Perşembe, 26 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu

No: MS–BA–2023–MB–TR–10 H. 14 Muharrem 1444
M. Perşembe, 04 May 2023

İslam ve Kapitalizm Arasındaki Tabiiyet

Eski Mısır Müftüsü ve Temsilciler Meclisi Diyanet İşleri ve Evkaf Komisyonu Başkanı Dr. Ali Cuma, modern çağda yurttaşlık kavramının birey ile devlet arasında toplumsal bir sözleşme olduğunu söyledi ve bireyin toplumdaki hak ve görevlerini düzenleyen milliyet kavramının buna dayandığı belirtti. Cuma, İskenderiye Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından Çarşamba akşamı düzenlenen “Hıristiyanlık ve İslam Arasındaki Yurttaşlık” başlıklı sempozyumda “Bu kavram İslam tarihinde Muhammedî Risalet ve Râşit Halifeler döneminde, Mekke, Medine ve Habeş toplumlarında çeşitli biçimlerde yer almıştır. İslam Devleti, sivil bir devlettir, dini ve laik devletlerden farklıdır. Yasama, yargı ve yürütme erkleri ayrıdır, fakat yasama İslam Şeriatı ilkeleri çerçevesinde olur. Yurttaşlık mevcut çağda bir arada yaşamanın en güvenli yoludur.” diye konuştu.” (03.05.2023 El Misri El Yevm)

Vatandaşlık, bir ülkeye ait olan bir bireyin, aidiyetin gerektirdiği ayrıcalıklardan yararlanmasıdır. Siyasal anlamda vatandaşlık, haklar ve yükümlülüklerdir. Ya da bireyin ülkenin politik işlerine katılımıdır ve aidiyet duygusudur. (Wikipedia) Kapitalist ideolojide yurttaşlık, devletin yarattığı milliyetle eşittir, çünkü kapitalistlere göre milliyeti veren de alan da devlettir.

İslam’da yurttaşlığın karşılığı tabiiyettir. Her ne kadar tabiiyet ile milliyet arasında benzerlik olsa da aralarında çok büyük fark vardır. Tabiiyet, yöneten ve yönetilenin uyduğu şeri bir hükümdür ve devlet, kararlarını şeri hükümlere göre yürütür. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَالَّذِينَ آمَنُواْ وَلَمْ يُهَاجِرُواْ مَا لَكُم مِّن وَلاَيَتِهِم مِّن شَيْءٍ حَتَّى يُهَاجِرُواْ“İman edip hicret etmeyenlere gelince, hicret edinceye kadar, onların velayetleri size ait değildir.” [Enfal 72] Ayetin anlamı, eğer hicret ederlerse, o zaman onların velayeti size ait olur demektir. Yani İslam Devleti’nin tabiiyetini taşırlar demektir. Hilafet Devleti, tebaasından birini tabiiyetinden men edemez.

Tabiiyet terimi, bir dizi ölçüler, mefhumlar ve kanaatler için bir yürütme organının, aynı mefhum ve duygulara sahip insanların olmasını, bu yürütme organının bu insanlara tek bir sistemi uygulamasını gerektirir. Bu yürütme organında tek bir sistem, tek bir mefhum ve aynı türden tek bir duygu olur. Bunların hepsi, bu toplumun akidesinden İslam inancından fışkırır.

Bu toplumdaki insanların her birinin bu yürütme organıyla ilişkisi, tabiiyet ilişkisidir. Tabiiyet ilişkisi halk açısından itaati, devlet açısından yönetimde, idarede, yargıda, işlerin yürütülmesinde vb. bakış birliğini gerektirir. Tabiiyet şeri bir hükümdür, Halife ve tebaanın her biri, Allah’a yaklaşma yükümlülüğüyle, ecir ve sevap talebiyle kulluk eder.

Hizb-ut Tahrir, tabiiyeti açıklayan maddeleri, kimlerin tabiiyet taşıyacağını ve hükümlerinin neler olduğunu belirten bir anayasa hazırlamıştır:

“Madde 5: İslam tabiiyeti (uyruğu) taşıyan herkes, şeri haklara sahiptir ve şeri yükümlülüklerle sorumludur.

Madde 6: Devletin yönetimde, yargıda, işlerin güdülmesinde ya da benzeri konularda tebaanın fertleri arasında herhangi bir ayrım yapması caiz değildir. Bilakis ırk, din, renk ve benzeri özelliklere bakmadan herkese tek bir bakışla bakmalıdır.”

Ancak bu anayasa sadece devlette uygulanır ve uygulanacaktır. İşte Hizb-ut Tahrir gece gündüz bu devleti kurmak için çalışmaktadır, Allah ve Rasûlüne itaat etmek, dinine yardım etmek üzere biat eden Ensar gibi bir Ensar arayışındadır.

Ey Kinane ordusunun samimi subayları! Boynunuzdaki yöneticilerin ipleri örümcek ağından daha zayıftır. Hadi kesin o ipleri. Allah’ın metin ipinden daha sağlam bir ip olamaz. İplerinizi İslam’ı uygulamak için çalışan samimilerin ipine bağlayın, devleti kurmak için Allah’a, Rasûlüne ve dinine yardım edin. Devlet, siz ve ümmetinizin kurtuluşudur. Umulur ki Allah Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet devleti kurulmasını size nasip eder de İslam’ı adaletle uygular, insanlar, İslam’ın hükümlerinin somut ve pratikte uygulanışını görürler de akın akın Allah’ın dinine girerler. Ey izzet ve mutluluk sahipleri! Allah sizi Hilafetin ehli ve destekçilerinden eylesin. Âmin.

وَالَّذِينَ آمَنُواْ وَهَاجَرُواْ وَجَاهَدُواْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالَّذِينَ آوَواْ وَّنَصَرُواْ أُولَـئِكَ هُمُ الْمُؤْمِنُونَ حَقًّا لَّهُم مَّغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ “İman edip de Allah yolunda hicret ve cihat edenler, (muhacirleri) barındıran ve yardım edenler var ya, işte gerçek müminler onlardır Onlar için mağfiret ve bol rızık vardır.” [Enfal 74]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
31 el-Cela’ Caddesi, Kahire / Mısır
Telefon: Tel: +(20) 2 27738076 – 5119857010
www.hizb.net/
E-Mail: hizb.ut.tahrir.eg@gmail.com

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER