2 Eylül 2019 Cumartesi günü El Fecr gazetesi, Katar ve Türkiye destekli sitelerin dünyanın en büyük 10 sitesi arasında yer almasının bir felaket olarak nitelendirdi ve İslâmî Araştırmalar Akademisi üyesi Abdül Gani El Hindi’nin yaptığı açıklamaya atıfta bulundu. El Hindi, “Aralarında Yusuf El Mehariza, Ahmed El Kasas ve Hizb-ut Tahrir Emiri Ata bin Halil Ebu Raşta olmak üzere terörizm propagandasını yapan aşırılık yanlısı kişilerin fetvaları top 10 listesinde yer alıyor. Bu fetvaların türü, konusu ve fetvalarında neden “aşırılık ve terörizme” çağırdıkları belli değil!” dedi.

Malum, delilsiz ve kanıtsız yapılan herhangi bir suçlama, asılsızdır. Biz burada Emirimizi ve gençlerimizi savunacak değiliz. Çünkü suçlamalardan münezzehtirler. Hizb-ut Tahrir, devletin kurulmasında fiziksel eylemi bir yöntem olarak asla benimsemez. Bu konuda Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in metodunu izler. Onun için Batı ve düşünceleriyle entelektüel bazda mücadele eder. Batı, fikir çatışması arenasında hiçbir şansının olmadığını ve Hizb-ut Tahrir ile fikir çatışmasına giremeyeceğini biliyor. Hatta Batı kurumları bile Hizbi fikirler savaşının ana savaşçı olarak nitelendirmiştir. Amerika, partinin fikirsel gücünün ve büyüklüğünün farkında ve kapitalist ideolojiyi korumak için örülen duvarların parti tarafından aşılabileceğinin bilincinde. Bu yüzden Batı, Hizb-ut Tahrir’in imajını karalamak ve fikirlerini aşağılamak amacıyla ardı arkası kesilmeyen girişimlerde bulunmuştur. Yine Batı kültürüyle sırtlanlanmış entelektüellerden, parti ve fikirlerine muhalif İslamcılardan oluşan bir ordu kurmuş, samimi dava erlerinin imajını zedelemek için çalışmıştır. Oysa malum, Hizb-ut Tahrir kendisini ümmetin Fetva kurumu olarak görmüyor. Ve asla fetva yayınlamaz. Dediğimiz gibi Hizb, bir Fetva Kurumu değildir. Hizbe, Emirine ve gençlerine (terörizm) damgası vurmak için yapmış olduğunuz bu umutsuz girişimleriniz, bizi İslami hayatı yeniden başlatma ve Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurma çalışmasından caydıramayacaktır. Batı, Hilafetin kurulmasından korkuyor ve yakında Hilafetin kurulacağını biliyor. Ordular ve diğer araçlarınız, Hizbe meydan okumak, insanların Hizbi kucaklamasını ve desteklemesini önlemek, insanlar ile Hizbin arasına girmek için birer enstrümanlardır.

Hizb ut-Tahrir’in benimsediği saf, temiz ve billur İslami fikirleri, fıkıh, hadis, siyer, ahbar ve diğer İslami kitaplarda rastlamak, hatta El Ezher’in ders kitaplarında bile bulmak mümkündür. Partinin ilk Emiri ve banisi, Şeyh Takiyyuddin En Nebhani ^{(Allah rahmet eylesin)} El Ezher mezunudur ve önemli âlimlerinden biriydi. Hizbin benimsediği kitaplar, sunumunu, metodolojisini, fikirlerini ve yöntemini ortaya koyar. Hizbe ve size şahittirler. Hepsi de elinizde mevcuttur. 2002-2003 yılında bazı parti gençlerinin yargılanması sırasında rejim, bu kitapları El Ezher Komitesine sunmuş, komite de, bu kitapların İslam Şeriatına aykırı olmadığı, sorun teşkil etmediği ve piyasada dolaşımda bulunmasında bir sakıncanın bulunmadığı kararına varmıştı. Bu karar, Mart 2003’un sonlarında Mısır Cumhuriyeti resmi gazetesi ile El Hayat gibi uluslararası gazetelerde yayınlanmıştı.

Batı, Hizb-ut Tahrir’in çağrısından tedirgindir ve Hizbin ümmeti Batılı fikirlerden kurtarma, Batıya olan bağımlılıktan özgürleştirme, ümmetin kaynaklarını ve servetini yağmalayan kapitalist sistemin kökünü kazıma faaliyetlerini birinci düşman olarak görüyor. Batı ve uşakları, insanların bu fikirleri kucaklamasından, ordular içindeki ümmetin samimi evlatlarının bu fikirlere kulak kabartmasından, yüreklerini açmasından, can simidi olmasından, ataları Ensar’ın yaptığı gibi bu fikirlere nusret vermelerinden korkuyor. Batı devletin kurulmasından tırsıyor. Kurulacak devlet, ülkemiz ve ülkemizdeki yönetim rejimlerinin, onlarca yıldır Batının fikir ve politikasına olan bağımlılığına son verecek, talanı durduracak, ülkemizdeki zenginliklerin Batı hazinelerine akışını kesecektir. Ve hayal kırıklığı içinde ana yurduna geri dönecektir eğer bir yurdu kalırsa.

Ey bilginler, şeyhler ve medya! Bu fikirler, inandığınız İslam dinine ait fikirlerdir. Onun için Batının maşası olmayın. Dininizi ve dava erlerini hançerleyeceği süngüsü haline gelmeyin. Göreviniz, dava taşıyıcılarına arka çıkmak, birlikte dava taşımak, genel olarak Mısır halkını bu fikirleri kucaklamaya teşvik etmektir. Ki Allah’ın emri tamamlansın, dini zafer bulsun ve devleti üstün gelsin.

Ey Mısır ordusu ve halkı! Hizb-ut Tahrir, yalan söylemeyen bir liderdir. Emin bir nasihatçidir. On üç yüzyılı aşkın bir süre dünyaya İslam adaletini yayan devleti kurmak ve sizi izzete kavuşturmak için çabalıyor. Hadi Hizbin elinden tutun ve yeryüzüne İslam’ın adaletini geri getirmek için İslam Devletini birlikte kurun. Sadece insanlık değil, dağlar, taşlar ve kuşlar o devletin gölgesi altında nimetlenecek, siz de dünyada izzet, ahirette onur bulacaksınız. Allahım Hilafeti hızlandır, bizi de ordularından ve tanıklarından eyle. Mısır’a da başkenti yap.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûl’üne icabet edin.” ^{[Enfal 24]}