حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HT–BA–2018–MB–TR–16 |
H. 19 Rabi’-ul Âhir 1440 M. Çarşamba, 26 Aralık 2018 |
Mısır’daki Darül İfta’nın (Fetva Kurulu Başkanlığı) İftiralarına Yanıt
أَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللَّهِ حُكْماً لِقَوْمٍ يُوقِنُونَ“Onlar hâlâ cahiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Kesin olarak inanacak bir toplum için, kimin hükmü Allah’ınkinden daha güzeldir?”[Maide 50]
İslam’ın içtihat tanımı açık ve nettir. Müçtehit, ameli fıkhı hükmü ayrıntılı şeri delillerden çıkarım yapmak ve hükmün dayanağına indirgemek için bütün gücünü harcar. Buna göre içtihat, kati meselelerde değil, zanni meselelerde gerçekleşir. Bu nedenle müçtehit için şayet içtihadında isabet ederse iki sevap, yanılırsa tek sevap vardır. İçtihat, bir şahsın ya da bir kurulun tekelinde değildir, aksine içtihat yeterliliğine sahip herkes içtihat edebilir.
12 Aralık 2018’de Mısır’daki Darül İfta Stratejik Araştırmalar Birimi’nin hazırladığı “Küresel Fetva Endeksi”nin “Terör örgütlerinin ekonomik ilişkileri hakkında fetvalar” başlıklı raporu oldukça ilginç. (http://dar-alifta.org.eg/AR/Viewstatement.aspx؟sec=media&ID=6205) Eğer Darül İfta, muteber bir içtihada aykırı farklı bir içtihat yapsa ve bu içtihat, daha doğru anlayışa ya da hükmün menatını daha dakik tespite veya muteber fıkhi delillere dayalı olsa, o zaman bu içtihat tartışılmaya değer. “Uzmanlar ve bilirkişiler eşliğinde Darül İfta, yaklaşık 90 saatlik bir araştırmanın ardından” Bitcoin’in haram olduğuna dair bir fetva yayımladı. Haramlığına Hizb-ut Tahrir Emiri Celil Âlim Ata b. Halil Ebu Raşta’nın (Allah kendisini korusun) fetvası ile delil getirdi. Ardından Bitcoin’i haram görmesinden ötürü Hizbi eleştirdi. Hizb-ut Tahrir’in Bitcoin’i haram saymasının gerekçesi şudur: “Bitcoin, bir para birimi ve şeri açıdan da bir nakit değildir. Nitekim ğarar ya da bilinmeyen bir şeyin satışının haram olduğu açıktır. Bu yüzden Bitcoin’in satış ve alışı caiz değildir.”Bunun neresi yanlış anlamış değiliz? Darül İfta bunun neyine itiraz ediyor?
Fakat “Küresel Fetva Endeksi” gerçekliği ve arkasındakilere bakıldığında, Allah yolundan alıkoyan, küfrün başı ve asrın Firavunu Amerika’nın ülke ve halkın başına getirdiği mücrim Mısır rejimini savunan, Allah ve Rasûl’üne savaş açan, egemenliği halka ait kılan kutsal “demokrasi” putunu görmezden gelen Darül İfta’nın araçlarından bir araçtan daha fazlası olmadığı görülür. Yani demokrasiye göre helal ve haram kılan Allah Subhânehu ve Teâlâ yerine halktır. Amerika bu puta çağırıyor ve bu put uyarınca seçimleri övüyor. Bununla beraber Mısır halkı, “demokratik” seçimler yoluyla Dr. Muhammed Mursi’yi Mısır yöneticisi olarak seçtiğinde, ABD, yönetiminin devam etmesine izin vermedi. Aksine baskı, zulüm ve firavun mantığına göre yönetmek üzere kölesi Es Sisi’nin iktidara getirilmesini kararlaştırdı. Es Sisi, ABD’nin arkasına saklandığı yüzdür. Gerçekte Kenane topraklarındaki halkın kaderine hükmeden Amerika’dır.
Evet, Es Sisi El Ezher âlimlerinin dinsel bir devrim yapmaları gerektiğini defalarca dile getirdi. Es Sisi’nin çağrısını yaptığı bu dinsel devrim, haliyle ülkeyi Amerikan pisliğinden kurtarmaktan, Müslümanların ilk kıblesi ve Peygamberin İsra’sı Mescidi Aksa’yı Yahudi pisliğinden arındırmak için kahraman Kenane askerlerine önderlik etmekten ziyade “radikal İslam” ile mücadele etmek için olacaktır.
