Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Hollanda
Medya Bürosu

No: HLu2013BAu20132014u2013MBu2013TRu201313 H. 22 Ramazan 1435
M. Pazar, 20 Temmuz 2014

Basın Açıklaması Filistin Konusunda Hollanda'daki Müslüman Topluluklarına Öneriler

Yahudi varlığının Filistin'e yaptığı acımasız saldırıdan bu yana bazı ülkeler, gruplar ve bireyler farklı şekillerde bu vahşet hakkında kendi görüşlerini ifade ettiler. Hollanda'nın mevcut Başbakanı Mark Rutte, kendini savunma hakkı olduğunu savunarak "İsrail"e destek bildirirken, eski Başbakan Dries van Agt ise insani gerekçelerden hareketle Filistin davasını savundu. Diğer siyasetçiler ve kanaat önderleri de çatışma konusundaki görüşlerini çeşitli medya kanalları ve yayın yoluyla dile getirdiler. Biri "İsrail" tarafını desteklerken, diğeri Filistin tarafını destekledi.

Bu bağlamda "İsrail" karşıtı ve destekçisi birçok Gayrimüslim, Yahudi varlığını kınayan açıklamalarda bulundular ve bu konu etrafında organize oldular. Bu fikir yüzünden bazı Müslümanlar, kendilerinin Filistin'i destekleyen kesimler tarafından anlaşıldıkları ve desteklendikleri hissine kapılarak ortak çalışma başlattılar. Konferans ve gösteri gibi ortak eylemlerde bulundular.

Gayrimüslimler arasında ‘‘İsrail'' in zulümleri ve Filistin halkının acıları hakkında kamuoyu oluşturmak yanlış ve yadırganacak bir şey yoktur. Ancak kamuoyu oluşturmak ile Gayrimüslimlerin platformunda arzı endam etmek arasında büyük bir fark vardır. İlkinde biri kendi düşüncesi ile başkalarını etkilemek için çalışır. İkincisinde ise başkalarının fikrinden etkilenir. Bu nedenle şu iki şey hakkında son derece uyanık olmak gerekiyor; çatışma hakkında hangi fikirler alınabilir, hangileri alınmaz, kim gerçek çözüm sunabilir ya da ne gerçek çözüm nedir? Bazı yanıltıcı kavramlar hakkında Filistin davasının destekleyen Gayrimüslimler arasında istisnasız bir fikir birliği vardır. Bu tehlikeli ve aldatıcı kavramlardan bazıları şunlardır:

"İsrail"-Filistin çatışması olarak adlandırmak

Filistin'de olan çatışma, sadece Filistinlilerin çatışması olarak görülüyor, yani İsrailliler ve Filistinliler arasında bir çatışma olarak algılanıyor. Hâlbuki Filistin sorunu, tamamen İslami bir meseledir. Bazı nedenlerden dolayı Filistin, ümmetin kalbinde çok büyük önem ve ihtirama sahiptir. Bunlardan bazıları şunlardır: İslami bir ülkenin fiziksel işgali, Müslümanların zulme maruz kalmaları ve İslam'ın kutsal yerlerinden birinin işgal edilmesi. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَمَا لَكُمْ لَا تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاءِ وَالْوِلْدَانِ الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْ هَٰذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ أَهْلُهَا وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ وَلِيًّا وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ نَصِيرًا "Size ne oldu da Allah yolunda ve Rabbimiz! "Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!" diyen zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz!" [Nisa 75] Ayrıca Ebu Hurayra'dan rivayet edildiğine göre Nebi SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

لا تحاسدوا، ولا تناجشوا، ولا تباغضوا، ولا تدابروا، ولا يبع بعضكم على بيع بعض، وكونوا عباد الله إخوانا، المسلم أخو المسلم، لا يظلمه ولا يخذله ولا يحقره، التقوى ها هنا - ويشير إلى صدره ثلاث مرات - بحسب امرئ من الشر أن يحقر أخاه المسلم، كل المسلم على المسلم حرام، دمه وماله وعرضه "Birbirinize haset etmeyiniz. Birbirinizin aleyhinde fiyatları kızıştırarak necş yapmayınız. Birbirinize buğz etmeyiniz. Birbirinize sırt çevirip, dargın durmayınız. Birbirinizin pazarlığı bitmiş alışverişini bozmayınız. Ey Allah'ın kulları! Kardeş olunuz. Müslüman, Müslüman'ın kardeşidir. Ona zulmetmez, sıkıntı anında onu kendi haline terk etmez. Ona yalan söyleyip aldatmaz. Onu küçük görmez (Üç defa göğsüne vurarak) Takva işte buradadır. Bir kimse Müslüman kardeşine hor baktı mı işte şerrin bu kadarı ona yeter. Müslüman'ın her şeyi; canı, malı, ırzı Müslüman'a haramdır." [Müslim]

