Hizb-ut Tahrir / Malezya, 3 Ekim 2015 Cumartesi günü, Kuala Lumpur Nouvelle Hotel'de "Gerçek Değişim İçin Ümmetin Birliği Ancak Hilafetin Altında Şeriatın Uygulanmasıyla Sağlanır" başlığı altında düzenlenen 2015 Hilafet Konferansı başarıyla gerçekleşti. Konferansa Endonezya, Hindistan, Tayland ve Singapur'dan 1000'den fazla Müslüman katıldı. Konferansta şu konuşmacılar birer konuşma yaptılar:

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu Başkanı Sayın Osman Bahhâş, Hizb-ut Tahrir / Ürdün'den Dr. Muhammed Malkawi, Hizb-ut Tahrir / Endonezya Merkezi Temas Komitesi üyesi Hafız Abdurrahman, Hizb-ut Tahrir / Malezya Merkezi Temas Komitesi üyesi Ömer Hüseyin ve Hizb-ut Tahrir / Malezya Medya Bürosu Başkanı Abdül Hâkim Osman.

Konferans farklı önemli noktaları ele aldı. Bunların en önemlileri şunlardır: Ümmeti bölen ve zayıflatan Batı yapımı yapay ulusal devletler. Ümmetin değişim istek ve arzusunu yansıtan, ama ne yazık ki sömürgeci Batılı güçlerin Hilafetin doğuşunu önlemede oynadıkları etkin rol nedeniyle hayal kırıklığına uğratan Arap dünyasındaki ayaklanmalar. Nusantara'nın [Malay Takımadaları] Hilafetin çekirdeği olma potansiyeli ve İslam ümmetinin istediği gerçek değişim. Ki ancak laik-kapitalist sistemi değiştirmek ve yerine İslam Şeriatını bütünüyle uygulayan İslam sistemini [Hilafet] koymakla gerçekleştirilebilir.

Konferansta, aynı Kitaba, aynı Peygambere iman edip takip etmesine rağmen 1924 yılında Hilafetin kaldırılmasının ardından İslam ümmetinin bölünmüş ve darmadağın olduğu dile getirildi. Sömürgeci kâfirler ve onların Müslüman ülkelerdeki ajanları, Müslüman topraklarda küfür ideolojilerini ve yasalarını uyguladılar. Ardından ümmet, birbiri ardına çeşitli felaketlere sürüklendi. O zamandan beri ümmet, Nübüvvet metodu üzere Hilafetin kurulması için uğraşmaktadır. Bu uğraşı ve özlemin bir sonucu olarak bugün Arap baharı ve Suriye'de devam eden değişim mücadelesi doğdu. Nitekim geçen Salı günü BM Güvenlik Konseyi oturumunda bir konuşma yapan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Hilafetin doğuşunu önlemek için ABD, Avrupa ülkeleri, Çin, Rusya, Suudi Arabistan, Türkiye ve İran'dan oluşacak bir koalisyon kurulmasına davet etti.

Ancak şimdiye kadar Arap baharı devrimleri, ümmetin özlemini çektiği gerçek değişime götürmedi. Ayrıca konferansta, bugün egemen Batılı ülkelerin, her zaman Hilafetin doğuşundan korktuklarını ve kaçınılmaz geri dönüşünü önlemek için elinden gelen çabayı sergiledikleri ortaya kondu. Hizb-ut Tahrir, açıkça şunu vurgular ki, bu asil ümmet, ancak insan yapımı bozuk sistemi değiştirerek ve Hizb-ut Tahrir'in 1953'ten beri yeniden kurmak için çalıştığı Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin gölgesi altında Şeriatı uygulayarak gerçek değişime ulaşacaktır.