Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu

No: MS–BA–2024–MB–TR–13 H. 22 Zilka’de 1445
M. Perşembe, 30 May 2024

Halka Bir Somun Ekmekten Sonra Ne Bıraktınız? Desteğinizi Sürdürün ve İnsanların Haklarını Geri Verin

Başbakan Mustafa Madbuli, önümüzdeki haziran ayından itibaren sübvansiyonlu ekmek fiyatının 5 kuruştan 20 kuruşa yükseleceğini duyurdu. Madbuli, bugün düzenlediği basın toplantısında, bir somun ekmeğin devlete maliyetinin 125 kuruş olduğunu, ancak sadece 5 kuruşa satıldığını, dolayısıyla devletin 120 milyar liralık bir sübvansiyon sağladığını sözlerine ekledi. (29.05.2024 www.masrawy.com)

Rejimin, insanların sırtını kırbaçladığı bir somun ekmekten başka geriye ne kaldı! Mesele sadece rejimin yozlaşmışlığı, idari yetersizlik ve güdüm başarısızlığı meselesi değil, aksine halkı aç bırakmaya ve sıkıştırmaya yönelik kasıtlı bir girişim söz konusu. Ki bir lokma ekmek peşinde koşmaya devam etsinler, hatta onu bile bulamasınlar. Bu hedefe ulaşmak, zannına göre rejimi, halkın pençesinden güvende kılacaktır. Halk, özellikle de artan yolsuzluk dosyaları, ihanet, hıyanet, tüm çıkarlarını ve kutsallarını peşkeş çeken rejim ve sembollerini ısırmak için can atmaktadır. İnsanların ateşini kaynama noktasına getiren tek dosya, Gazze dosyası değil, rejime karşı patlamak üzereler. Gazze dosyası, rejimin gitmesi ve devrilmesi gerektiğini kanıtlayan bininci dosyadır.

Rejimin daha da yoksullaştırıcı politikalarından sonra bir somun ekmek yoksulların son çaresidir. Rejim sadece elektrik, gaz ve diğer yakıtlara zam yapmakla kalmadı, bunu hayat pahalılığı izledi. Enflasyon ve dalgalı kurun etkisiyle doğal olarak fiyatlar yükseldi. Sonunda rejimin eli, sadece ekmek bulabilen yoksulların yemeğine bile uzandı!

Rejim aslında ekmeği ya da başka bir şeyi sübvanse etmemektedir, rejimi sübvanse eden halktır. Rejim, devlet bütçesinin yüzde 85’inden fazlasını zorla vergi olarak halktan toplamaktadır. Rejim, devlet arazilerini ve zenginlik kaynaklarını çarçur etmekte, bunları Batıya bedelsiz olarak hibe etmektedir. Petrol, gaz ve maden arama şirketleri ve onların kimsenin bilmediği ve itiraz edemediği gizli maddelere sahip sözleşmeleri bu kasıtlı peşkeşin tanığıdır. Bu peşkeşin faturası Mısır ve halkına kesilmektedir, hatta yağmacıları korumak ve hiçbir baskıyla karşılaşmadan hırsızlık yapmalarını sağlamakla yükümlüdür.

Mısır halkı, rejimin sübvansiyonlarına ve desteğine ihtiyacı yok. Zira rejim, enflasyon dalgalarının ardından değersiz ve işe yaramaz hale gelmiştir. Bilakis halk, peşkeş çekilen haklarına muhtaçtır. O yüzden rejim insanlara bu haklarını geri vermelidir. Sübvansiyonunu kendine saklasın. Rejimin ana gelir kaynağı haline gelen vergiler yoluyla halkın parasını yemeyi bıraksın. Kaldı ki insanlara verdiği sübvansiyonlar da bu vergilerden çıkmaktadır!