وَإِنَّ مِنْهُمْ لَفَرِيقاً يَلْوُونَ أَلْسِنَتَهُم بِالْكِتَابِ لِتَحْسَبُوهُ مِنَ الْكِتَابِ وَمَا هُوَ مِنَ الْكِتَابِ وَيَقُولُونَ هُوَ مِنْ عِندِ اللَّهِ وَمَا هُوَ مِنْ عِندِ اللَّهِ وَيَقُولُونَ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ وَهُمْ يَعْلَمُونَ“Onlardan (Kitap ehlinden) bir grup var ki, Kitap’tan olmadığı hâlde Kitap’tan sanasınız diye (okudukları) Kitap’tanmış gibi dillerini eğip bükerler ve, “Bu, Allah katındandır” derler. Hâlbuki o, Allah katından değildir. Bile bile Allah’a karşı yalan söylerler.”[Ali İmran 78]
Endeks raporunda şu ifade yer almaktadır: “Küresel Fetva Endeksi’nin gözlemine göre parti, mevcut hükümetler ve ekonomilerine yönelik eleştirilerinde yüzde yüz parti emirinin yayınladığı analizlere dayanmaktadır. Sudan’daki yatırıma ilişkin en önemli eleştirisi şöyledir: “Sömürgeci kapitalist şirketlerin amacı, işsizlik sorununu çözmek ya da yerel iş istihdamını artırmak değildir. Ekonomik sorunlar için köklü çözüm, İslam’a dayalı bir devletin kurulmasıdır.”Yeni Firavun Amerika’nın dinine göre çağın Firavunu kukla hükümetleri eleştirmek ve İslam’a dayalı bir devletin kurulmasını talep etmek büyük bir yalan ve iftiradır. Bu yeni dine göre ilahi zata dil uzatmak, açıkça Kuran’la amel etmenin iptaline çağırmak, ifade özgürlüğüdür ve dinin güvencesi altındadır. Allah onları kahretsin nasıl da yüz çeviriyorlar!
Bu, Amerikan istihbaratının Afganistan ve Suriye’de sözde (terör) saldırıları kurbanları hakkında verdiği rakamları göz önünde bulunduran bu iftiracı kavmin cesaretini açıklar. Bu “Küresel Fetva Endeksi”, ister Afganistan’da olduğu gibi doğrudan Amerika eliyle olsun, isterse Suriye’deki Şam kasabı kimyasal Beşşar veya Irak’taki Maliki veya Mısır’daki Es Sisi gibi ajanları eliyle olsun, ABD’nin katliamları yüzünden ölen yüz binlerce Müslüman kurbanı, duymazdan gelmekte ya da duysa da öldürülmelerini tebrik etmekten utanmaktadır!
Dolayısıyla Firavun sihirbazlarının hazırladığı bu endeksin, kâfir Batı ve Amerikan hukuku değil de İslam Şeriatını uygulamak için Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletinin kurulması çağrısı yapan Hizb-ut Tahrir’i Amerikan dininden ve İslam ümmetine dayattığı kulluktan irtidat olarak kabul etmesi garip değil. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet olarak şereflendirdiği bu ümmet, iyiliği emreder, kötülüğü yasaklar. İyiliğin başında, insanları sadece Allah’a kulluğa, emrine ve nehyine boyun eğerek birliğine davet etmek, kötülüğün başında da ne ve hangi isim altında olursa olsun Tağuti yönetime itaat etmek gelir.
أَفَغَيْرَ دِينِ اللَّهِ يَبْغُونَ وَلَهُ أَسْلَمَ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ طَوْعاً وَكَرْهاً وَإِلَيْهِ يُرْجَعُونَ“Göklerdeki ve yerdeki herkes ister istemez O’na boyun eğmişken ve O’na döndürülüp götürülecekken onlar Allah’ın dininden başkasını mı arıyorlar?”[Ali İmran 83]
Amerikan büyücülerine şöyle diyerek sonlandırıyoruz. Allah Subhânehu ve Teâlâ, hak olan vaadini mutlaka yerine getirecektir:
يُرِيدُونَ لِيُطْفِئُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَاللَّهُ مُتِمُّ نُورِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ“Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa kâfirler hoşlanmasalar da Allah, nurunu tamamlamaktan başka bir şeye razı olmaz. O, Allah’a ortak koşanlar hoşlanmasalar bile dinini, bütün dinlere üstün kılmak için, peygamberini hidayetle ve hak dinle gönderendir.” [Tevbe 32-33]
Osman Bahhâş
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi Müdürü
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.domainnomeaning.com |
E-Mail: media [@] domainnomeaning.com |