةُ  “İslâm’ın halkaları teker teker çözülecektir. Her bir halka çözüldüğünde insanlar bir sonraki halkaya sarılacak/yapışacaklardır. İlk çözülecek olan halka hüküm/yönetim halkası, son halka ise namaz halkasıdır.”^{[İmam Ahmed, Taberani ve İbn Hibban]} Doğrusu belalar artık namaz halkasına ulaştı, o halde sesimizi yükseltmenin zamanı gelmedi mi?

Demokrasiden yüz çevirmeliyiz ve Nübüvvet metodu üzere Hilafet için mücadele etmeliyiz. İslami yönetim görkemli ve mimarisi harika camiler inşa edecektir. Doğuda Lahor’daki Bhadshahi Cami ile Batıda Endülüs’teki Kordoba Cami bunun en güzel örneğidir. Hilafet, Müslümanların ibadet etmelerini kolaylaştıracak, gayrimüslimlerin akın akın İslam’a girmesinin önünü açacaktır. O halde İslam dinine sımsıkı sarılan herkes, Hilafetin yeniden kurulması için canla başla çalışmalıdır.