İnsanların gaz, petrol, altın ve diğer zenginliklerdeki hakları nerede? Bu zenginliklerin yağmalanması durdurulduğu ve adil bir şekilde dağıtıldığı takdire tüm Mısır halkının refahını sağlayacak kadar yeterli ve çoktur. Gerçekten de Sykes-Picot sınırlarıyla bile Mısır, Batıya, Batının kredilerine, yatırımlarına gerek duymayacak, birinci devlet olmasa bile süper güç olabilecek zenginlik ve enerjiye sahiptir. Eksik olan tek şey, bu zenginlikleri yönetecek, kullanımını ve işletimini iyileştirecek özgür bir irade ve samimi bir yönetimdir. Mısır, buğday ithal etmek yerine buğday yetiştirebileceği ve hatta insanlara yetecek birçok başka ürün yetiştirebileceği devasa ekilebilir ve işlenmemiş alanları sahiptir. Ayrıca balıkçılık ve çeşitliliği için nitelikli büyük su sahaları vardır. Çeşitli biçimleriyle su sahaları 11 milyon feddan’dan fazladır ve bu da ona dayalı ve onu besleyen endüstrilere avantaj sağlamaktadır. Bu kara alanlarının ve balıkçılık sahalarının kullanılmasının, rejimin sözde gelişimini yiyip bitiren bir nüfus artışı olarak gördüğü gençlerin atıl enerjilerinin kullanılmasına yol açacağından bahsetmiyorum bile. Aslında bu enerjileri atıl bırakan ve heder eden rejimin ta kendisidir! Bunun da ötesinde, Bakanlar Kurulu verilerine göre Mısır’ın petrol ve doğal gaz üretimi günlük 1,73 milyon varildir. Altın üretiminin yılda 15,8 ton olduğu tahmin ediliyor. Çoğu, Doğu Çölü’ndeki Sukari madeninden elde ediliyor. Mısır, 120’si geçmişte çıkarılmış olanlar dahil olmak üzere yaklaşık 270 altın yatağına ve madeni barındırmaktadır. Mısır’ın en büyük ve en ünlü Sukari madeni bunlar arasında yer almaktadır. (El-Arabiya)

Mısır, bu kaynaklardan zenginlik üretebilecek insan potansiyelinin aksine eşsiz bir kaynak çeşitliliğine sahiptir. Mısır’ın ihtiyacı olan şey, iyi bir yönetimdir. Bu yönetimin gayesi, insanların paralarını toplamak değil, işlerini gütmek olacaktır, haklarının peşkeş çekilmesine ve Batı tarafından yağmalanmasına olanak tanımak değil, haklarını korumak ve onlardan yararlanmalarını sağlamak olacaktır. Rejimin şuan da yönettiği kapitalizmle bunun gerçekleşmesi mümkün değil. Mısır, öyle bir rejime muhtaçtır ki yasaları yöneticileri hesaba çekmelidir. Gayesi, insanları gütmek ve haklarını güvence altına almak olmalıdır. Bunu yapmadıkları takdirde hesaba çekilmelidirler. Bütün bunlar, sadece İslam’da, sisteminde, hem çobanı hem de tebaayı bağlayıcı olan şeri hükümlerinde mevcuttur. İslam, insanların haklarını güvence altına alacak, bu haklara uzanan her eli kesecek, sırtlarına yük olan vergiler olmadan onlara en iyi şekilde güdecektir. Onlara verirken onları kandıracak sübvansiyonlar olmayacaktır. Aksine hiçbir teşekkür beklemeden haklarını verecektir. Bu haklar, şeriatın farz kıldığı ve devleti bu hakları eda etmekle elzem kıldığı ve bu zenginlikler olmasa bile insanlara bu hakları garanti etmekle yükümlü kıldığı vacip haklardır. O yüzden Mısır için İslam’dan, onun sisteminden ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinden başka bir çözüm yoktur.

Ey Kinane askerleri! Ey orduların en hayırlısı! Mısır halkının başına gelenlerden siz etkilenmektesiniz ve ondan siz de güvende değilsiniz. Rejimin hibe ve ayrıcalıkları size hiçbir fayda sağlamayacaktır, onlar, bir rüşvettir. Bu rüşvetle suçlarına karşı sessiz kalmanızı sağlamaktadır ve sizi feci kararları ve insanlara getirdiği yoksulluk yüzünden ayaklananların sırtına vurmak için sert bir sopa haline getirmektedir. Ne ayrıcalıklar ne rütbeler ne de maaşlar size ne bu dünyada ne de ahirette hiçbir fayda sağlamayacaktır. Size fayda sağlayacak tek şey, mazlum Kinane halkının yanında yer almanızdır. Eğer yazılı bir rızıkları olmasaydı, rejimin kararları ve aç bırakma politikaları altında açlıktan ölürdü. Had rejimin zorbalığına uğrayan halkınızın yanında yer alın. Zayıflara yardım edin, rejimin tasmasını boyunlarınızdan çıkarın ve onun Allah’ın bir gazabı olduğunu ilan edin. Allah’ın gazabı rejimi kökünden söküp atacak ve Mısır’ı İslam’ın ve İslam Devleti olan Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin altında yeniden izzetin kavuşturacaktır.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûlü’ne icabet edin.” [Enfal 24]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
31 el-Cela’ Caddesi, Kahire / Mısır
Telefon: Tel: +(20) 2 27738076 – 5119857010
www.hizb.net/
E-Mail: hizb.ut.tahrir.eg@gmail.com

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER