Hindistan’la normalleşme yolunda ilerleyen Pakistan yöneticileri, düşman Hint devletine sürekli ödün ve tavizler veriyorlar. Pakistan yöneticilerinin zayıf ve uzlaşmacı duruşu nedeniyle RAW emekli istihbarat şefi A.S. Dulat, 21 Mayıs 2018’de Hindistan hükümetinden iki ülke arasında durmuş görüşmeleri yeniden başlatmak için Pakistan Genelkurmay Başkanını ülkeye davet etmesini istedi. Müslümanlar için kalıcı barış ve refahı sağlamaması bir yana Hindistan’la normalleşme, Pakistan ve işgal altındaki Keşmir Müslümanlarını defalarca inciten bir devlet karşısında onları zayıflatacaktır. Askeri açıdan normalleşmeye gelince, Pakistan yöneticileri, acımasız Hint saldırganlığı karşısında sömürgecilerin “itidal” çağrısına uyarken, işgal altındaki Keşmir’de kurtuluş için mücadele eden örgütlere yaptıkları baskıyı sürdürüyorlar. Ekonomik açıdan normalleşmeye gelince, Pakistan yöneticileri, Hint ürünlerinin ithalatına izin verirken, endüstri ve tarımımızı çökertmek için sömürgeci direktifleri uyguluyorlar. Siyasi olarak normalleşmeye gelince, Pakistan yöneticileri İslam’a olan bağlılığımızı zayıflatmak için sömürgecilerle işbirliği yaparken, Hindistan medyası ve kültürel nüfuzuna kapıları ardına kadar açıyorlar.

Pakistanlı yetkililer, müşrik kindar Hindistan ile normalleşme sürecinde ilerliyorlar. Oysa Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

مَا يَوَدُّ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَلاَ الْمُشْرِكِينَ أَنْ يُنَزَّلَ عَلَيْكُمْ مِنْ خَيْرٍ مِنْ رَبِّكُمْ وَاللَّهُ يَخْتَصُّ بِرَحْمَتِهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ  “(Ey müminler!) Ehli Kitaptan kâfirler ve putperestler de Rabbinizden size bir hayır indirilmesini istemezler. Hâlbuki Allah rahmetini dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.”^{[Bakara 105]} Moralsiz, korkak, yetersiz ve cephaneliğinin %65’i işe yaramaz bir silahlı kuvvetlere sahip Hindistan devletinin önünde diz çöküyorlar. Hâlbuki onlar, zayıf bir düşmandır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلَا تَهِنُوا فِي ابْتِغَاءِ الْقَوْمِ إِن تَكُونُوا تَأْلَمُونَ فَإِنَّهُمْ يَأْلَمُونَ كَمَا تَأْلَمُونَ وَتَرْجُونَ مِنَ اللَّـهِ مَا لَا يَرْجُونَ وَكَانَ اللَّـهُ عَلِيمًا حَكِيمًا  “Düşman topluluğunu izlemekte gevşeklik göstermeyin. Eğer siz acı duyuyorsanız, kuşkusuz onlar da sizin acı duyduğunuz gibi acı duyuyorlar. Üstelik siz Allah’tan onların ümit edemeyecekleri şeyleri umuyorsunuz. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.”^{[Nisa 104]}

Yüzyıllar boyunca İslami yönetim, Hint Yarımadası sakinlerini Hint bağnazlığından kurtararak güvenlik ve refahlarını sağladı. İslami yönetim altında Hint Yarımadası, dünyanın gıpta ettiği bir adalet, zenginlik ve uyum abidesi haline geldi. Ve bugün İslam, insan yapımı yasalar altında ezilen bölge halkı için yeniden barış ve huzuru sağlayabilir. Kuşkusuz Müslümanlar, Hindistan devleti ile normalleşmeyi kesinlikle reddetmeli ve Nübüvvet metodu üzere Hilafeti yeniden kurmak için çalışmalıdır ki böylece İslam, yaşam biçimi olarak yeniden bölgede hâkim olsun.