حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HTu2013BAu20132013u2013MMBu2013TRu20130088 |
H. 28 Zilhicce 1434 M. Cumartesi, 02 Kasım 2013 |
Basın Açıklaması Müslüman Kadının TBMM'de Başörtüsü Takması Kimsenin Minneti Değil, Şeri Bir Farzdır
31 Ekim Perşembe günü dört AKP Milletvekili TBMM genel kuruluna başörtülü olarak girdiler. Oysaki başörtüsü yıllardır bu laik devletin tüm kamu kurumlarında yasaktı. Meclise başörtülü giren milletvekillerinden Nurcan Dalbudak: "Bu düzenleme Özgürlük için önemli bir aşamadır" dedi ve Türkiye'deki kadınların %60-70'nin başörtülü olduklarını belirtti. Şüphesiz ki şeri nasslar, Müslüman bir kadının kamusal hayatta giymesi gereken giysinin, cilbab ve başörtüsü olduğunu açıkça belirledi. Bununla birlikte milletvekillerinin meclis genel kuruluna başörtüsü ile girmeleri Türkiye'deki Müslüman kadınlar için bir zafer olarak lanse edildi. Bu, tamamen bir aldatma ve yanıltmadır. Çünkü TBMM hâlâ baskıcı laik sistemi koruyup kollamakta, desteklemekte ve onun kuruluşunu kutlamaktadır. Hâlbuki bu ayrımcı başörtüsü yasağını yürürlüğe koyan da aynı baskıcı laik sistemdi. Bu kararsız, düzensiz, öngörülemeyen sistemde hak ve kanunlar, yöneticilerin arzularına tabidir. Bu yüzden bu hak ve kanunlar, bugün var yarın yoktur. Başörtüsü, peçe ve ezanın Fransa, Belçika, Kanada, İsviçre gibi laik Batı ülkelerinde yasak olması bunun en güzel ve en açık örneğidir. Türkiye'deki kadınların, güvenilirlik ve dürüstlükten yoksun bu yozlaşmış laik sistem altında başörtü takma haklarının, gelecek hükümetler tarafından çiğnenmeyeceğinin garantisi nedir? Bu son reformlar övgü, takdir ve ülkedeki demokratik sistemi kutluma nedeni olmamalıdır. Bu sistem gereği yıllarca başörtü yasağı zorla dayatılmadı mı? Müslüman kadınları temel dini haklarını elde etmek için yıllarca mücadele etmek zorunda bırakan sistemi, başarılı olarak nitelemek nasıl mümkün olabilir? Ayrıca açıklanan "Demokratikleşme Paketi" memurlardan başörtü yasağını kaldırırken, polis, ordu ve yargı da dâhil olmak üzere diğer çeşitli kurumlarda yasak hala devam etmektedir. Düzensiz, istikrarsız, çelişkili, çarpık ve böyle değişen bir sistem altında Müslüman kadının hakları nasıl güvence altında olabilir? Ayrıca parlamentoda başörtü takılmasına izin vermek nasıl Müslüman kadın için bir zafer olarak kabul edilebilir? Bu parlamento Allah'ın hükümlerini reddetmek ve tartışma hakkına sahip olduğuna inanmıyor mu? İslam emirlerine göre mi hükmediyor? İçki, faiz ve zina bu meclis kararıyla serbest değil mi?
Türkiye'deki Kerim Bacılarım! Kısmi başörtü yasağını kaldırmak, sadece bir aldatmacadır. Yöneticileriniz sizlere, haklarınızı mevcut demokratik sistem altında elde edebileceğiniz düşüncesini ve vehmini veriyorlar. Şeriatın hükümlerini uygulamıyorlar. Hâlbuki İslam, devlette şeriatın hükümlerinin uygulanmasını vacip kılar. Oysaki Hilafet Devletinde başörtüsü, yöneticilerin arzularına göre kimi zaman serbest, kimi zaman da yasak olmayacaktır. Yalnızca Hilafet Devleti, sizlere Allah'ın hükümlerine göre bir yaşam sunacaktır. Siyasal ve kamusal yaşamlarınız güvence altında olacaktır. Aynı zamanda tüm şerefinizle başörtü takmanız devletin garantisinde olacaktır. Hilafet Devleti, tüm bunları hemen ve kapsamlı bir şekilde hayata geçirecektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın bahşettiği haklarda herhangi bir değişiklik veya herhangi bir hak kaybı olmayacaktır. Bu yüzden, siz nasıl İslami giysi giyerek Allah emrine icabet ediyorsanız, topraklarınızda Hilafet Devleti kurmak için de Allah'ın emrine icabet edin. Çünkü gerek Türkiye'deki kadınlar için gerekse dünyadaki Müslüman kadınlar için gerçek zafer işte budur.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.domainnomeaning.com |
E-Mail: media [@] domainnomeaning.com |