Dubai polis şefi Dâhî Halfe'nin Hilafet ile ilgili açıklaması, birçok tartışmayı, münakaşayı ve cevabı gündeme taşıdı. Bu açıklama, Ramazan ayından önce Rotana kanalında kaydedilen ve 13 Temmuz 2013 Cumartesi günü yayınlanan bölümde olmuş ve açıklamada şunlar geçmiştir: "Şayet İslamî Râşidi Hilafet kurulacaksa bunun -Suudi Arabistan'daki- Harameyn eş-Şerifeyn topraklarında olması kaçınılmazdır. Dolayısıyla başladığı gibi bir kez daha buradan dönecektir..." Hizb-ut Tahrir / Merkezî Medya Bürosu olarak bizler, aşağıdaki hususları açıklığa kavuşturmak isteriz:

Evet, Hilafet Allah'ın izniyle kurulacak, onun yönetimi gece ve gündüzün ulaştığı her yere ulaşacak ve Harameyn eş-Şerifeyn ülkesi, Beyt-i Makdis ve dünyanın diğer bölgeleri de Allah'ın izniyle çok yakında Hilafet otoritesinin altında olacaktır... Evet, asla vaadinden dönmeyen alemlerin Rabbi Subhânehu'nun vaadi olan İslamî Hilafet gelecektir. Zira O, şöyle buyurmaktadır:

وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آَمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُمْ مِنْ بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا يَعْبُدُونَنِي لا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا وَمَنْ كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُولَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُون "Allah, sizlerden iman edip salih amel işleyenleri, kendilerinden öncekileri yeryüzünde Halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde Halife kılacağını, onlar için seçtiği dinlerini (İslam'ı) yeryüzünde hakim kılacağını, (geçirdikleri) bu korkularını güvene çevireceğini vaadetti. Zira onlar yalnız Bana kulluk ederler ve hiçbir şeyi Bana ortak koşmazlar. Her kim de bundan sonra inkar ederse işte onlar fasıkların ta kendileridir." ^{[Nur 55]}

Ve yine İslamî Hilafet, kerim Nebimiz [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in müjdesidir:

تَكُونُ النُّبُوَّةُ فِيكُمْ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا عَاضًّا فَيَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا جَبْرِيَّةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ ثُمَّ سَكَتَ "Allah'ın olmasını dilediği kadar aranızda Nübüvvet olacak, sonra kaldırmayı dilediğinde Allah onu kaldıracaktır. Sonra Nübüvvet Minhacı üzere [Raşidi] Hilafet olacaktır. Böylece Allah'ın olmasını dilediği kadar olacak, sonra kaldırmayı dilediğinde onu da kaldıracaktır. Sonra ısırıcı meliklik olacaktır. Böylece Allah'ın olmasını dilediği kadar olacak, sonra kaldırmayı dilediğinde Allah onu da kaldıracaktır. Sonra zorba diktatörlük olacaktır. Böylece Allah'ın olmasını dilediği kadar olacak, sonra kaldırmayı dilediğinde onu da kaldıracaktır. Sonra (yeniden) Nübüvvet Minhacı üzere [Raşidi] Hilafet olacaktır." Sonra sükut etti.

Ancak onun nerede başlayıp irtikaz edeceğini herhangi birinin tahmin etmesi imkansızdır. Şayet Harameyn eş-Şerifeyn ülkesinde olursa onunla nimetlenmiş olur. Şayet Şam ülkesinde olursa onunla nimetlenmiş olur. Yok eğer Allah onun başka bir yerde olmasını da taktir ederse Allah'a hamd ederek emri Subhânehu'ya teslim ederiz ve her nerede olursa olsun ondan dolayı mutluluk duyarız. Zira o bir hayırdır ve onda hayır vardır.

Ancak Hilafet, onu kurmak için çalışacak adamlara ve ona davet edenlere nusret verecek kuvvet ehline muhtaçtır ki bizim mesajımız işte şöyledir:

1-İslamî Ümmetin evlatlarına deriz ki: Allah'ın dinine nusret vermek ve Hilafet'i kurmak amacıyla maksimim güç ve hızla çalışmak için hareket geçin. Şayet bunu yapmazsanız, çok iyi biliniz ki Allah'ın huzurunda toplanacaksınız ve Allah bu hususta sizi sorguya çekecektir. Peki o zaman nasıl cevap vereceksiniz?

2-Tüm güçve kuvvet ehline de deriz ki: Allah'ın dinine nusret veriniz ki dünyada ve ahirette izzete nail olanlardan olasınız... Yok eğer Allah savaş açar ve Hilafet'in kurulmasını engelleyenlerden olursanız Allah'ı hiçbir şekilde aciz bırakamazsınız. Zira Allah, sizden daha güçlü ve daha kalabalık olanları helak etmiştir!!

Ey Müslümanlar!

Hilafet meselesi, ayın on dördü gibi ortada olup hiçbir kimsenin onun durumunu gizlemeye veya onun için çalışmanın farz olduğunu inkar etmeye veya onun gerçekleşmesi müjdesi hakkında şüphe duymaya gücü yetmez. Bilakis o, herkesin talebi ve özel ve genel görüşlerin mecrası haline gelmiş olup halkın iyisi de kötüsü de onunla sevineceklerdir... Dolayısıyla Hizb-ut Tahrir olarak bizler sizleri, Ümmeti cehaletten, yok oluştan, bağımlılıktan, zilletten ve Doğu ve Batı'ya boyun eğmekten kurtarmak için bizimle birlikte el ele çalışmaya davet ediyoruz. Ta ki böylece İslam Ümmeti, insanlar için çıkarılmış en hayırlı Ümmet konumuna geri dönsün... Yine Hizb-ut Tahrir olarak bizler, Hilafet kuruluncaya kadar uyuşukluk ve tembellik göstermeyeceğimize ve kurulduktan sonra da Allah'ın izniyle onu koruyacağımıza dair Allah'a söz verdik. Bu yüzden hizib, Hilafet'i kurmak ve onun kurulması için çalışıp desteklemek amacıyla Müslümanları bir toplamak için gecesini gündüzüne katmakta, en hayırlı muttaki mümin şebâbını kurban vermekte ve Müslümanların tagut ve mücrim yöneticileriyle karşı karşıya gelmektedir. Tüm bu fedakarlıkların sonucunda Allah'ın gücü ve kudreti sayesinde Hilafet sabahının doğmasının yakın olduğunu müjdeleyen bir ışığın parıldadığı görünmektedir. O halde Hizb-ut Tahrir ile birlikte olunuz ki dünyada kurtuluşa erenlerden olasınız. Allah'ın rıdvanı ise daha büyüktür.