İslami orta öğretim olan Amsterdam’daki Cornelius Haga Lyceum, kuruluşundan bu yana benzeri görülmemiş şekilde hükümet engizisyonunun hedefi haline gelmiştir. Okul hakkında ileri sürülen çok sayıda iddia asılsız çıktı, hatta tüm mahkeme davaları okul lehine sonuçlandı. Şimdi yetkililer ve çeşitli hükümet kurumlarının yetkilerini aştıkları, önceden planlanmış ve kasıtlı bir şekilde hareket ettikleri, okula karşı karalama kampanyası yürüttükleri anlaşılıyor.

Bu ayın başında AIVD süpervizörü CTİVD, AIVD’nin Cornelius Haga Lyceum hakkındaki yalan ve yanlışlarla dolu lanet raporunu yayınladı. Ama aynı zamanda Milli Eğitim Müfettişliği de bilinçli bir şekilde harekete geçti. Okul hakkında ifade ettiği olumlu görüş, okulu yasaklamanın yollarını arayan yetkililerle ve Görev Gücü unsurlarıyla “görüşmeler “ yaptıktan sonra kökten değişti. Buna ek olarak Müfettiş Vogelzang, Mart ayında Eğitim Bakanlığı’ndan özgün eğitim mevzuatının ötesine geçse bile farklı olasılıkların değerlendirilmesi gerektiği yönünde “özel talepte” bulunan bir e-posta aldı. Bu nedenle “soruşturma araştırmaları”, bu “varyantlar” “perspektifinden” hazırlanıyor, dolayısıyla finansman hakkında olumsuz görüş ortaya çıkıyor. Sonra da Eğitim Müfettişliğinin “bağımsızlığından” dem vuruluyor.

Eğitim Bakan Arie Slob (Hıristiyan Birliği), bunu fırsat bildi ve okula yapılan ödeneği askıya aldı. Amsterdam Belediye Başkanı Halsema da, çeşitli yollarla öğrencilerin ebeveynlerini olumsuz yönde etkileyerek sınırlarını aştı. 

İslam ve Müslümanlara karşı yürütülen bu tür kampanyalar, artık normatif politikalardır. Cornelius Haga Lyceum’un konusu bundan beri değil. Okula karşı yürütülen karalama kampanyasının nedeni, İslami kimliğidir, başka bir şey değil.

Bununla birlikte çarpıcı olan şey, bunun demokratik hukukun üstünlüğü ilkelerini korumak için yapılmış olmasıdır. Demokratik hukukun üstünlüğüne gerçek tehdit kim? Okul, demokratik hukukun üstünlüğünü ihlal eden Hollanda hükümeti ve kamu kurumlarının, her türlü kurnaz taktiklerine ve gayri meşru yollarına rağmen şimdiye kadar hakkında açılan bütün davaları kazandı. Demokrasi ve özgürlük çağrısında bulunanların ölüm sessizliğine bürünmeleri dikkat çekici değil mi? Şimdi İslam Cornelius Haga Lyceum karşısında “demokrasi ve özgürlük” havarisi kesiliyorlar.

İslam ve İslami sloganlarla mücadele edildiği açıktır. Her şey meşru görünüyor, hatta demokrasi ve özgürlük gibi en kutsal değerler tekmeleniyor ama hiçbir sonucu olmuyor. Bu, İslam’ı ve Müslümanları yasaklamaktan başka bir şey değil. İslami Cornelius Haga Lyceum ebeveynleri ve okul personeli bile bu adaletsizliğin farkında ve kaya gibi bir duruş sergilediler, böylece büyük akıntıya karşı başarılı bir şekilde hep birlikte kürek çektiler. Kararlılık ve birliğin ne kadar güç olduğunu gösterdiler. Eğer bütün Müslüman topluluklar yekvücut olmuş olsaydı nasıl olurdu hayal edebiliyor musunuz?