حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Yemen Vilâyeti
Medya Bürosu
No: LB–BA–2015–MB–TR–10 |
H. 18 Rabiu’l Evvel 1437 M. Çarşamba, 28 Aralık 2016 |
El-Cedid Adındaki Fitneci Televizyon Kanalı, İslam’la, Müslümanlarla ve Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem İle Alay Ederken Siyasiler ve Medyada Sessizlik Hâkim, “Merciler” de Utanmıyor
“el-Cedid kanalı” 22 Aralık 2015 tarihli ŞNN hiciv programında İslam ve Peygamberimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem ile alay ederek şarlatanlar safına katıldı. Kanal, Müslümanlar ve Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’eyönelik apaçık hakaret içerikli söz ve ifadeler kullandı. Sunucu, utanmadan açıktan İslam’a hakaret ederken, konukları da ondan pek geri kalmadılar. Alaycı ve aşağılayıcı bir şekilde Müslümanlara ait bazı ifade ve kelimeleri kullandılar. O kadar ki Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’inismini salavatsız yalın olarak andılar, espri ve mizah konusu yapılar!
Program, kanalın yayın politikasından farklı yeni bir şey ortaya koymadı. Zira kanal, kışkırtıcı ve ajite edici yayın politikası ile biliniyor. Nerede rencide edici ifadeler varsa, bunları araştırarak medyacılığı bu ifadelere dayandırıyor. Fitne fitilini ateşlemek için bazen bu ifadelerin bile ötesine geçiyor. Kanal, adeta ikiyüzlülük gerçekliği ile özdeşleşmiş durumda. Zira Suriye söz konusu olunca, Suriyeli, Lübnan söz konusu olunca Lübnanlı, güvenlik birimi söz konusu olunca, güvenlikçi kesiliyor. İslam’la savaşmak ve İslam’ı terör olarak nitelemek gerekiyorsa, hemen İslam’la savaşmak için öne atılıyor ve İslam ile alay ediyor. Muhtemelen kanal, medya çevresinde imaj kaybına uğradığı için İslam’a, Müslümanlara ve Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’esaldırınca, başta Amerika ve Batı olmak üzere terörle mücadele eden efendileri gözünde itibar tazeleyeceği, kıymet ve değerinin artacağını düşünüyor. Saygı ve kutsallık diye bir şey bırakmadı. Hatta ve hatta tüm gelenek ve görenekleri yıktı... Kanalın programlarını izleyenler, kanalın artık hiçbir şeye değer vermediğini görürler. Kanal yöneticilerine göre din ve inanç bile tartışma konusu yapılabilir.
Ey Enformasyon Bakanlığı ve Lübnan’daki tüm medya temsilcileri! Bu tür çirkefliklere karşı herhangi bir icraatta bulunmayarak susmak ve sessizliğe bürünmek, Lübnan gibi Müslüman bir ülkede yaşayan Müslümanları aşağılamak ve bu çirkeflikleri kabul etmek değil midir? Nerede pozisyon ve gerekli icraatınız? Yoksa Lübnanlı Müslümanların timsah gözyaşı dökmeye dahi değmediğini mi düşünüyor musunuz?
Sonra siyaseti meslek edinen ümmetin evlatları nerede? Ne oluyor size? Müslümanların inanç ve dinlerine yönelik hakaret ve iftiraları işitmiyor musunuz? Yoksa bu, inandığınız tiksindirici laiklik midir? Öyle görünüyor ki laiklik, İslam’ın kutsallığını bile kale almıyor. Artık sadece savaş, para ve veraset yoluyla kendinizi temsilci olarak atadığınız kimseleri mi temsil ediyorsunuz? Dahası neredeyse İslam’a, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’eve Müslümanlara düşmanlık edenleri temsil eder hale geldiniz! “Eğer haykırsa elbette canlılar duyar... Fakat haykıranlar da hayat emaresi yok.”
Ahmaklar, ahlaksızlar ve bazı reziller, Lübnan’daki Müslümanlara ne söylersen söyle tepki vermeyeceklerini düşünüyorlar. Her günahkâr çıkıp Müslümanların duvarına tükürüyor, ama hafif süslü sözler dışında onu bundan caydıracak ya da gerekli yanıtı verecek birileri yok. Sivil barış, bir arada yaşam ve medya özgürlüğü gibi kavramlarla işin içinden sıyrılıp çıkılıyor... Biz onlara diyoruz ki beklenti ve hayallerinizde yanılıyorsunuz. Zira Lübnan’da hâlâ İslam’a sadık yiğitler var. Dine ve inançlarına hakaret edilmesini asla kabul etmezler. Hatta fasık bir Müslüman bile bu saldırıyı kabul etmez. Allah Subhânehu ve Teâlâ fasık kimse eliyle bile dinine yardım edebilir. Çünkü bu kimsenin ibadeti ve takvası az olsa da ona göre din azizdir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
إن الله ليؤيد هذا الدين بالرجل الفاجر“Kuşkusuz Allah, fasık adamla bile bu dine yardım eder.” Hal böyleyken bu dine sadık yiğitler, dindar ve takvalı olursa, İslam’ı korumak için yemin etmişler ise durum nasıl olur? Bu din onlar nazarında ruh ve kalp mesabesindedir.
Başa dönersek Ey el-Cedid kanalı ve alttan en üstte kadar tüm kanal ekibi! Bu çirkeflikten sonra Lübnan’daki tüm Müslümanlardan açıkça özür dilemelisiniz. Aksi takdirde bütün Müslümanların düşmanı olursunuz. Lübnan sokaklarının tepkisini çekersiniz. Sel gibi coşarlarsa, güç yetiremez ve dalgalar önünde duramazsınız. İmaj kaybı yüzünden bu sokaklara ne kadar da çok ihtiyacınız var. Bilin ki Lübnan ve diğer ülkelerde yaşayan Müslümanların durumu, yaz yağmuru gibidir. Çok geçmeden kesilecektir. Farkında mısınız bilmem ama sonunuz yakındır. O gün Allah Subhânehu ve Teâlâ, Lübnan ve dünyadaki tüm Müslümanları ve İslam’ı üstün kılacaktır. Son pişmanlık fayda etmez...
فَعَسَى اللَّهُ أَن يَأْتِيَ بِالْفَتْحِ أَوْ أَمْرٍ مِّنْ عِندِهِ فَيُصْبِحُوا عَلَىٰ مَا أَسَرُّوا فِي أَنفُسِهِمْ نَادِمِين“ Umulur ki Allah bir fetih yahut katından bir emir getirecek de onlar, içlerinde gizledikleri şeyden dolayı pişman olacaklardır.” [Maide 52]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Yemen Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 735417068 http://www.domainnomeaning.com |
E-Mail: yetahrir@gmail.com |