حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HTu2013BAu20132013u2013MMBu2013TRu20130046 |
H. 18 Şa'bân 1434 M. Perşembe, 27 Haziran 2013 |
-Basın Açıklaması- Endonezya Hükümetinin, Dünya Güzellik Yarışmasına Ev Sahipliği Yapması Sadece İslam'a Değil Bilakis Kadınlara da Bir İhanettir!
Hizb-ut Tahrir, Endonezya hükümetinin dünya güzellik yarışmasına dönük aşağılayıcı ev sahipliği yapma kararını kınar. Nitekim bu saçmalık, sadece iffete ve hayaya davet eden yüksek İslamî değerlere bir ihanet değil bilakis kadınları sırf erkeklerin arzularını karşılayan bir eşya kılmasından dolayı kadının itibarını da lekelemektir. Dolayısıyla bu karar, İslam'ın kadının onuruna baktığı ve onunla bu esas üzere muamelede bulunduğu yüksek ve yüce konumuna tamamen muhalif ve aykırıdır. Zira erkeklerin zevki ve onun arzularını doyurmak için kadınların bedenlerinin ifşa edilmesi, ahlaksızlığa ve cinsel özgürlüklere teşvik eden, rolü içerisinde ihtilatın ve evlilik dışı ilişkilerin olduğu toplumlar oluşturmak olan ve ailelerin parçalanmasını kabul edilebilir kılan Batılı liberal kültürün bir parçasıdır. İşte tüm bunlar, öğretileri yüceliğe, inançları cinsiyetler arasında saf ilişkilere ve aynı şekilde sağlam evliliğe ve ailelerin oluşmasına teşvik eden İslam'a yabancı olan bir iğrençliktir.
Kadının, erkeklerin arzularını ve zevklerini doyuran bir eşya olarak sunulup propagandasının yapılması, güzellik ve moda şirketlerinin yanı sıra dünya güzelini ortaya çıkaran ve bu yarışmayı idare eden İngiliz organizasyonunun gelir elde etme sürecinden öte bir şey değildir. Zira onlar, kadınların güzelliklerine ve bedenlerine dönük bu aşağılık sömürünün arkasından milyonlar elde etmektedirler. Çok açıktır ki onlar, kar için maddi arzularını tatmin etmektedirler. Zira bu kapitalist şirketler, Batı toplumundaki kadınlara ihanet etmekle ve onları insanlıktan çıkarmakla yetinmemekteler, bilakis bu rezilliği İslam dünyasına da pazarlamak istemektedirler. Dolayısıyla bu sunumun, Müslüman nüfuz sayısı bakımından dünya ülkelerinin en büyüğünde de başlaması, bu cürüme eklenen başka bir cürümdür.
Kar ve menfaat peşinde koşmaya liderlik eden kapitalizm, toplum nazarında değeri düşen amellerini pazarlamak için kadının bedenini bir araç olarak kullanma fikrini güçlendirip desteklemektedir. Dolayısıyla tüm bunlar, ifade ve mülkiyet özgürlüğü gibi fasit liberal mefhumlarında izin ve ruhsat verilen bir husustur.
Kadınların insanlıktan soyutlanması ve tanıtımlar, reklamlar, eğlenceler, modalar, giyimler, güzellikler ve aynı şekilde İngiltere, Amerika ve Avustralya gibi Batılı kapitalist ülkelerdeki pornografik sektörler sayesinde kadınların değerinin düşürülmesi, onların, (yani Batılı ülkelerin), saygısızlık, istismar, kadınları sömürme ve şiddetin, cinsel tacizin ve tecavüzün Batılı toplumlarda salgın boyutlara ulaşmasına katkıda bulunma özelliğini kanıtlamaktadır. Zira İngiltere'de, aile içi şiddetin oluşmasından dolayı polisle her bir dakikada bağlantı sağlanmakta, İngiltere ve Galler'deki her beş kadından biri cinsel suçların kurbanları olduğu gibi kadın, tecavüze veya her on dakikada bir tecavüz girişimine maruz kalmaktadır.
Ne üzücüdür ki bu beşerî kapitalizmin ve liberal kültürün, bölgedeki fasit liberal kapitalizmi benimseyen hükümetler tarafından İslam dünyasına ithal edilmesi, aynı şekilde Endonezya da dahil Müslüman çoğunluğa sahip olan ülkelerdeki bu cürümlerin boyutunun artmasına yol açmaktadır. Dolayısıyla kadına yönelik şiddet hala tehlikeli küresel bir sorun olduğu gibi hakeza güzellik sunumu da kadının konumunun yükselmesine ve sorunun çözümüne hiçbir katkı sağlamayacaktır. Hatta bu, sorunun nedenlerinden birisidir. Bundan dolayı dünya güzelliği, sırf bir eğlence sorunundan ve seçilen kadının kutlanmasından ibaret değildir. Dahası bu, kadınları sırf eşyalar kılan ve onların hayatlarının felaketle sonuçlanmasına neden olan bir kültürün parçasıdır. Endonezya topraklarında bu aşağılayıcı yarışmaya ev sahipliği yapılmasının kabul edilmesi, Endonezya hükümetinin buna benzer hususlardan daha fazlasına hazır olduğunu kanıtlamaktadır. Ayrıca meydana gelenleri, ülkedeki turizm ve yatırım için bir destek olduğunu gerekçe göstermeye çalışanlar, basitçe kadının onuruna karşılık dolarları sunan fasit kapitalist felsefesini benimsemiş olmaktadırlar.
