19 Ekim 2019 tarihinde İmran Han’ın, bir yıl içinde ekonomik durumu tersine çeviren “yerli IMF ekibini” tebrik etmesi ülkede tartışma yarattı. İnsanları ekonomik sefalete sürüklemek için yapılan ekonomik dönüşüm, sömürgeci akbabalara faiz ödemelerini zamanında yapmak için değil mi? Bir milyon insan şuan işsiz, dört milyon insan yoksulluk sınırının altında. Önümüzdeki yıl da sekiz yüz bin kişi işsiz kalacak. Dört milyon insan daha yoksullaşacak. Enflasyon oranı çift haneleri aştı, yüzde 11,4’e ulaştı. Devlet bankalarında faiz oranı, yüzde 13,25 iken ticari işlemlerde bu oran yüzde 18’dir. Faiz oranlarının yüksekliği reel ekonomide daralmaya yol açıyor. IMF ve Dünya Bankası, GSYH büyüme oranının daha da düşeceğini, önümüzdeki üç yılda ekonomik yavaşlama olacağını öngörüyor. Herhangi bir markete gidildiğinde, tüccarlardaki umutsuzluk, hayal kırıklığı, tedirginlik görülebilir. Hiçbir ekonomik dönüşüm yok. Mortgage yoluyla Pakistan’ın ekonomik egemenliği IMF gibi sömürgeci kurumlara peşkeş çekiliyor. Hal böyleyken hangi katı kalpli kişi, kitlelere ekonomik dönüşüm şakası yapabilir ki?

Ekonomik dönüşüm, ithalata kapı aralamaktır, ithalat için yüksek tarife belirlemek ve hammadde maliyetini artırmak değildir. Bu yüzden yerel üretimde boğulma olacaktır. Ekonomik dönüşüm, uluslararası tuzak bazlı doları terk edip, enflasyonun kökünü kazıyacak olan altın ve gümüşe dayalı uluslararası ticarete geçiştir. Mesele, sömürgeci finansal kurumlara ve Çin’e faiz ödemeleri yapmak için biraz dolar toplayarak ihracatı artırmak değil. Faiz, tamamen ortadan kaldırılır, yoksullar üzerindeki doğrudan ve dolaylı tüm vergiler iptal edilir, çeşitli ekonomik faaliyetler artarsa, işte o zaman ekonomik dönüşüm gerçekleşecektir. Talep daralmasını sağlamak için faiz oranlarını ve vergileri arttırmak, ekonomik dönüşüm değil, tam tersine ekonomik felç demektir. Ekonomik dönüşüm, sömürgeci kredilere bağımlılık değil, aksine kredileri reddetmektir. Böyle yapması gerekirken rejim, bir yıl içinde altı trilyonu dış borç olmak üzere toplam borcu on bir trilyon rupiye çıkardı.

Son yetmiş yıldır bütün demokratik ve diktatör yöneticiler, ekonomik devrim, değişim ve dönüşüm illüzyonu ile bizi kandırdılar. Bu kapitalist sistem, her çağda yolsuzluk yapanlar için çalışır. Daha önce kapitalizm, Şerif, Dar, Zerdari, Keyani, Müşerref ve Aziz gibileri için çalışırken şimdi Jahangir Tareen, Aleem Khan ve Khusro Baktiyar gibiler için çalışıyor. Sömürgeci sistem, zor kazandığımız paraları yağmalayıp sömürgeci akbabalara aktarıyor. İslami ekonomik sistem olmadan insanlar, sömürgeciler ve yerel ajanlarının sömürü ve aşağılamasına maruz kalmaya devam edeceklerdir. Kapsamlı İslami ekonomik sistemi sadece Nübüvvet metodu üzere Hilafet uygulayabilir. İktidardakilerin başarısız ve faydasız deneyimleri durdurmalarının ve Allah’ın indirdikleriyle yönetimi yeniden kurmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret vermenin zamanı gelmiştir. Hilafette Allah, gökyüzünden rızık yağdırdığında ve ülkenin hazinelerini ardına kadar açtığında bolca nimetlere tanık olacağız. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلَوْ أَنَّهُمْ أَقَامُوا التَّوْرَاةَ وَالْإِنْجِيلَ وَمَا أُنْزِلَ إِلَيْهِمْ مِنْ رَبِّهِمْ لَأَكَلُوا مِنْ فَوْقِهِمْ وَمِنْ تَحْتِ أَرْجُلِهِمْ“Eğer onlar Tevrat’ı, İncil’i ve Rablerinden onlara indirileni (Kur’an’ı) doğru dürüst uygulasalardı, şüphesiz hem üstlerinden, hem de ayaklarının altından yerlerdi.”^{[Maide 66]}