Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Kırgızistan
Medya Bürosu

No: KI–BA–2018–MB–TR–01 H. 20 Cumâde’s Sânî 1439
M. Cumartesi, 03 Mart 2018

“Ilımlı İslam” Projesi, Küresel Küfür Sisteminin Bir Arzusudur, Proje İslam’a ve Müslümanlara Oldukça Zararlıdır

Demokratik kapitalist ideoloji, İslam ideolojisi karşısında uğradığı hezimetten son derece mustarip. 2010 yılının başlarında bir konferansta konuşan eski Başkan Barack Obama, İslam ülkelerinde tehlike altında olan Amerikan askerlerinin himayesini öngören yeni güvenlik stratejisi belgesini açıkladı. Obama konuşmasında Şimdi bu ülkeler, topraklarındaki (terörizm ve aşırılıkla) kendileri mücadele etmek zorunda kalacaklar ve kendi taraflarından gelen tehditlerle yüzleşecekler.” dedi. Obama’nın stratejisi doğrultusunda ülkemizde (ılımlı İslam) projesi için hummalı bir çalışma yapıldı. Proje, Müslümanları özellikle hükümetleri, güvenlik yetkililerini, dini merkezleri, müftüleri, imamları, ünlü dini adamlarını ve meşhur aktivistleri, Amerikan’ın kastettiği manadaki terörizmle yani İslam ülkelerindeki İslam ideolojisiyle mücadele içine çekme taktiğine dayanıyordu. Bu plana dayalı olarak sözde (ılımlı İslam) sempatizanlarının yürüttüğü temel aktivitenin etkisi hâlâ toplum üzerinde devam ediyor. Ilımlı İslam sempatizanları, sağlıksız kavramları ile sıradan insanları kandırıyorlar, liberalizme ve küfrü dost edinmeye çağırıyorlar. Sonuçta bu, dini konularda gerçek tutum benimseyenlere düşmanlık göstermeye neden oluyor.

Ilımlılar, Yiman Vakfı gibi kuruluşlar tarafından finanse ediliyor. Ve onların denetmenliğini de güvenlik birimleri yapıyor. Güvenlik birimleri, bu şerli planın uygulanmasına karşı gelenleri sindiriyor, hapse atıyor. Toplumda “Ilımlı İslam” projelerini uygulamak isteyen komploculara kapıyı ardına kadar aralıyor. Tehdit ve İslami ideolojik davete eziyet etmek gibi... Evrensel küfür sistemi, bu projeyi kullanarak dini hayattan ayırmak ve İslam’ı yönetimden dışlamak anlamına gelen laik akidenin yayılmasını istiyor. Böylece küfür sistemi aynı anda iki hedefi birden gerçekleştirmiş olacak: Müslümanları kandırmak ve onları kâfirlerin uşağı haline getirmek. Sonuçta beyni zehirlenmiş bir Müslüman, “ılımlı İslam” kavramını savunmaya başlayacak. Müslümanları ona çağıracak ve bu kavram karşısında duran herhangi bir engeli kaldırmak için elinden geleni yapacak. Sonra yalnız ve savunmasız olduğu için de küfür toplumları ve yerel güvenlik yetkilileriyle ittifaklar kuracak ve ümmeti de ittifak kurmaya davet edecektir.

Ancak bunu önlemek için hâlâ bir fırsatımız var. Bunu önlemenin yolu, İslam’a sımsıkı sarılmaktır. Bu amaçla İslami davetin ağır sorumluluğunu omuzlarında taşıyan Hizb-ut Tahrir gençleri, bu küfür projesinde yatan gerçek tehlikenin farkına varmalıdır. Ayrıca bu küfür projesinin hedefinde bizlerin olduğunu da bilmemiz gerekir. Küfür, bizi ortadan kaldırarak ideolojik İslam çağrısını toplumdan söküp atmayı planlıyor. Bu açıklamadan sonra Kırgızistan’daki Hizb-ut Tahrir gençleri, “ılımlı İslam” projesine karşı mücadelenin ölüm kalım meselesi olduğunu anlamalıdır!

“Ilımlı İslam” sempatizanları, Müslümanların belleğindeki İslami fikirleri sarsmak için uğraş veriyorlar. Küfre sapış çağrılarının, dinlerine ihanet olduğunun farkında değiller. Bu nedenle biz, küfürle şu şekilde mücadele etmeliyiz:

Küfür projesi ile uyumlu fikirleri zerk etme girişiminin, kâfirlerin bir entrikası ve Müslümanlara ihanet olduğu konusunda toplumu genel çağrı yoluyla ikna etmeliyiz. Başka bir deyişle entelektüel çatışma üzerinde yoğunlaşmalıyız.

Bununla beraber dikkatli de olmalıyız. “Ilımlı İslam” düşüncesiyle zehirlenen kişilerden İslam’ı korumaya çalışırken, bireyler, gruplar ve imamlara karşı siyasi ya da ideolojik çatışmadan kaçınmalıyız. Bu demektir ki siyasi mücadele, bu siyaset karşısında duranlara karşı olurken, fikri mücadele de parazit ideoloji sahiplerine karşı olmalıdır. Aynı zamanda umudumuz var olduğu sürece de ılımlı İslam düşüncesi etkisi altında kalan kardeşlerimize ideolojik İslam’ı açıklayarak ve onları buna yönlendirerek kurtarmaya çalışmalıyız.