Buna ek olarak Batı'nın güzellik saplantısı, kadınlardan bir çoğunu kimliklerini ve güzelliklerine bağlı değerlerini göstermeye ve pasaportların toplumdaki zekaları, şahsiyetleri, becerileri ve katkıları olmak yerine başarmak için görünümlerine bir pasaport olarak bakmaya sevketmektedir. Ayrıca bu saplantı, Batılı toplumlardaki kadının değerini yeteneklerine göre değil de çekicilik derecesine göre sınıflandırmaya yol açmaktadır. Tüm bunların yanında yeteneklerinin, dünya güzellik yarışmasında görüntülenen ve güzellik ve moda şirketlerinin sürekli olarak teşvik ettikleri mantıksız ve güzellik için gerçekçi olmayan şablon şekillerinin kabul edilmesine kadar ulaşmasının ardından kendilerini taktir etmeleri ve kendilerine güvenmeleri için kızların ve kadınların saygınlığını ortadan kaldırmaktadır. Dolayısıyla kadınları, sıkı tedbirler ve icraatlar almaya ve değerli oldukları hissiyatına ulaşmak için sözde güzellik idealleri olan şekillerinin kabul edilmesi amacıyla bedenlerine savaş açmaya sevkeden işte bu şablondur. Bunun yanı sıra hayatlarını veya nefislerinin açlıklarını tehdit eden güzellik operasyonlarına boyun eğmelerinin genellikle vahim sonuçları olmaktadır. Nitekim Amerika'da 7 milyon kadın ve İngiltere'de bir milyon kadın yeme bozukluklarının acısını çekmektedirler. Ne üzücüdür ki bu sorun, aynı şekilde güzellik için Batılı görüntüden etkilenen ve kendi toplumlarında bunun içerisinde boğulan İslam dünyasındaki kadınlar arasında da giderek artmaktadır. İşte tüm bunlar, şirketlerin maddî güvenlik, kar ve menfaate ulaşmak için kadının ihtiyacının sömürülmesine teşvik eden fasit kapitalist sistem sayesinde olmaktadır. Aynı zamanda bu şirketler, kadınları güçlendirecek güzelliğe ulaşmak için bu sonsuzluk arayışının gösterilmesi yoluyla kadınları aldatmaya çalışmaktadırlar! Asında bu, sömürü ve zulümden öte bir şey değildir. Peki Müslüman olmamız sıfatıyla bizlerin, kızlarımız ve bacılarımız için istediğimiz gelecek gerçekten bu mudur?
Ey Müslümanlar!
Bizler sizleri, Endonezya'da bu güzellik yarışmasının düzenlenmesini, aynı şekilde liberal kültürün ithal edilmesini ve bu kültürün ülkemize girmesini engellemek için tüm gücünüzle çalışmaya davet ediyoruz. Zira kadını sırf bir eşya olarak gören ve fuhşiyatı yaymasının yanı sıra gençlerimizin ve toplumumuzun ifsat olmasının kaynağı olan küstah eğlence kültürünü yayan bizzat bu kültürdür. Dolayısıyla Allah'a itaat etmek, O'nun emirlerini bağlı kalmak, Allah'ı ve O'nun dinini sevmek adına sizleri, Hilafet Devleti'ni kurmak ve kapitalist sistem ile İslam ülkelerindeki tüm beşerî rejimleri yıkmak için her türlü çabayı göstermeye davet ediyoruz. Zira İslam ahlakını, öğretilerini ve asil değerlerini koruyacak ve aynı zamanda da hayanın ve iffetin gerçek manasıyla somutlaşmış nitelikli genç bir nesil ve İslamî şahsiyetler inşa etmek için fasit kültürün akışını engelleyecek olan sadece Hilafet Devleti'dir. Tüm bunların yanı sıra kadının sömürülmesini ve onlara sırf bir eşya olarak itibar edilmesini engelleyip yasaklayacak, dahası sürekli olarak kadınların onurlarının ve iffetlerinin korunmasına dikkat edecek ve kadınların değerlerini, güzellikleri temelinde değil de takvaları ve şahsiyetleri temelinde belirleyecek olan sistem, Hilafet Sistemi'dir. Kadını güçlendirecek gerçek vakıa işte budur! Nitekim Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem], şöyle buyurmaktadır:
إن لكل دين خُلقًا، وخُلُقُ الإسلام الحياء "Her dinin bir ahlakı vardır, İslam'ın ahlakı da hayadır."
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.domainnomeaning.com |
E-Mail: media [@] domainnomeaning.com |