Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu

No: MS–BA–2023–MB–TR–23 H. 8 Rabi’-ul Âhir 1445
M. Pazartesi, 23 Ekim 2023

Mısır Rejiminin Başı “Yahudi Devleti Bize Saldırırsa Sessiz Kalmayız” Dedi, İşte Bak Saldırdı Peki Ne Yaptın?

Mısır Ordu Sözcüsü, “Bugün, 22 Ekim 2023 Pazar günü, Gazze Şeridi’nde devam eden çatışmalar sırasında, Mısır sınır gözetleme kulelerinden birine kazara “İsrail” tankından atılan top mermilerinin parçalarının isabet ettiğini ve bu durum bazı sınır muhafızlarının hafif yaralanmasına yol açtığını” söyledi. “İsrail” tarafı ise “yaşanan olaydan üzüntü duyduklarını” ifade ederek, olaya dair araştırmaların başlatıldığı bilgisine yer verdi. Gazze’de yaşananların bir soykırım olmadığı, iki taraf arasında bir çatışma olduğu, bizim her iki tarafa da eşit mesafede olduğumuz belirtildi. Biri desteklememiz gereken bir kardeşimiz, diğeri topraklarımızı gasp eden, kutsallarımızı çiğneyen, mukaddesatımıza saygısızlık eden bir düşman olarak görülmedi. Oysa aynı rejimin askerlerinin, rotasını kaybedip Mısır sınırlarına giren bir balıkçı teknesine ateş açmaları sonucu iki kardeşi öldürdükleri, diğer bir kişiyi de tutukladıkları biliniyor!

Daha birkaç gün önce Mısır rejiminin başı, Yahudi varlığının saldırması durumunda sessiz kalmayacaklarını açıklamıştı. İşte Yahudiler, Gazze Şeridi sınırındaki askeri bölgeye saldırdılar. Bu, Yahudilerin ilk saldırısı değildir. Fakat rejimin başının açıklaması ve misilleme tehdidinden sonra yaşanan ilk olaydır. Hele de Filistin halkının başına gelenlerden ve gaspçı varlık tarafından katledilmelerinden dolayı öfkelerin çığ gibi büyüdüğü bir ortamda. Ama aşağılanan kişinin kolaylıkla aşağılandığını biliyoruz! Halkının ve Gazze’deki komşularının soykırımına uğradığını görenler, duyanlar ve Yahudi varlığı ile iş birliği yapanlar, ister Mısırlı isterse Filistinli olsun, Müslüman evlatların yaralanması ve hatta katledilmesinden etkilenmez. Bu olay gaspçı varlığın ilk olayı değil, ama rejim orada olanları açıklamıyor. Yahudi varlığı olayı açıklamasaydı, Mısır ve halkını umursamayan, ümmetin akan kanıyla ilgilenmeyen rejim asla açıklamazdı. Özellikle bu zamanda yaşanan bu olay, rejim tarafından ordunun nabzını ölçmeye yönelik kasıtlı bir olaydır. Çünkü rejimin konumu malum, bu gaspçı varlığın bekçisidir. Ordular ve hatta halklar tarafından bu ucube varlığın kökünün kazınmasını engelliyor.

Yahudiler, rejim ve hatta arkalarındaki Amerika, yürek parçalayıcı olaylar ve doğusundan batısına kadar ümmetin öfke atmosferi karşısında askerinden subayına kadar en çok ordunun vereceği tepkiden korkuyor. Belki de Amerika’nın Mısır kıyılarına uçak gemisi göndermesinin sebebi budur. Yahudiler, Batı ve rejim, en çok Mısırlıların bastırılmış öfkesinin devrimi dönüşmesinden korkuyor. Ordu kesinlikle Mısır halkının ayrılmaz bir parçasıdır. Öfkesi de Mescid-i Aksa’yı kurtarma özlemi de Filistin halkına destek olma arzusu da birdir. Rejim, insanların gösteri yapmalarına, öfkelerini kusmalarını, yardım bağışında bulunmalarına ve bir kısmının Gazze halkına ulaşmasına izin vererek öfkelerini dindirmeye çalışıyor, ancak tüm bunlar Haşim Gazze halkına soykırım uygulayan Yahudilerin süregelen cani saldırganlığı karşısında insanların öfkesini dindirmiyor.