Davette sebat etmeli, canla başla çalışmalıyız. Toplumdaki prestijimizi kaybedersek yani biz ve bizden öncekilerin oluşturduğu İslami atmosferin yok olmasına izin verirsek, o zaman sayımız ne olursa olsun toplum üzerindeki doğrudan etkimizi kaybederiz.

Bugün küfür bizden değil, ideoloji ve etkili prensipler temelinde oluşturulan toplumdaki İslami havadan ve bizimle İslam arasında var olan uyumdan korkuyor. İslam akidesiyle entegre olmuş Müslüman bireyler olmamızdan tırsıyor. Şayet bu uyumu kaybedersek, bizi kolayca fiziksel olarak yok edebilir. Bunu çok iyi biliyor. Biz de bu durumun açıkça farkındayız. Bu yüzden Müslüman bireyler olarak güçlü olmalıyız, kararlı ve samimi şekilde ideolojik mücadeleye devam etmeliyiz.

Ümmet bilinciyle “Ilımlı İslam” fikri ile mücadeleden ve küfür propagandası halka ulaşmadan önce insanlara bu propagandanın tehlikesi ve İslam’a olan zararlı sonuçlarını açıklamak ve Müslümanlar arasında bu fikre karşı İslami ideolojik dokunulmazlık oluşumunu yönetmek için her türlü çabayı sarf etmeliyiz. Öte yandan hükümete karşı siyasi mücadelemizi de yoğunlaştırmalıyız. Hükümete karşı siyasi mücadele, İslami gruplara ilişkin eylemlerimizden tamamen farklıdır. Diğer bir deyişle hükümete karşı siyasi mücadele, iktidardaki elitin ihanetini, Müslümanlara karşı zorbalığını ve ılımlı İslam’a çağrı için yaptığı baskıyı ifşa etmektir. Müslümanlar bu baskı sonucunda küfür ile ittifaka mecbur kalıyorlar. Buna ek olarak hükümetin insanlara yaptığı işkenceyi kamuoyuna açıklamak için daha çok siyasi mücadele üzerine odaklanmalıyız. Bu, Şeriatın uygulanması için ciddi çaba harcayarak, kâfirlerin İslam’a ve Müslümanlara yönelik tehditlerinin üstesinden gelebileceğimiz anlamına gelir.

Hizbin siyasi mücadele ve entelektüel çatışma metodunu izleyerek sorumluluğumuzu yerine getirebiliriz. Bu misyondan sapmaya başladığımızda, kuralları ihlal ettiğimizde ve yavaşladığımızda, küfrün bizi yakalaması an meselesi olacaktır. Hemen bize zulmetmeye başlayacak ve bizim eylemsizliğimiz nedeniyle meydana gelen boşlukları dolduracaktır. Gözlerimiz önünde imamlarımızı küfrün kölesi haline getirecek ve kamu güvenliği bahanesiyle insanları ihanete alıştırmaya çalışacak, nihayet bireyleri devleti istemeyen ellere teslim edecektir. Aslında hükümetler, birini tutuklayıp cezaevine atmak için bir kişinin tanıklığının yeterli olabileceği yasal bir çerçeve belirleme üzerinde çalışıyor. Kısacası küfür sistemi, “ılımlı İslam” projesi temelinde işbirliği ve dayanışma mekanizması oluşturdu. Şimdiyse “ılımlı” ordu ile ümmete karşı bu mekanizmanın uygulamasına başlayacak. Çok daha etkili şekilde şehirleri, köyleri ve camileri ziyaret edecek. Niyetini bölgesel toplantılarda bile görmek mümkün. Bizim aldırış etmediğimiz her şeyi kontrol altına almak istiyor. Güvenlik yetkilileri, insanları sapıklığa doğru itiyorlar ve işbirliğine davet ediyorlar ve böylece “dünya hepimiz için daha iyi olacak.” diyorlar. Ancak onlar, bu “dünyaya” “ılımlı İslam” oluşturmak için muhtaçtır. Başka bir deyişle, zaman kazanmak ve hazırlık yapmak için bizi kendi başımıza bırakıyorlar. Özbekistan’da bu yöntem uygulandı. Genel ve uygun siyasi iklim oluştuğunda, devlet “16 Şubat olaylarına” benzer olaylar organize edecektir.

Kardeşlerim! Vurdumduymazlıktan sakının! Kâfirlerin her manevrasına ideolojik tutumumuzla cevap vermeliyiz. Bugün durumu lehimize koruyabiliriz. Zamanımız varken gelin kâfirlerin plan ve entrikalarını yok edelim! Çünkü fırsatı kaçırdığımızda, hali hazırdaki duruma tekrar dönmek için kat be kat çaba harcamamız gerekecektir. Umarız Allah adımlarımızı sabit kılar! Hadi bu çabaları zaferle taçlandıralım; ya şehit olalım ya da hayatı hak edelim!

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Kırgızistan
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 
http://hizb-turkiston.net
E-Mail: webmaster@hizb-turkiston.net

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER