Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu

No: MSu2013BAu20132015u2013MBu2013TRu201309 H. 8 Cumâde’s Sânî 1436
M. Cumartesi, 28 Mart 2015

Basın Açıklaması Yine Bir Arap Zirvesi Yine Ümmetin Düşmanlarının Planlarını Hayata Geçirmeyi Amaçlıyor

28 Mart Cumartesi günü, Mısır başkanlığında 19 Arap ülkelerinin temsil ve katılımıyla 26. Arap Birliği Zirvesi olağan oturumu Mısır'ın Şarm El-Şeyh kentinde başladı. Zirveye 14 ülke kral, cumhurbaşkanı, başbakan ve dışişleri bakanları düzeyinde katıldı. Arap Dışişleri Bakanları, geçtiğimiz Perşembe günü Şarm El-Şeyh kentinde yapılan kapanış oturumunda ülkelerin isteğine bağlı olarak katılacakları Ortak Arap Gücü oluşturulması ilkesini benimsedi. Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil Arabi, "Kararlılık Fırtınası" operasyon kararının Arapça Birliği Şartı'na istinaden alındığını söyledi. Ve Husilere karşı askeri müdahalenin Ulusal Arap Güvenliğini korumak için yapıldığına işaret etti.

Suudi rejimi, Arap Birliği Zirve'sinin sonuç bildirgesini beklemeden operasyon kararı alırken, Mısır rejimi de aynı şekilde toplantının sonuç kararlarını beklemeden Suudi Arabistan'ın operasyon kararını tam destek verdi. Çünkü efendileri Amerika böyle takdir etti. Operasyon kararının Suudi Arabistan'ın Washington Büyükelçisi Adil el-Cubeyr tarafından kamuoyuna açıklanmasının ardından hemen Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada Mısır'ın Husi milislere karşı yürütülen "Kararlılık Fırtınası" operasyonuna mutlak destek verdiği ve Yemen'e kara harekâtı için asker göndermeye de hazır olduğu bildirildi.

Hiç şüphe yok ki Mısır, Suudi ve diğer koalisyon ortağı ülkelerin rejimleri tarafından bu operasyona katılmak için ileri sürülen gerekçeler, sadece bir işin bir kılıfıdır. Bu saldırının gerçek amacı, sömürgecilerin planlarını uygulamak ya da bir sömürgecinin çıkarını diğer sömürgeci aleyhine gerçekleştirmektir. Ümmetin çıkarı, kanı, onuru, ülkesi ve kutsalları ise bu sömürgeciler hesabına tarumar ediliyor. Koalisyona katılmak gerekçesi, "Körfez ve Kızıldeniz'de Ulusal Arap güvenliğini korumak" ya da yukarıdaki açıklamada belirtildiği gibi "Yemen'i tekrar istikrara kavuşturmak ve Yemen'in Arap kimliğini korumak amacıyla Yemen halkının çağrısına yanıt vermek" kesinlikle değildir. Yahudi varlığının uçak ve füzeleri Gazze halkına ve ümmetimize bombalar yağdırırken, bu "Ortak Arap Savunma Antlaşması ve Arap Birliği Şartı" neredeydi? Ümmetin mukaddesatı ayaklar altına alınırken ve Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in İsra toprakları kirletilirken bu büyük ordular neredeydi?

Ümmetin düşmanlarının talimatlarıyla gerçekleşen bu askeri operasyonun faturasını, ümmetin evlatları ödeyecek ve bu kirli savaşın yakıtı olacaklardır. Bu askeri operasyon, Yemen sorununu ümmetin düşmanları tarafından kuşatılan ve çalınan devrim sonrası çizgiye geri getirecektir. Husiler, Amerika kendileri ile birlikte olduğu sürece tüm Yemen'i yutabilecekleri hayal ve büyüsüne kapıldılar. Yemen denklemini değiştirmenin ve Yemen'i tamamen kontrol altına almanın, Mısır ve Suudi Arabistan'daki Amerikan yanlıları tarafından bile kabul edilemez olduğunu anlayamadılar. Bu yüzden meseleleri tekrar eski haline geri döndürmek, uzlaşmaya ulaşmak için müzakere ortamı oluşturmak ve bu sayede Yemen pastasını bölüşmek için ilgili taraflar müdahaleye mecbur kaldılar. İran'ın şu ana kadar sürdürdüğü tehditkâr tavrının buradan kaynaklandığını anlayabiliyoruz. İran, kendisine rol tevdi edenin Amerika olduğunu biliyor. Amerika, o rolü ondan istediği zaman söküp alabilir, sınırlandırabilir ya da bugün olduğu gibi makaslayabilir.

Kimse bu meselenin Suudi Arabistan ile İran arasında ya da Sünni Şii arasında bir çatışma olduğunu sanmasın. Ya da bazı ser sefillerin ileri sürdüğü gibi Ulusal Arap güvenliği meselesi olarak algılanmasın. Kuşkusuz bu operasyon, efendilerinin memnuniyeti dışında dünyada gözleri hiç bir şeyi görmeyen ve bunun kendi koltuk ve tahtlarını perçinleyeceğini, koruyacağını düşünen ajanların rollerini yeniden tanımlama operasyonudur.

Biz, ümmetin evlatlarına kâfir Batı tarafından tepemize dikilen Ruveybida yöneticilerin operasyonlarına aldanmamalarını öneriyoruz. Onlar, her şeyi berbat ettiler, ülkeyi kâfir devletlerin kucağına attılar, peşkeş çektiler, istedikleri gibi dolaşıyor ve geziyorlar. Servetlerimizi ve kaynaklarımızı yağmalıyorlar. Ümmetin evlatlarına diyoruz ki Arap Birliği Zirvesi'nde alınan kararlara pek fazla güvenmeyin. Bu kararlar bize zillet ve hüsrandan başka bir şey getirmez. Bu zirve, büyük güçlerin yöneticilerimize verdikleri talimatları uygulamanın bir aracıdır. Bu zirve, "Terörle savaş" sloganı altında ümmetin düşmanlarının planlarını hayata geçirmek için düzenlenmiştir. Yine ümit, ümmet içindeki adam gibi adamlara kalmıştır. Onlar, ümmete gasp edilen otoritesini geri vermek, İlahi yönetimi yeniden ikame etmek ve Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletini hâkim kılarak Âlemlerin Rabbinin dinine yardım etmek üzere yemin etmişlerdir.

وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ بِنَصْرِ اللَّهِ يَنصُرُ مَن يَشَاء وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ "O gün Allah'ın zafer vermesiyle müminler sevinecektir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir." [Rum 6-7]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
31 el-Cela’ Caddesi, Kahire / Mısır
Telefon: Tel: +(20) 2 27738076 – 5119857010
www.hizb.net/
E-Mail: hizb.ut.tahrir.eg@gmail.com

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER