حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HTu2013BAu20132012u2013MMBu2013TRu20130002 |
H. 6 Rabi-ul Evve 1433 M. Pazar, 29 Ocak 2012 |
-Basın Açıklaması- Amerikan Deniz Üssünün İran Körfezine Yayılması
Pentagon, 26 Ocak'ta 2012 Ekim ayında başlayacak olan gelecek malî yıl bütçesini açıklamıştır. Bu bütçe, Avrupa'daki askerî varlığının azaltılmasını kapsadığı gibi hızlı savaş gemileri, helikopterler ve savaş uçakları da dahil ["SEAL" olarak bilinen bölümler çizgisinde] komando özel gruplar için gerekli olan lojistik desteğin sağlanması amacıyla bir deniz üssü inşa etme kararlılığını da kapsamaktadır. Malî yılın, 2012 Ekim ayında başlayacak olmasına rağmen Pentagon, Amerikan ulusal güvenliğinin risk altında olduğu ve malî yılın başlamasını beklemenin olası olmadığı gerekçesi altında [ister Penco olsun isterse diğerleri] acilen eski savaş gemilerinden birinin dönüştürülmeye başlanmasını meşrulaştırmaktadır. Dahası Pentagon, emekliliği kararlaştırılan geminin görev işinin derhal uygulamaya geçmesi için yüklenici şirketin acil bir şekilde rehabilite etmesine dönük mühendislik çalışmalarının uygulanması amacıyla gerekli olan teklif daveti noktasındaki mutat idarî uygulamalara da geçmiştir. Basın, gelecek yaz başlarında hizmete girecek olan bu üssün odaklandığı aday yerin, İslamî Körfez Bölgesi olduğunu bildirmiştir. Nitekim Pentagon sözcüsü, üssün amaçlarından birinin, lojistik dayanakları bulunmayan uzak yerlerdeki krizlere ve doğal afetlere karşı insanî yardımların sağlanması amacıyla Amerikan güçlerinin etkinleştirilmesi olduğunu iddia etmeyi de unutmamıştır.
Bu açıklama, İran'a petrol ambargosunun uygulanması halinde Hürmüz Boğazı'nı kapatmakla tehdit eden İran'ın açıklamalarının arkasından geldiği gibi İran'ın nükleer dosyası hakkındaki seslerin yükselmesi ve İran Deniz Kuvvetleri'nin, İslam Körfezi'nde manevralar yapmasıyla birlikte gelmiştir.
Hizb-ut Tahrir olarak, aşağıdaki hususları önemle vurgularız:
- Amerika'nın, İslam dünyasının çeşitli yerlerine dağılmış askerî üslerin büyüyen ağı sayesinde askerî yayılımın tüm yönleriyle güçlendirilmesi noktasındaki çabası, sadece ümmete sömürgeci köleliğini dayatmayı, Hilafet Devleti'nin yaşam sahasına geri dönmesini engellemeyi ve Müslümanların dinlerinin ve Rablerinin şeriatına göre yaşamalarını engellemeyi amaçlamaktadır.
- İnsanî yardımların sağlanmasının hedeflendiği iddiası, yalan bir iddiadır. Zira Pentagon sözcüsü Yüzbaşı John Kirby, "Bu hedef, önceden planlanmış olup şu anda da uygulanmasına geçmek için bir fırsat vardır" şeklinde bir tespitte bulunmuştur. Ayrıca "SEAL" adıyla bilinen özel kuvvetlerin, uzun bir geçmişinin ve başlangıcı kirli Vietnam Savaşı'na dayanan cürümler ve suikastlarla dolu kara bir sicilinin olduğu da bilinmektedir.
- Amerika'nın cürümsel planlarını hayata geçirmeye imkan veren şey, Amerikan çıkarlarına hizmet etmek ve onun hakimiyetinin genişlemesini sağlamak amacıyla bekçilik rolü oynamaya razı olan Müslüman yöneticilerin aşağılıkları ve komplolarıdır. Bu durum, tüm Körfez, Irak, Mısır, Suriye ve Türkiye yöneticileri için geçerli olduğu gibi Pakistan, Afganistan ve benzeri ülkelerin yöneticileri için de geçerlidir.
- İran'a gelince; sık sık büyük şeytan ve Amerika'ya ölüm sloganları atan İran rejiminin bu sloganları, pratik vakıaya tercüman olan ciddi eylemlerle eş değerde değildir. Zira İran'ın pratik politikasının, Irak ve Afganistan'daki Amerikan işgaline hizmet ettiğini görmekteyiz. Bunun yanı sıra İran, Suriye'deki Baas Esad rejimi ile stratejik ittifak kurmuş, Yahudilerin Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi sürdürmesine dönük Amerikan projesine ve Yahudilerin el-Aksa eş-Şerif ile Filistin'deki geri kalan İsra ve Mirac topraklarını kirletmesine değerli hizmetler sunmuştur. Tüm bunlara rağmen İran rejimi, Suriye rejimini önleyici ve dirençli olarak nitelendirmiştir. Halbuki o, Allah'ın düşmanı Yahudilerle cihat etmek dışında hiçbir şeyi önlememiş ve ümmetin Rabbinin şeriatını tatbik etmeye dönük çalışması dışında da hiçbir şeye direnç göstermemiştir. Hatta İran liderleri, Baas Esad rejimine Suriye'deki sadık İslam evlatlarını katletmeyi sürdürmesine imkan sağlayan bütün her şeyi uzatmada hiç tereddüt etmemişlerdir. Dolayısıyla şayet İran'ın desteği olmasaydı, bu mücrim rejim çöker ve Suriye'deki Müslümanlar da onun, şiddet yöntemi günden güne hatta saatten saate artan cürümlerinden kurtulurlardı.
- Bizler bu münasebetle tüm ümmetin, özellikle de mevcut liderliklerin dikkatlerini Mısır, Tunus ve Libya'daki ayaklanmalara çekmek isteriz ki bu ayaklanmaların; şekli ve adı ne olursa olsun yabancı işgali kaldırıp atmayı, faydasından çok zararı olan yamaların arkasından koşuşturan Amerika ile Avrupa'nın kuyrukları ve araçlarıyla birlikte aşağılık pazarlık ve anlaşma oyunlarının içerisine girmemeyi hedeflemesi gerekmektedir. Şayet böyle olursa ümmetimiz üzerindeki Batı hakimiyeti yenilenecek ve çile süresini uzatacaktır.
- Batı karşısında etkin olabilmek için geçiş sürecinin, diplomasiyi ve taktikleri izlemesi ve takip etmesi gerekmektedir şeklindeki sözleri bir mazeret sayılmayacağı gibi onları haklı da çıkarmaz. Zira İslam, gaye vasıtayı meşru kılara dayalı makyavelist politikayı tanımamaktadır. Bu bir yöndendi. Diğer yönden olana gelince; İslam ümmeti, daha ne zaman kuvvetini birleştirecektir. Zira onun elinde, ülkelerimizdeki açgözlü Batılı devletlerden tam bağımsızlığı almaya imkan verecek olan adam ve servet madenleri bulunmaktadır. Dahası İslam ümmeti, Allah'ın yüklediği ve kendisiyle şereflendirdiği insanlar üzerindeki şahitlik görevini yerine getirmeye imkan verecek, Müslümanların ülkelerini Raşidi Hilafet ile aydınlatacak ve dünyanın dört bir tarafına hayrı yayacak olan bir akide gücüne sahiptir.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.domainnomeaning.com |
E-Mail: media [@] domainnomeaning.com |