Zaman zaman haberlerde, Lübnan devlet erkânının Suriye’deki rejim unsurlarıyla temasa geçtiğine dair söylentiler ve iddialar yer alıyor! Şimdiye kadar taraflardan iddialara yönelik herhangi bir yalanlama ve açıklama yapılmış değil! Lübnanlı Müslümanlar, üst düzey devlet yetkililerinin, Baas rejimi, Esed hanedanı ve zebanileri ile ilişkileri konusunda endişe duyuyorlar. Oysa Baas rejiminin, sadece Suriyelilere değil, Lübnanlı politik şahsiyetler ve liderlere suikast düzenlemek için ülkeye intihar, ölüm ve fitne timi gönderdiği verilerle sabittir. Samaha-Memluk davası herkesçe malum. Bu iddialar, şimdilik söylenti ve şayia şeklinde olsa da Hizb-ut Tahrir / Lübnan Vilayeti olarak biz, Lübnan devletini bu yola sapmaktan ya da sapma gayretinden ve resmi olarak böyle bir adım atmak için nabız yoklama operasyonundan şiddetle sakındırıyoruz... Özellikle bu haberler, Amerika ve Yahudi varlığı gibi sözde Esed ve rejimi düşmanı ülkelerin eylemleriyle de örtüşüyor. Bugünlerde bu ülkelerin, oğul Esed rejimini hayatta tutmak için farklı isimler altında çaba sarf ettikleri, bunca işkence, katliam ve sürgünden sonra Suriye’de tekrar kontrolü ele geçirmesi, kırk yıl önce yaptığı gibi yeniden Yahudi varlığının sınır muhafızlığına soyunması için yandaşlar, Şii milisler ve gizli ittifaklar yoluyla yardım ettikleri görülmektedir.

Lübnan devleti şunu unutmamalı ki Lübnanlı Müslümanlar, kalanlar ya da yerlerinden edilenler olsun Suriye’deki Müslüman halkın bir uzantısıdır. Milli menfaat ve komşu ülkelerle temas gibi çürük bahanelerle bu cani rejim ile yeniden ilişkilerin başlatılmasını asla kabul etmeyecektir. Cani ve zebanileri, Lübnan’ın çıkarına olamaz. Doğal temas, gerçek Suriye halkıyla, kökünü kazımak için zorbaya karşı devrime kalkışanlarla, Batının, Doğunun ve Lübnan’daki Batı yanlılarının tuzağına maruz kalanlarla olmalıdır. Allah Subhânehu ve Teâlâ, böyleleri hakkında şöyle buyurdu:

وَإِنَّ الظَّالِمِينَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ“Doğrusu zalimler birbirlerinin dostlarıdır”^{[Casiye 19]}

Artan bu iddialara rağmen ve resmi bir çerçeveye bürünmeden önce Lübnan halkına temin ederiz ki bu yönde atılacak her adım, Şeriatımız ve Lübnan halkının kahir ekseriyeti tarafından reddedilecektir. Zalimin yanında yer alan, onun gibi zalimdir. Kim olursa olsun bu eylemi nedeniyle muhasebe edilmelidir.

Sonra Müslüman Lübnan halkını, ayrıca yerinden yurdundan edilen Şam halkını, ne kadar uzun sürerse sürsün zulüm ebedi değildir buyuran Allah’ın vaadiyle müjdeliyoruz. Zalim, lanetlidir ve bir süre sonra olsa bile dünyada rezil rüsva olacaktır. Ahirette ise onun için şiddetli bir azap vardır. Biz, Allah’ın buyruğu doğrultusunda hareket ettiğimiz ve ümmeti tiranlardan kurtarmaya çalıştığımız için gerçeği söylemekten ve Allah’ın vaadine erişene dek hakkı desteklemekten bir an olsun bile vaz geçmeyeceğiz. Allah’ın yardımı ve dostluğundan eminiz ve şu sözüne inanıyoruz:

وَاللَّهُ وَلِيُّ الْمُتَّقِينَ“Ve Allah, takva sahiplerinin dostudur.”^{[Casiye 19]}