Sebat eden, toprağına sahip çıkan ve işgal karşıtı siyasi görüş sergileyen Filistin halkına karşı yüzsüzce ve tehlikeli bir adım atan güvenlik güçleri, kontrol noktalarında hacı Muhannet Sebatin'i geri çevirip pasaportunu da el koydu. Ve Beytüllahim Koruyucu Güvenlik Hizmetlerine müracaat etmesini istedi. Koruyucu Güvenlik Hizmetleri ise keyfi davranarak ve hiç bir kanuni dayanağı olmadan Muhannet'in pasaportunu iade etmeyip seyahat etmesine de müsaade etmedi.

Beytüllahim Savcısına resmi evrakları ibraz ettiği halde güvenlik güçlerinin, Hacı Muhannet'in seyahat yasağındaki ısrarı, onun güvenlik güçleri tarafından istenmeyen adam ilan edildiğini ve hac için ona seyahat izni verilmeyeceğini kanıtlar. Otoritenin bu keyfi davranışı, savunduğu yasalara aykırı, utanmazca ve kınanması gereken bir davranıştır. Aynı zamanda bu, boyun eğdirmek ve onların siyasi tutumlarına şantaj yapmak amacıyla hacıları ve diğer insanları geçiş noktalarından sürekli geri çeviren işgalci Yahudilerin ve onun güvenlik güçlerinin alışık olduğu bir davranıştır.

İşgalci Yahudi ve onun yerleşimcilerinin saldırıları karşısında Filistin halkını, onun kutsal yerlerini, çiftliklerini ve mallarını koruyamayan, savunamayan yönetim ve onun güvenlik güçleri, Filistin halkına karşı arbede çıkararak aslan kesiliyor, sıkıntılarına sıkıntı katıyor. Mücrim işgalci Yahudilerin direktiflerine boyun eğdirmek ve onları göçe zorlamak amacıyla işgalcinin istediği her şeyi yapıyor.

Hizb-ut Tahrir de dâhil olmak üzere Filistin halkını, işgalci Yahudi'nin savaş makinesi ve baskıcı politikalara asla yıldıramaz, korkutamaz, boyun eğdiremez. Aynı zamanda güvenlik güçlerinin arbedeleri de onları korkutamaz. Nitekim Beytüllahim Koruyucu Güvenlik Hizmetlerine tokat gibi bir yanıt veren Muhannet'in şu sözleri bunun en güzel örneğidir: "Mükâfatım Allah'a, günah da sizin boynunuzun borcudur."

Biz, sadece bu basın açıklamasıyla yetinmeyeceğiz, aksine daha başka eylemler de yapacağız. Yönetim ve onun güvenlik güçleri Allah'ın evinden alıkoymanın ne demek olduğunu öğrenecekler.

Filistin yönetimine deriz ki, Filistin halkının vebali, işgalci Yahudilerin ve sizin onlara yaptıklarınızın günahı, size aittir. Yakında Allah'ın izniyle Hilafet kurulacaktır. O zaman bu dünyada cezanızı çekeceksiniz. Ahiret azabı ise daha çetin ve daha şiddetlidir. Keşke akletseydiniz.

وَمَا لَهُمْ أَلَّا يُعَذِّبَهُمُ اللَّهُ وَهُمْ يَصُدُّونَ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَمَا كَانُوا أَوْلِيَاءَهُ إِنْ أَوْلِيَاؤُهُ إِلَّا الْمُتَّقُونَ "Onlar Mescidi Haram'ın mütevellileri olmadıkları halde oradan geri çevirirlerken Allah onlara ne diye azap etmeyecek? Oranın mütevellileri takva sahiplerinden başkaları değildir." ^{[Enfal 34]}