21 Ekim 2017 Cumartesi günü Mısır İçişleri Bakanlığı, Cuma günü Sahravi Vaha bölgesinde patlak veren kanlı çatışmalar hakkında bir açıklama yayınladı. Açıklamada, 16 güvenlik görevlisinin öldüğünü, bir yaralı ve bir subayın da kayıp olduğunu söyledi. Ayrıca 15 (teröristin) de öldüğünü ya da yaralandığını belirtti.

Ey Kenane halkı! İşte bu, beceriksiz Mısır rejimi gerçeğidir, başarısızlığı ve çarpıklığı apaçık ortadadır. Artık bireyler, korumalar ve güvenlik muhafızları için bile güvenlik yok. Peki, nerede o şakşakçılığını yaptığı güvenlik? Rejimin ekonomik başarısızlığına diyecek hiçbir şey yok. Yöneticilerin Dünya Bankası’nın karar ve tavsiyelerine boyun eğmeleri yüzünden zor durumdasınız. Dahası sabretmenizi ve krizlere karşı dayanıklı olmanızı istedikleri güvenlik bile can çekişiyor. Sizin için hatta kendileri için bile gerçek güvenlik yok ey Kenane halkı! Ürettikleri, kollayıp gözettikleri “terör” belasından kendilerini bile korumaktan acizler...

Ey Kenane halkı! Yöneticileriniz, düşmanlarınızın tırstığı dininizle mücadele ediyorlar, ne terörü. Bu savaşın gerçek amacı, sizi dinden ve ondaki dinamik güçten uzaklaştırmaktır. Zira bu güç bünyesinde Batının kökünü ve nüfuzunu kazıma olasılığı barındırıyor. Batıya bağımlılık boyunduruğu ve ajanlarına boyun eğmekten sizi kurtarabilir. Bu bir varlık savaşıdır. Uzun yıllar boyunca devam edegelen bu savaş, ancak Batının nüfuzuna boyun eğince dinecektir. Ya da bu savaş gerçek bir zaferle son bulacaktır. O da bayraktarlığını Hizb-ut Tahrir’in yaptığı Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletinin hayata yeniden dönüşüdür. Hilafet, Rabbinizin Şeriatını uygulayacak, gücünüzü size geri verecektir.

Ey Mısır subayları ve askerleri! Ey polis ve ordu! Siz Kenane halkından bir parçasınız. Kederiniz bir, felaketiniz bir, kanınız bir, canınız birdir. Onlar sizden siz de onlardansınız. Onlar sizin halkınız, kardeşleriniz ve akrabalarınızdır. Oysa uğruna canınızı feda ettiğiniz bu rejim, sizin cinsinizden değil. Siz sadece onun elindeki bir araçsınız. Sizi ailelerinizi ve kardeşlerinizi öldürmek, değişim çabasındakileri bastırmak için kullanıyor. Onu koruduğunuz ölçüde kanınızın bir değeri vardır. Katil de sizsiniz maktul de. Savaştığınız ve öldürdüğünüz kardeşleriniz ile aynı kana sahipsiniz. Düşmanlar ve düşman adına sizi yöneten ajan rejimin yararına akıtılıyor bu kanlar. Rejim, sizi ve kanlarınızı kurban etmeye her an hazır. Kanlarınız, dininize karşı savaşta ve hayatınızı dine göre düzenleme arzunuzu yok etmek için heder ediyor. Gelin rejime sadakatten vazgeçin. Rejimle aranızdaki bağı kesin. Sizin ve ümmetin hayrını isteyenlere, ülkenizi düşman hegemonyasından kurtarmak için samimiyetle çalışanlara sımsıkı bağlanın. Ellerinizi Hizb-ut Tahrir’li kardeşlerinizin elleri üzerine koyun ve onların yüküne ortak olun. İzzet devletini kurmak için onlara yardım elini uzatın. O devlet size yeniden itibar kazandıracak ve tekrar sizi yeryüzünün en hayırlı orduları haline getirecektir. Dininiz ve namazda yöneldiğiniz Rabbinizin Şeriatı konusunda Allah’tan korkun. Allah Subhânehu ve Teâlâ, hem sizin kanınız hem de ümmetin evlatlarından akıtılan her damla kan yüzünden sizi mutlaka hesaba çekecektir. Umulur ki Allah Subhânehu ve Teâlâ sizin için hayır murat eyler de sizin elinizden zafer ve hâkimiyet verir bu ümmete. Böylece insanların onur ve mallarını savunan devlet yeniden kurulur da hakkıyla güvenliğiniz sağlanır, canlarınız güven altında olur. Umarız o devlet yakında kurulur da bizler tanıkları ve askerleri oluruz.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” ^{[Enfal 24]}