Genelde İslam ümmetine, özelde Irak halkına seçimler hakkındaki şeri hükmü ilk kez beyan etmiyoruz. Fakat Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın sözüne uymak için bu hükmü burada tekrarlıyoruz:

وَذَكِّرْ فَإِنَّ الذِّكْرَى تَنْفَعُ الْمُؤْمِنِينَ“Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt müminlere fayda verir.”^{[Zariyat 55]} Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem de şöyle buyurdu:

الدِّيْنُ النَّصِيْحَة“Din nasihattir.” Ki hiçbir kimsenin mazereti kalmasın.

Seçim: seçmek, ihtiyar etmek demektir. Seçim: Vekâlettir, niyabettir. Milletvekili, seçmenini temsil eder. Meclisin öncelikli görevi yasamadır. Anayasa ve kanunlar yapar. Anayasa temelinde Devlet Başkanını seçer, hükümete güvenoyu verir, hesaba çeker ve anlaşmaları onaylar... Ülke anayasasının insan yapımı bir anayasa olduğu sır değil. Bu anayasanın Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e indirdiği Şeriat ile hiçbir bağı yoktur. Dahası, dini hayattan ayırma akidesinin salyası olan demokrasi ve laikliğe dayalıdır. Bu akide, siyaset, ekonomi, toplum, eğitim ve adalet gibi kamu işlerinde Allah’ın hükmünü açıkça reddeder...

O halde seçmen, bu işleri yapan bireyleri vekâlet verecektir. Bu işlerin doğasına baktığımızda ise hepsinin haram olduğunu görürüz. Çünkü Allah’tan başkasına, insana yasama yetkisi verdiği için hepsi de batıldı. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللهُ فَأُولَئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ“Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir.” ^{[Maide 44]}

فَلَا وَرَبِّكَ لَا يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لَا يَجِدُوا فِي أَنْفُسِهِمْ حَرَجاً مِمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوا تَسْلِيماً“Hayır! Rabbine andolsun ki onlar, aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar.”^{[Nisa 65]} Dolayısıyla ister aday olmak ister seçmek isterse de boş oy kullanmak yoluyla olsun seçimlere katılmak kesinlikle haramdır.

Ey Irak halkı! Sadece kişisel ve mezhepsel çıkarlarını düşünen bu çirkin yüzler daha ifşa olmadı mı? Onlar ki ülkenin kaynaklarını ele geçirmek ve halkı zelil etmek için işgalci kâfire tevessül ederler. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şu hadisini işitmediniz mi?

لاَ يُلْدَغُ المُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ وَاحِدٍ مَرَّتَيْنِ  “Mümin bir delikten iki kez ısırılmaz.”Yalancı vaatler ve sahte sözler ile kaç kez sizi kandırdılar. Kaç kez servetinizi çaldılar, kaç kez kanlarınızı akıttılar ya da akıtanları alkışladılar. Yapılması gereken, bunları seçmek mi yoksa hesaba çekmek mi?

Ey Müslümanlar! Biliyorsunuz ki biz, Allah’ın bizi İslam ile izzetlendirdiği bir kavimiz. İzzeti başka yerde ararsak, Allah bizi zillete düşürür. İslam akidesine inanmamız gereği, bu akideden fışkıran bir sistemden başkasına razı gelemeyiz. Dikkat buyurun o da İslam Şeriatıdır. İslam Şeriatını uygulamanın tek şeri yolu da Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmaktır. Bunun yolu da, ümmet adına İslam hükümlerini benimsemek, anayasa ve kanunları uygulamak için rıza ve iradeyle bir İmama biat etmektir. Aksi halde ümmet, felaketlere maruz kalmaya devam edecek, kâfirlere kulluktan ve şerli ajan yöneticilerin tasallutundan çok çekecektir.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا للهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ َواتَّقُوا فِتْنَةً لَا تُصِيبَنَّ الَّذِينَ ظَلَمُوا مِنْكُمْ خَاصَّةً وَاعْلَمُوا أَنَّ اللهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız. Sadece içinizden zulmedenlere erişmekle kalmayacak olan bir azaptan sakının ve bilin ki Allah, azabı çetin olandır.”^{[Enfal 24-25]}