Bu olay yanlışlıkla yapılan bir olay değildir, bilinçli yapılmış bir olaydır. Bu, soruşturmada açığa çıkacaktır. Allah’a ve kullarına yalan söylemeyi huy edinen saldırgan yetkililer değil de Mısırlı yetkililer soruşturma yürütürlerse veya soruşturma yapacak iradeleri varsa bunu açıkça göreceklerdir. Ancak Mısır rejiminin Yahudilerin anlatısını kabul edeceğini, Mısır ve halkının haklarının yanı sıra asla umursamadığı ümmetin hakları konusunda da sessizliğini ve vurdumduymazlığını sürdüreceğini adımız gibi biliyoruz.

Peki Mısır ordusu nerede? Onun durumu da en tepedeki komutan gibi utanç verici mi ve iş birliği mi yapıyor? Yoksa dünyaya mı aldandılar? Verilen ayrıcalıklar ve yapılan yatırımların cazibesine mi kapıldılar? Gerçekten paracı ve iş tutan generaller haline mi geldiler? Tüm kaygı ve endişeleri bu mu oldu? Kanların dökülmesi, onurların kirletilmesi, kutsallıkların çiğnenmesi, saygınlıkların ihlal edilmesi umurlarında değil mi?! Gazze halkımızın başına gelenlere sessiz kalanlar, daha azına da mutlaka sessiz kalacaklardır. Müslümanların kanı birdir. Bu konuda Gazzeli çocukların kanı da Gazze sınırında top mermileri parçalarının isabet ettiği askerlerin kanı da ve daha önce Rabaa ve El-Nahda’da öldürülenlerin kanı da eşittir. Tüm bu kanlar karşısında sessiz kalanlar büyük bir suç işliyor. Bu suçtan dolayı Allah’ın bizi ve sizleri bağışlamasını diliyoruz.

Ey Kinane ordusundaki subay ve askerler! Yahudilerin bilerek ya da yanlışlıkla sınır noktasını bombalamaları, savaşa girmek için bir bahanedir. Hamiyetperver herkes, Gazze’deki mazlumları kurtarmak ve desteklemek bunu bir bahane edinebilir. Bu, şeri ve kabul edilebilir bir bahanedir. Dahası hiç bahane bulamazsa Gazze’deki halkımıza destek olmak için bahaneler üretmelidir. Zira gece gündüz yardım çığlıkları atanlara yardım etmek farzdır. Gazzeliler mesaj üzerine mesaj gönderiyorlar ama yardım edecek bir Mutasım, kükreyecek bir Selahaddin veya orduları harekete geçirip biz olmazsak Gazze halkına kim yardım edecek diyecek bir Kutuz bulamıyorlar? Vallahi sizler sorumlusunuz, Yahudiler yaptıklarıyla size bir bahane sundular, Allah için öfkelenenlere, Allah’a, Rasûlüne ve dinine yardım etmek, mazlumların yardımına koşmak isteyenlere kapı araladılar. Eğer bunu da yapamazsanız, o zaman Allah’ın sizi kardeşlerinizi neden yardımsız bıraktınız diye sorguya çekeceği gün ne cevap vereceğinizi, nasıl bir argüman sunacağını ve ne gibi gerekçeler ileri süreceğinizi şimdiden hazırlayın. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem size şöyle buyurdu:

مَامِنْامْرِئٍيَخْذُلُامْرَأًمُسْلِماًفِيمَوْضِعٍتُنْتَهَكُفِيهِحُرْمَتُهُوَيُنْتَقَصُفِيهِمِنْعِرْضِهِإِلَّاخَذَلَهُاللهُفِيمَوْطِنٍيُحِبُّفِيهِنُصْرَتَهُ،وَمَامِنْامْرِئٍيَنْصُرُمُسْلِماًفِيمَوْضِعٍيُنْتَقَصُفِيهِمِنْعِرْضِهِوَيُنْتَهَكُفِيهِمِنْحُرْمَتِهِإِلَّانَصَرَهُاللهُفِيمَوْطِنٍيُحِبُّنُصْرَتَهُ“Her kim bir Müslümanın saygınlığının kaybolacağı, onurunun zayıflayacağı bir yerde yardımsız bırakırsa, Allah da onu kendisine yardım edilmesini arzu ettiği yerde yalnız bırakır. Kim de bir Müslümana onurunun zayıflayacağı ve saygınlığının yitirileceği bir yerde yardım ederse, Allah da ona kendisine yardım edilmesini arzu ettiği bir yerde yardım eder.” Allah Subhânehu ve Teâlâ size şöyle buyurdu:

وَإِنِ اسْتَنْصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ“Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, yardım etmek üzerinize borçtur.” [Enfal 72] Gazze’deki halkınıza desteğiniz nerede? Kimse bizimle Yahudiler arasında bir antlaşmanın olduğunu söylemesin! Yahudiler ile herhangi bir antlaşma veya sözleşme yapılamaz. Çünkü onlar bir İslam toprağının işgalcileri ve gaspçılarıdır, onlarla herhangi bir antlaşma ve barış yapmak ve Filistin topraklarında kalmaları caiz değildir. Filistin’in tamamı, haraci topraklardır, tüm ümmetin mülküdür, kurtarılması genel olarak tüm orduların, özel olarak da Mısır ordusunun görevidir, çünkü en yakınındadır. Peki siz Allah’ın size farz kıldığı şeyin neresindesiniz ey Kinane askerleri?

Ey Kinane ordusundaki samimi insanlar! Allah aşkına sadece yaralı Mısırlıların değil, Gazzeli şehitlerin kanlarının, Mübarek Toprak’taki dul kadınların ve yetim çocukların feryadı figanlarının intikamı almak için de sizden yardım istiyoruz. Gece gündüz sizi yardıma çağırıyorlar ve sizden yardım istiyorlar. Yardımınızı ve desteğinizi bekliyorlar, orduların yardıma gelmesini ve yiğitlerin kükremesini bekliyorlar. İntikam alana ve İslam topraklarını Yahudi pisliklerinden temizleyene kadar su içmeyeceğine dair yemin edecek birilerini bekliyorlar.

Ey Kinane ordusundaki samimi insanlar! Bütün Müslümanların kanı bir ve eşittir; Mısırlı ile Filistinli arasında hiçbir fark olmadığı gibi, Batı’nın çizdiği ve yöneticilerin kutsadığı Sykes-Picot sınırlarının da hiçbir meşruiyeti yoktur. Bu sınırların Gazze’deki halkınıza destek vermenizi engellemesi caiz değildir. Yöneticilerinizin sessizliği ve suskunluğu sizi ümmetin yaralılarının ve ölülerinin intikamını almaktan alıkoymamalı. Öyleyse yöneticilerin utancını giderin, onları, pisliklerini ve sınırlarını ortadan kaldırın. Zayıfların, mazlumların ve ezilenlerin intikamını alan, onlara yardım etmek için orduları seferber eden İslam Devleti Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurun. Umulur ki Allah sizden kabul eder de size zafer nasip eyler. Böylece bu dini yeniden izzete kavuşturursunuz. Size söylediklerimizi ileride hatırlayacaksınız ve biz işimizi Allah’a havale ediyoruz. Şüphesiz Allah kullarını hakkıyla görendir.

وَالَّذِينَ آمَنُواْ وَهَاجَرُواْ وَجَاهَدُواْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالَّذِينَ آوَواْ وَّنَصَرُواْ أُولَـئِكَ هُمُ الْمُؤْمِنُونَ حَقًّا لَّهُم مَّغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ“İman edip de Allah yolunda hicret ve cihad edenler, (muhacirleri) barındıran ve yardım edenler var ya, işte gerçek müminler onlardır Onlar için mağfiret ve bol rızık vardır.” [Enfal 74]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
31 el-Cela’ Caddesi, Kahire / Mısır
Telefon: Tel: +(20) 2 27738076 – 5119857010
www.hizb.net/
E-Mail: hizb.ut.tahrir.eg@gmail.com

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER