Tahtlarını Yıkın ve Ordularınızla Beyt’ül Makdis’e Doğru Hareket Edin

İşte Yahudilerin Katliamlarına Verilecek Yanıt Budur

Küfür, çirkin yüzünü gösterdi, suçun sesi daha da yükselerek ufukları aşı. Zalim düşman Gazze Şeridi’ndeki Baptist Hastanesini bombalayarak yüzlerce hasta, kadın ve çocuğu öldürdü. Hastanelerin dokunulmazlığına ilişkin geleneği ayaklar altına alarak üzerlerine bomba yağdırıyor, kirli, ikiyüzlü Batı’nın tüm değerlerini ve sahte insanlığını bir kenara bırakıyor.

Zalim, cani ve korkak düşman, ucuz ve sahte insani değerleriyle övünen acımasız Batı’nın desteğiyle hastaneyi bombaladı. Filistin halkını “insanlık” tanımının dışında tutan bu değerler, cani varlığı kışkırtmakta, tıpkı Batı’nın daha önce Müslümanlara karşı işlediği suçlar gibi Yahudi varlığı da onlara karşı suçlar işlemektedir.

Hastaneyi yöneticilerin korkaklık, ihanet, nemelazımcılık, ajanlık ve komplo silahları bombaladı. Yöneticiler cahiliye yiğitliğinden, İslam dindarlığından ve erkeklik karakterinden yoksundur. Sağır kulaklarla, kör gözlerle ve felçli kalplerle çığlıklara kulak veriyorlar. Bu nedenle zorla halklarını mağlup ettiler, ordularını zincirlere vurdular, aşağıladılar. Ne Allah ne de tahtlar ve otorite onları alıkoymamıştır.

Ey Müslümanlar! Alçak düşmanınız cani ve hain Yahudi varlığı ile ahlaksız ikiyüzlü Batı ise, tek bir düşmandır. Allah Subhânehu ve Teâlâ onlar hakkında bize şöyle haber vermiştir:

لَا يَرْقُبُونَ فِي مُؤْمِنٍ إِلّاً وَلَا ذِمَّةً وَأُولَئِكَ هُمُ الْمُعْتَدُونَ “Bir mümin hakkında ne akrabalık ne de antlaşma gözetirler. İşte onlar taşkınlık yapanların ta kendileridir.” ^{[Tevbe 10]} Onların durumu böyledir, hiçbir antlaşmaları yoktur. Eğer bize üstün gelirlerse, bizim hakkımızda ne bir yakınlık ne de bir antlaşma gözetirler. Onlar eskiden de böyleydiler ve hala da öyleler ama Allah onların tuzaklarının farkındadır. Günler döner durur.

وَتِلْكَ الْأَيَّامُ نُدَاوِلُهَا بَيْنَ النَّاسِ “İşte (iyi veya kötü) günleri insanlar arasında (böyle) döndürür dururuz” ^{[Ali İmran 140]} Taşkınlıkları uzamış, zulümleri şiddetlenmiştir. Zulüm, zalimlerin helakinin ve müminlerin kurtuluşunun yakın olduğunun habercisidir.

Şehitler ise, Allah’ın izniyle Allah’ın rahmetinde ve genişliği gökler ve yer kadar olan cennettedirler...

Şerefli ve asil İslam ümmetimizin belaların yaktığı ve çaresizliğin boyunduruk altına aldığı diğer yaralı bedenine gelince, artık doğru hamleyi yapmanın zamanı gelmiştir. Korkak yöneticileri kökünden söküp atmanın tam zamanıdır. Evet, bugün İslam ümmetinden istenen, saraylara yönelip Yahudi varlığı bekçileri ajanların kökünü kazımasıdır. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın vaadini ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesini yerine getirmek üzere, Allah’ın himayesi ve gözetimi altında Kudüs’e doğru hareket etmesidir.

فَإِذَا جَاءَ ‌وَعْدُ ‌الْآخِرَةِ لِيَسُوءُوا وُجُوهَكُمْ وَلِيَدْخُلُوا الْمَسْجِدَ كَمَا دَخَلُوهُ أَوَّلَ مَرَّةٍ وَلِيُتَبِّرُوا مَا عَلَوْا تَتْبِيراً  “İki vaatten ikincisinin vakti gelince, yüzünüzü üzüntüye sokmaları, kötülük yapmaları, önceden Mescid’e girdikleri gibi girmeleri, ele geçirdikleri yerleri harap etmeleri için onları tekrar göndereceğiz.” ^{[İsra 7]}