25-26 Haziran’da Bahreyn’de ekonomik çalıştay düzenlenecek. Çalıştay, Filistin sorununun tasfiyesine yönelik Amerikan inisiyatifi için bir hazırlıktır Amerika’nın emriyle başta Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün olmak üzere çalıştaya birçok Arap ülkesi katılım sağlayacak. Filistin yönetimi çalıştaya katılmayacak, ama Mısır ve Ürdün’ün katılımını anlayışla karşılayacağını açıkladı!

Yeni komplo, Batılı projelerin tamamlayıcısıdır. Batı, Müslüman ülkelerdeki rejimlerin işbirliğiyle Filistin sorununu tasfiye etmek için uğraşıyor. Bu rejimlerce Filistin’in İslami çevresinden koparılması, sözde FKÖ’nün kurulması, Filistin meselesinin dar ulusal bir mesele haline getirilmesi, Oslo’da Filistin’in büyük bir kısmının Yahudilere peşkeş çekilmesi, işgal uşağı bir yönetimin oluşturulması, tasfiyeyi tamamlamak için Trump projesine zemin teşkil eden ihanet projeleridir.

Peşkeşçi yönetim, Bahreyn konferansı düzenlenmesine karşı değil, çünkü sadece Filistin’i peşkeş çekmek ya da işgalci Yahudi varlığı ile normalleşmek ya da Filistin sorununu tasfiye etmek istemiyor, aksine hepsini gerçekleştirmek istiyor. Ama siyasi anlaşma öncesi hain ekonomik anlaşmanın bir parçası olmak istemiyor. Başka bir deyişle başlangıçta Filistin’in Yahudilere peşkeş çekerek, kalıcı barış anlaşması imzalayarak, ekonomik anlaşma ve normalleşmeyi hoş karşılayarak sorunun siyasi olarak tasfiyesinin bir parçası olmak istemiyor! Filistin Devlet Başkanı Abbas, istihbarat servisi başkanı Macit Farac ve yönetimin diğer liderleri bunun açıkça dile getirdiler. Abbas, Ramallah’taki konutunda yabancı basın mensupları ile bir araya geldiği basın toplantısında Bahreyn konferansını boykot etmelerinin gerekçesi olarak şunları söyledi: “Manama projesi ekonomik konular içindir. Ekonomiye, paraya ve yardıma elbette ihtiyacımız var. Fakat her şeyden önce politik çözüm olmalı. İki devletli çözüm ve uluslararası kararlar doğrultusunda 67 sınırları üzerinde Filistin devleti kurulduğunda o zaman dünyaya deriz ki bize yardım edin.”

Filistin yönetimi ve FKÖ, Amerika’nın eski iki devletli çözüm vizyonuna uygun olarak Filistin sorununu tasfiye etmek için ölümü bile göze alıyor. Bu fikir, Filistin topraklarının dörtte birinde başkenti “Batı” değil “Doğu” Kudüs olan cılız bir devletçik kurulması karşılığında Filistin’in dörtte üçünün Yahudilere peşkeş çekilmesi temeline dayalıdır. Şimdi de yönetim, yüzyılın anlaşmasına ya da sorunun tasfiyesine karşı olduğu algısıyla insanları sokağa dökmeye çalışıyor. Oysa gerçek pozisyonu bu değil. Gerçek pozisyonu, taksit ve aşama halinde değil de sorunun birden tasfiye edilmesidir ve bir kere de tamamının peşkeş çekilmesine dayalı nihai bir çözümdür. Normalleşme ile Yahudileri barış ve nihai çözümü kabule teşvik etmek için Arap yöneticilerinden yardımcı olmalarını ve birlikte hareket etmelerini istiyor.

Yönetimin, Filistin sorununun tasfiyesine olan düşkünlüğü ve entrikasının en iyi kanıtı, son günlerde insanlara ekonomik baskı uygulaması, vergileri artırması, iki devletli çözüm, devletli çözüm ya da yüzyılın anlaşması gibi isimler altında Yahudiler ile barışı ve ödün verilmesini reddeden Hizb-ut Tahrir gençlerini gözaltına alması ve baskı yapmasıdır. Çünkü ihanetini ve entrikasını deşifre edecek birileri çıkmadan ihanetini tamamlamak istiyor.

Yönetim, Bahreyn konferansına katılan Arap ülkelerini anlayışla karşılamak yerine tüm Filistin’i kurtarmalısınız, kâfir Batı ajanlığı ve bağımlılığından kurtulmalısınız ve La ilahe İllallah Muhammedün Rasûlullah sancağı altında toplanmalısınız demeliydi. Onlardan bunun dışında bir anlayış beklenmez.

Ey Filistin halkı! Filistin sorununun şeri tek bir çözümü var. O da Filistin’i pis Yahudilerden kurtarmak, köklerini kazımak ve Filistin’i İslam ümmetinin kucağına yeniden iade etmektir. Bu, Müslüman orduların sorumluluğundadır. Ümmetin samimi her evladı, kutsal Filistin ve Mescidi Aksa’ya yönelik görevlerini yerine getirmeleri için ordulara bir çağrıda bulunmalı, İslam ümmetini hain ve tasfiye çözümlerine yönlendirmek yerine bu çözüme yönlendirmelidir.

Teslimiyet çözümlerine karşı olduğu algısı vermeye çalışan, oysa boğazına kadar teslimiyete batan yönetimin peşinden gitmeyin. Sizi yanıltmasına izin vermeyin. Aksi halde dünya ve ahirette hüsrana uğrarsınız. Filistin azizdir ve siz Filistin halkısınız. O size verişmiş bir emanettir. Emanete sahip çıkın, emaneti hoyratça çarçur edenlerin peşinden gitmeyin. Yüksek sesle, Amerikan çözümlerine, uluslararası kararlara ve Arap girişimlerine hayır deyin. Çünkü hepsi, Allah’a, Rasûl’üne ve müminlere ihanettir. İsra ve Miraç topraklarını peşkeş çekmektir. Tüm Filistin’in kurtuluşu için ümmete ve ordulara bir çağrıda bulunun. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَكُونُوا مَعَ الصَّادِقِينَ “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğrularla beraber olun.” ^{[Tevbe 119]}