21 Ekim 2018’de Keşmir’deki işgalci barbar Hint güçleri tarafından akıtılan saf Müslüman kanının ardından İmran Han, 22 Ekim’de “Hindistan güvenlik güçlerinin Keşmir’deki masum insanları öldürdüğü elim olayı güçlü bir şekilde kınıyoruz. Hindistan’ın BM Güvenlik Konseyi Kararı’nı ve Keşmir halkının isteklerini dikkate alarak Keşmir sorununu çözme gerekliliğini anlama zamanıdır.”şeklinde bir tweet attı. Bajwa-İmran rejimi, düşman Hindistan’ın sürekli küçük düşürücü davranışı karşısında tıpkı Müşerref ve Navaz Şerif gibi hareket ediyor. Süt dökmüş kedi gibi hareket etmek, Müslümanları büyük tehlikelere maruz bırakır. ABD-Hindistan ittifakı, Hindistan’ın Pakistan ve Keşmir Müslümanları üzerinde hegemonya kurması için amansız bir çalışma yürütmektedir. Doğası gereği Hindistan’ın iktidar eliti, başkalarına karşı adaletsiz ve zayıf tutumlara karşı alaycıdır, sadece güce saygı duyar. Hindistan Yarımadası’ndaki halkın, yüzyıllar boyunca bölgede barış ve refahı sağlayan İslami yöneticilere gönüllü olarak kucak açmalarının nedeni işte budur. Bu yüzden atalarımız, yarımadayı Hint seçkinlerinin otoritesinden arındırmak için büyük fedakarlıklar vermiştir. Hint Yarımadası’nın parçalanmasından bu yana Hindistan’ın iktidar eliti, işgal altındaki Keşmir Gujurat veya Ayodhya’da gerek savaşta gerekse barışta olsun Müslümanlara zarar vermek için her fırsatı değerlendiriyor.

Ey Pakistan silahlı kuvvetleri!

Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulması için Hizbe nusret vererek bizi yıkıma sürükleyen Bajwa-İmran rejiminin yürüyüşünü durdurmalısınız. O zaman düşmanı paramparça eden vahşi bir aslanın azgın eylemlerine tanık olacaksınız. Râşidi Halife, sömürgecilik aygıtı Birleşmiş Milletler ve Keşmir’le ilgili bağlayıcı olmayan gülünç kararlarını reddedecek, Hintli diplomatları ülkeden sürgün edip Hindistan’a karşı savaş ilan edecektir. Amerika’nın sağduyulu olma taleplerini görmezden gelerek, Hint askerlerini dehşete düşüren yaygın ve güçlü Keşmir direnişini silahlandıracaktır. Pakistan’ın batı sınırında devam etmekte olan ABD’nin başarısız savaşına destek vermeyi reddedecek, bunun yerine sizi seferber edecek, nükleer silahlarımızı doğu sınırına konuşlandıracak ve Hintlileri kötülüklerinden vazgeçmeye zorlayacaktır. Mazlumların çığlıklarına yanıt verecek, işgal altındaki Keşmir’i özgürlüğüne kavuşturacaktır. Pakistan’ı Hint egemenliğine boyun eğdirme komplosu olan normalleşme planını kabul etmeyecek, İslam’ı bir yaşam biçimi olarak yeniden Hint Yarımadası’nda hâkim kılmak için ciddiyetle çalışacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

فَلاَ تَهِنُواْ وَتَدْعُوۤاْ إِلَى ٱلسَّلْمِ وَأَنتُمُ ٱلأَعْلَوْنَ وَٱللَّهُ مَعَكُمْ وَلَن يَتِرَكُمْ أَعْمَالَكُمْ “Sakın zaaf göstermeyin. Üstün olduğunuz halde barışa çağırmayın. Allah sizinle beraberdir. Sizin amellerinizi asla eksiltmeyecektir.”  ^{[Muhammed 35]}