Danimarka hükümetlerinin son yıllarda “sosyal kontrol” ile mücadele bahanesiyle Müslümanlara karşı uyguladığı zihin kontrolü, hayal edilemez boyutlara ulaştı, pespaye hale geldi.

3 Ekim Cumartesi günü, Entegrasyon Bakanı Mattias Tesfaye Facebook sayfasından yaptığı açıklamada, “Dün, kilise İşleri Bakanı ve ben, büyük İslami örgütlerin temsilcileri / imamları ile bir toplantı gerçekleştirdik. Onlara doğrudan, Müslüman kadınların diğer tüm kadınlar gibi evlenmeden önce cinsel ilişkiye girme hakkına sahip olduklarını yüksek sesle ve net bir şekilde söyleyip söylemeyeceklerini sordum.”dedi.

Daha net ifadelerle Entegrasyon Bakanı, Müslümanlardan zina ve sefahati İslami eylemlere dönüştürmesini talep etti. Bu nedenle, Hizb-ut Tahrir / Danimarka, ülkenin müstehcen asimilasyon bakanına şu mesajı yollamak istiyor: İslam, erkeği ve kadını ile tüm insanlığı, uyumlu ve iyi bir yaşam sürmeye yönlendirir. İffet ve saygı, hem Müslüman erkeğin hem de kadının sahip olması gereken asil karakterlerdir, bu konuda aralarında hiçbir fark yoktur. İslam, alçakgönüllülük, erdem ve kadına büyük saygı gibi doğru değerleri yerleştirir.

Entegrasyon Bakanının temsil ettiği ve Müslümanları zorlamak istediği kültür için aynı şey söylenemez. Son günlerde Danimarka Meclisinde cinsel taciz, istismar ve kadınları aşağılayıcı muamele ile ilgili ifadeler ortalığa saçıldı. Danimarka Meclisi açıkça çürük istismar kültürü ile karakterize ediliyor. Hükümetin Şeriat karşıtı yalancı ve manipülatif kampanyası, kadınlara baskı uygulayan ve Danimarka siyasetinin merkezini oluşturan kültüre odaklanılmamasını amaçlıyor.

Belgelere göre Danimarka medya endüstrisi de dâhil olmak üzere Danimarka toplumundaki tüm çevreler ve kesimler genel olarak kadın ihlalleri ile tanınıyor. Bu, kadınlara ilkel bakışın doğal bir sonucudur. Bu bakış liberal Avrupa kültürünün karakteristik özelliğidir. Sadakatsizlik, zina ve kırık aileler de öyle. Bu fenomenler Müslümanlarda yok. Bu yüzden kimliğimizden vazgeçmeyi ve Danimarka kültürüne asimile olmayı reddediyoruz.

Hizb-ut Tahrir / Danimarka olarak biz, Danimarka hükümetinin kadınlara yönelik bu aşağılık bakışından ve bu istismar kültüründen beriyiz. Ayrıca, Entegrasyon Bakanının Müslümanların kimliklerini, yaşam tarzlarını, kültürlerini ve yaşam kurallarını hükümetin anormal isteklerini karşılamak için değiştirme arzusunu da güçlü bir şekilde kınıyoruz.

Danimarka Entegrasyon Bakanı, Müslümanları İslami değerlerinden vazgeçmeye zorlayabileceğine düşünecek kadar küstahsa, o zaman söylenecek tek bir şey var: Bu asla gerçekleşmeyecek!

Öte yandan, Batılı yaşam tarzını terk edip İslami yaşam tarzını seçen Danimarkalıların sayısının sürekli artmasını bekliyoruz.