9 Aralık 2018’de Petaling Jaya’da İnsan Hakları Komisyonu’nun (SUHAKAM) düzenlediği etkinliğe sadece 200 kişinin katıldığı bildirildi. Başlangıçta etkinliğe katılacağı açıklanan Malezya Başbakanı Tun Dr. Mahathir Muhammed, SUHAKAM’ın Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme (ICERD) etkinliğine katılmama kararı aldı. Mahathir başbakanlığındaki hükümet ICERD’yi onaylamamaya karar verdi. SUHAKAM Başkanı Tan Sri Razali İsmail, Malezya’nın ICERD ve Birleşmiş Milletler’in onaylanmayan diğer altı İnsan Hakları Konvansiyonu’nu onaylaması gerektiğini söyledi. Şuana kadar Malezya, insan hakları ile ilgili dokuz uluslararası sözleşmenin sadece üçünü onayladı. Yani Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi (CEDAW), Çocuk Hakları Sözleşmesi (CRC) ve Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi’ni (CRPD) onadı.

Konuşmasında Razali, SUHAKAM’ın Rukun Negara (Ulusal sütunlar) ve Federal Anayasa temelinde Malezya’da sistematik olarak insan haklarının uygulanıp uygulanmadığından emin olmaya kararlı olduğunu söyledi. Razali, “Bazı gruplar, SUHAKAM ve insan haklarının dine aykırı Batılı bir kavram olduğunu söylüyorlar. Bu ya sığ bir görüştür ya da argümanları arkasında başka bir nedeni var.” dedi. ^{(Berita Harian online)} SUHAKAM Başkanının sığ ama doğru görüşü kabul etmemesi çok kötü. İslam yerine derin ama yanlış insan hakları ilkelerine tutunması ayrı bir facia. İnsan hakları kesinlikle Batılı bir kavramdır. Batıda insan hakları fikirlerinin ortaya çıkış nedeni, baskıcı kurallar, insan yapımı sistem ve yasaların uygulanması nedeniyle Batının doğasında var olan zulüm ve zorbalıktır. Buna karşılık İslam, Allah’tan gelen mükemmel, adil ve merhametli bir dindir. Kemale ermesi için insan hakları dâhil Batılı fikirlere gereksinim duymaz.

Bilindiği gibi genellikle her yıl 10 Aralık Uluslararası İnsan Hakları Günü olarak kutlanır. BM, 10 Aralık 1948 İnsan Hakları Evrensel Bildirisi onuruna bu tarihi belirledi. İnsan Hakları Evrensel Bildirisi (UDHR), 1947 yılında BM altında Eleanor Roosevelt (ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt’in eski karısı) başkanlığındaki İnsan Hakları Komisyonu 18 üyenin zihninde doğdu. Daha sonra 10 Aralık 1948’de, BM Genel Kurulu’nun Paris’te yapılan oturumunda 217 A (III) sayılı karar ile kabul edildi. İslam’ı ortadan kaldırmak için kurulan BM komisyonundaki kâfirlerin bir ürünü olan UDHR insan hakları fikirlerinin İslam karşıtı olduğu yeterince açık değil mi?

SUHAKAM etkinliğinden bir gün önce 8 Aralık 2018’de, Kuala Lumpur’da Müslümanlar özellikle Malezyalılar, hükümetin ICERD’yi onaylamama kararı nedeniyle şükran gösterisi düzenlediler. Mitingde ağırlıklı olarak milliyetçilik sloganı ve hükümete yönelik eleştiri ön plana çıktığı için şükran mitingi niteliğini kaybetmiş olsa da ancak mitingde Müslümanlar ICERD’yi reddettiler. ICERD’nin reddinin İslam inancı temelli değil de milliyetçilik ve sömürgecilik mirası Anayasa temelli olması ayrı bir talihsizlik. Bundan sonra bu asil ümmet, Kuran ve Sünnete aykırı Batılı fikirleri sadece İslam ruhu ile reddedecektir. Bu ümmet, nasıl ki açıkça BM yapımı olan ICERD’yi reddetmek zorundaysa, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, demokrasi, özgürlük, liberalizm, sekülarizm, feminizm gibi Batı ve BM kökenli her türlü düşünceyi reddetmelidir. İnşallah bu ümmet bilinçlendiğinde ve Batıdan gelen her düşünce, sistem ve yasaları reddettiğinde, mutlaka zafere ulaşacaktır. O gün gerçekten çok yakındır.