Yukarıda belirttiğimiz noktalar, sözde "İsrail"-Filistin çatışmasını "İsrail"-İslam çatışması olarak kabul etmenin meşru nedenleridir.

"İsrail'in" tanınması

"İsrail" devletini tanımak, Filistin sorununu destekleyen Gayrimüslimler tarafından çözümün ayrılmaz bir parçası olarak kabul ediliyor. Bazıları işgalci varlığın bu topraklar üzerinde hak sahibi olduğuna ve dolayısıyla 1967 topraklarının gerçek sahibinin "İsrail" olduğunu söylerken, bazıları da işgale uğrayanların işgalciyi kendi topraklarından çıkarmak için eldeki tüm imkânları seferber etme hak ve salahiyetine sahip olduğunu söylüyor.

İki devletli çözüm

Sözde "iki devletli çözüm" önerisi, sahte çözümdür. Aslen İslam'a ve Müslümanlara ait olan toprak parçasından işgalciler lehine vazgeçmek ve onları meşru ve resmi bir varlık olarak tanımaktır. Bu bir ihanettir ve yabancı işgalciyi nihai olarak tanımaktan başka bir şey değildir.

Batı ya da BM'nin kapısını çalmak

Çözümü Batı'da aramak veya çözüm için BM'nin kapısını çalmak, imkânsız bir istektir. Çünkü sorunun kaynağı, Batı'dır. Siyonist planlarını tanıyan Balfour Deklarasyonu'nu imzalamak, Filistin'de Yahudilere güvenli bir yurt sağlamak anlamına gelir. Kaç kez yardım için BM'nin kapısı çalındı. Etkileri ne oldu? Yıllar boyunca "İsrail'in", sözde BM kararlarına rağmen gitgide konsolide olduğu doğru değil mi? Buna ek olarak Batı, İslam ve Müslümanlar yararına olmayan yukarıda belirtilen tüm unsurları gerçekleştirmek için mücadele etmiyor mu?

Müslümanlar için gerçek çözüm ne Batıda ne de Batılı fikirlerdedir. Filistin bayraklarını sallamak ya da yüzlere Filistin bayrakları yapmakta hiç değildir. Aksine Filistin bayrakları, Müslümanların birliğini parçalayan ve onları pis Yahudi varlığını dahi kovmaktan aciz kalan kartondan devletçiklere bölen sömürgeci Batı planlarının acı bir sonucudur.

Filistin'in çözümü, İslam'da ve İslam'ın taşıdığı çözümlerdedir. Halkı ve kutsal toprakları ile Filistin, Müslümanların orduları tarafından işgalciden kurtarılacak, Müslüman ve Gayrimüslimlerin güven ve huzur içinde yaşayacakları şekilde tekrar İslami mülkiyete iade edilecektir.

Son olarak Hollanda'daki Müslüman topluluklar, Filistin'deki kardeşlerimize yapılan zulüm ve baskıya sessiz kalmamalıdır. Allah Subhânehu ve Teâlâ çabalarınızı ödüllendirsin ve çabalarınızın devamı için size güç ve kuvvet versin. Biz, yanıltıcı Batılı fikirler ve vizyonlar tarafından saptırılmaksızın İslam'ın hedefleri ve kuralları çerçevesinde hareket ettiğimiz sürece her çaba ve eylem Filistin'in gerçek çözümüne katkıda bulunacaktır.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Hollanda
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: +31 (0) 6 11 86 05 21
www.hizb-ut-tahrir.nl
E-Mail: Okay.pala@hizb-ut-tahrir.nl

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER