Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu

No: MSu2013BAu20132014u2013MBu2013TRu201328 H. 8 Safer 1436
M. Pazar, 30 Kasım 2014

Basın Açıklaması Bugün Mısır, Başa Döndü

Kahire Ceza Mahkemesi, düzenlenen komik bir tiyatro ile 29 Kasım 2014 Cumartesi günü devrik Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ve iki oğlu Ala ve Cemal Mübarek, kaçak işadamı Hüseyin Salim, eski İçişleri Bakanı Habib el-Adli ve onun 6 üst düzey yardımcılarına yöneltilen bütün suçlamalardan beraat ettiklerine karar verdi. Mahkeme, gerekçeli karar olarak eski Devlet Başkanının, İçişleri Bakanı Habib el-Adli ile birlikte yönetim karşıtı göstericilerin öldürülmesinde daha önce hakkında cezai kovuşturmaya yer yok diye verilen örtülü kararı örnek göstererek yargılanamayacağını açıkladı. Mahkeme ayrıca Mübarek ve kaçak işadamı Hüseyin Salim'in "İsrail"e gaz ihracatı ile ilgili olarak haklarında açılan yolsuzluk davasında zaman aşımı nedeniyle beraatine karar verdi. Yine mahkeme, Mübarek ve iki oğlu Ala ve Cemal Mübarek'in hediye almak ve nüfuzu kötüye kullanmak konusunda haklarında açılan üçüncü bir davadan da beraatlerine hükmetti. İçişleri Bakanı tarafından suç delillerinin yok edildiğini yediden yetmişe bilmeyen yoktur. Güvenlik güçlerinin, sağlam kanıtlar sunmak için savcı ile işbirliği yapmadıkları konusunda şüpheye mahal yoktur. Örnek olarak istihbarat yetkilileri, savcılık tarafından 2011 Şubat ayının ilk günlerine ilişkin diğer kayıtların varlığından söz ettiği halde delilden yoksun video kayıtlarını savcılığa gönderdiler. Benzer şekilde polis teşkilatı da göstericilerin öldürülmesi ile ilgili önemli suç delillerini -Merkezi Güvenlik Başkanlığı Operasyon Odası'nın telefon konuşmalarının kayıtlı olduğu CD'yi- yok etti. Bu delillerin imhasından sorumlu olan subaya karşı harekete geçen savcılık hakkında ise mahkeme iki yıl hapis cezası verdi.

Garip olan şudur ki mevcut rejim, çürük delillere dayanarak binlerce siyasi muhalifi jet hızıyla suçlu bulup cezaya çarptırdı. Ama aynı zamanda Mübarek, Adli ve protestocuların ölümünden sorumlu olan onun altı yardımcısı hakkında açılan davadan beraat ettiler. Göstericilerin öldürülmesinden suçlu bulunan bir avuç polis memuru içinden de sadece bir kaç kişi hakkında infazı durdurulmakla birlikte mahkûmiyet kararları verildi ya da çok hafif cezalara çarptırıldılar. Geri kalanlar ise beraat ettiler. Sadece iki kişi cezalarını yatıp bitirdiler. Gördüğümüz bir başka komik tiyatro ise protestocuları öldürenlerin elini kolunu sallayarak dışarıda gezmelerine karşılık binlerce göstericinin içeriye atılmasıdır!

Kamuoyunda "Başkanlık sarayları" adıyla bilinen davada kamu malına kasıtlı olarak zarar verdiği gerekçesiyle bilfiil üç yıl hapis cezasına çarptırılan Mübarek serbest bırakılmayacak. Sorun, Mübarek'in serbest bırakılıp bırakılmaması değil. Aksine sorun devrimcilerin, daha önce de tekrar tekrar söylediğimiz gibi 25 Ocak ve takip eden günlerde sistemin devrilmediğini, aksine sadece rejimin başına el çektirildiğinin farkına varmalarıdır. Hepimiz şunu iyi bilmeliyiz ki değişimin tek bir yolu vardır ve onu Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bize yönetimi yarım yamalak teslim almayı reddederek, ya da Müslüman Kardeşler'in yaptığı gibi İslam'a aykırı bozuk bir sisteme ortak olmayarak, aksine nusret gerçekleşene dek sabrederek adım adım açıkladı. Onun için Hilafet Devleti altında Allah'ın Şeriatını uygulamanın farz olduğu üzerinde kamu uyanıklığından fışkıran kamuoyu oluşturmak için ümmet içinde ısrarla çalışılır. Bu ise fikri çatışma ve İslam'ın fikirlerini arz etmekle olur. Siyasi mücadele yanı sıra İslam'a ve Müslümanlara karşı kurulan komplo ve planları deşifre etmekle olur. Yağcılık yaparak, tağutlar ve kâfir Batının ülkemizdeki ajan politikacıları, gazeteciler ve düşünürleri ile birlikte hareket ederek değil. Bu sayede Hilafet ve Şeriata yönelik kamuoyu oluşur. Sonra ordu içindeki samimi nusret sahipleri Hilafet tarafını tutarlar. Çünkü gerçekten kuvvete sahip olan ordudur. Allah'ın izniyle Hilafet devletini kurduğumuzda yıllardır insanlara sefalet, açlık ve korkunun her çeşidini tattıran, Allah'ın indirdikleri ile hükmetmeyen, ceberut ve zorbalık yapan, ülke ve insanları ümmetin Batılı düşmanlarına özellikle de ümmetin baş düşmanı azgın Amerika'ya köle yapan bu bozuk sistemin kökünü kazıyacaktır.

Bugün Mısır'daki sahne, başa döndü. Sanki devrim yapmadık gibi geliyor. Sanki Mübarek, Adli ve onun yandaşları Allah'a ve insanlara karşı suç işlememiş gibiler. Medya, karar açıklandıktan sonra mahkeme salonunu inleten festival havasındaki tarihi sevince odaklandı. Kafestekiler, sanki Mısır ve halkını kurtaran kahraman komandolardı da! Ama diğer taraftan bu yönetime karşı Abdülmunim Riyad Meydanı'nda baş gösteren gösteriler de görmezden gelinemez. Belki de bu gösteriler, ikinci defa yolun başına götüren Allah'ın bir lütfudur. Onun için gelin İslam'a dayalı yeni bir devrim hareketi başlatalım. Mısır'ı aslına ve faslına döndürelim. Onu Allah'ın yeryüzündeki Kenane'si ve yolu üzerinde duran kâfir sömürgeci tamahkârları tuz buz eden sert bir kaya yapalım.

Biz, aniden yönetime başkaldıranlara ve yönetimi reddetmek için meydanlara dökülenlere deriz ki, şu an Mısır'da yürürlükte olan insan yapımı hukukun verdiği hükümlerin aramızda adaleti tesis etmekten yoksun ve yetersizdir. Çünkü bu kanunlar, aciz, eksik ve muhtaç bir insanın ürünüdür. Mazlumlardan zulmü def eden, yozlaşmış zalimlerden intikam alan sadece izzetli Şeriat hükümleridir. Çünkü bunlar, her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olanın katından geldiler. Ki O, asla insanlara zulmetmez, aksine insanlar kendi kendilerini zulmederler. Allah'ın indirdiklerinden başkasıyla yönetilmeye asla razı olacak değiliz. Ve Allah'ın kitabını bir kenara atıp onu, dini hayattan ve devletten ayıran gayri İslami bir sistem ile değiştirenler karşısında susacak da değiliz. O gün biz o rejime Allah'ın Şeriatından başkasıyla hükmettiği için başkaldırmadık. Aksine zulmü ve yolsuzluğundan dolayı başkaldırdık. Ama ne oldu? Sistem ve o sistemin bozuk insan yapımı kanunları temelinde hükmedilsin diye öylece bıraktık. Bugün ise işte bu kanunlar, Yakupoğulları'nın kanından beslenen asalak kurdun beraatine hükmetti!

Ey Mısır-Kenane Müslümanları!

Haydi, bu insan yapımı yasaları ve çürük cumhuriyet sistemini bir kenara atın. Mevcut koşulları, yeniden Allah'ın indirdikleriyle hükmederek kapsamlı ve köklü değişiklikle değiştirmek ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak için çalışın. Hilafet, aramızda adaleti tesis edecek, zalimlerden intikam alacak, İslam ve Müslümanlar onunla izzet bulacaklardır. Müslüman Kıpti tüm insanlar İslam'ın himayesi altında huzurlu ve rahat bir yaşam süreceklerdir.

أَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللَّهِ حُكْمًا لِّقَوْمٍ يُوقِنُونَ
"Onlar hâlâ cahiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Kesin olarak inanacak bir toplum için, kimin hükmü Allah'ınkinden daha güzeldir?" [Maide 50]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
31 el-Cela’ Caddesi, Kahire / Mısır
Telefon: Tel: +(20) 2 27738076 – 5119857010
www.hizb.net/
E-Mail: hizb.ut.tahrir.eg@gmail.com

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER