Hizb-ut Tahrir / Britanya, 25 Kasım Cumartesi günü Londra’daki Mısır Büyükelçiliği önünde bir gösteri yaptı.

Konuşmacılar, Batı’nın ikiyüzlü tutumuna dikkat çektiler, Müslümanlardan uluslararası hukuka saygı duymaları istenirken, Batılıların onu görmezden geldiklerini belirttiler. Müslümanlar, Batılıların çıkarlarına hizmet eden bu keyfi hukuk ve sınırlar yerine sömürgecilerin çizdiği bu yapay sınırları tanımayan Allah’ın Şeriatına bağlı kalmalıdır. Sanki Filistinli Müslümanlar farklı bir halkmış ve Mısır’ın sorumluluğu altında değilmiş gibi bu sınırlar, Mısır ordusunun Gazze’yi savunmasına ve Filistin’i kurtarmasına engel olmaktadır. Bu sınırlar kumdaki çizgilerden ibarettir ve bizi bölmek isteyenler hariç hiç kimse için hiçbir değeri yoktur.

İslam ümmeti, Batı’nın çıkarlarına hizmet eden, burunlarının dibindeki soykırımı pasif bir şekilde izleyen kukla yöneticileri reddetmelidir. Savunmasız Filistinlileri acımasız Siyonist işgalden kurtarmak için orduları harekete geçirecek bir lider atamalıdır.

Elhamdülillah, İslam ümmeti dünya çapında İslam’a olan sevgisini göstermiştir. Altı haftadır katliam ve bombardımana maruz kalan kardeşlerimizin, annelerimizin, çocuklarımızın acısını paylaştık. 75 yılı aşkın bir süredir bu acıyı çektiklerini anladık ve onları kurtarmanın İslami bir görevimiz olduğunu hatırladık.

Mescid-i Aksa ve mübarek kılınan çevresinin yüzüstü bırakılamayacağını hatırladık. Kendimizi işgali ve zulmü sona erdirmeye adamalıyız, yolumuza çıkan hain yöneticilere aldırış etmeden, başkenti Kudüs olan ikinci Raşidi Hilafet’i kurmak için gece gündüz çalışmalıyız.

Son olarak kendimize ve dünyanın tüm adil insanlarına Batılı sömürgecilerin öne sürdüğü tüm kısmi barış planlarının, kaba ve olgunlaşmamış önerilerinin, sefil egemenliklerinin kaçınılmaz sonunu geciktirme girişimlerinden başka bir şey olmadığını hatırlattık.

Artık soykırımcı Siyonistlerin ve destekçilerinin başarısız anlatılarını deşifre etmek için çabalarını artırmanın tam zamanıdır. Artık Nübüvvet metodu üzere Hilafet’in uyguladığı adil İslam Şeriatını sunmanın zamanıdır. Bu, Filistin sorununun kabul edilebilir tek çözümüdür, gerçek ve kalıcı barışa ulaşmanın tek yoludur.