حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Britanya
Medya Bürosu
No: BR–BA–2021–MB–TR–08 |
H. 11 Şevvâl 1442 M. Pazar, 23 May 2021 |
İşgalci Siyonist Savunucuları, Propagandalarını Okullardan Ziyade Kamuoyu Önünde Tartışmalıdır
Laik demokrasinin çelişkileri, asırlık Filistin işgali ile bir kez daha açığa çıktı. Halka sürekli okulların tartışmayı ve eleştirel düşünceyi teşvik ettiği söylenirken, dünyanın en güncel siyasi konularından biri hakkında açıkça konuşmamaya dair hem öğrenciler hem de öğretmenlere gözdağı verildi. Filistin’deki Apartheid benzeri korkunç koşullar ve gaspçı Yahudi varlığının sivilleri ve camileri acımasızca hedef alması konusunda konuşma yasağı getirildi.
İngiliz Lord Balfour, 1917’de sömürgeci İngilizlerin çıkarlarını ilerletmek için Siyonist ideolojiyi kabul etti ve Osmanlı İslam Devleti’ni yok etmeyi planladı. Planlarında Yahudileri kullandılar. İkinci Dünya Savaşı’nda Avrupa’da meydana gelen soykırım işgalci Siyonist varlığın kurulmasının önünü açtı. Eskatolojik fanatikler, Yahudi olmamasına rağmen Siyonizm’i kabul ettiler, hem Yahudilikten hem de İslam’dan dünyayı tamamen kurtaracağına dair yanlış inançlarından dolayı Armageddon’u hızlandırmayı umdular.
73 yıldır Filistin halkı, kendi topraklarında fanatik Siyonist işgal güçlerinin zulüm ve aşağılayıcı baskısına maruz kalıyor. Dünya artık Siyonist güçlerin artan baskısından bıkmıştır. Her zamanki gibi Batılı hükümetler ve destekçileri, zayıf da olsa işgalci Yahudilerin savunma amaçlı hareket ettiklerini iddia ediyorlar. Ancak Müslümanlar bu propagandaya hiç bir zaman inanmadı. Batıda sıradan gayrimüslimler, giderek işgal varlığının meşruiyetini, ahlaksız saldırganlığını ve yayılmacı eylemlerini körü körüne desteklemenin etik olmadığını sorgulamaya başladı.
İkiyüzlü insan hakları ve etik dış politika yalanını ortaya çıkarabilecek gerçek tartışmalara girilmesinden korkuluyor. Son birkaç yılda zorbalık ve baskı olaylarında hızlı bir artış oldu. Anti-Semitizm ve Yahudi karşıtlığı gibi sahte bahanelerle Siyonist işgale eleştiriler yöneltilmesini veya Filistin halkına sempati duyulmasını yasaklamak için yasalar çıkarıldı.
Müslüman ve gayrimüslim öğrenciler, Filistin halkıyla dayanışma içinde olduklarını ve Siyonist varlığın ölümcül saldırganlığından nefret ettiklerini yüksek sesle deklare ettikleri için İngiliz okulları farkında olmadan propaganda savaşının içine çekildi. Ne yazık ki, bazı okul yönetimi bu tür öğrencileri ırkçılar olarak yaftaladılar, öğrencilerin meşru kaygılarını göz ardı ettiler, onları radikalleşmiş aşırılık yanlıları olarak nitelemek için yasak kanununun arkasına sığındılar. Öğretmenler bile bugün Filistin’deki durum hakkında ne düşündüklerini dürüstçe söylediklerinde kariyerlerinin tehlikeye gireceğini sanıyorlar.
Müslümanlar, düşüncelerinin denetim altına alınmasına alışıktır. Yasak politikası, hükümetteki ve çevresindeki aşırılık yanlılarını memnun etti. Politikanın başlangıçta iddia edildiği gibi şiddeti önlemekle hiç bir ilgisi yoktur. Şuan Siyonist işgalciler, gaspçı Yahudi varlığı tarafından ideolojik bir savunma gücü olarak kullanılan propaganda savaşını kaybetmeye başladılar. Yasal dayanakları sorgulanmasın diye suçlarının kamuoyu önünde tartışılmasını önlemeye çalışıyorlar.
Hükümetteki melun bağnazların ve Siyonist işgalin korkak destekçilerinin şimdi okullarda çocukları hedef alması üzücü. Irkçılık ve anti-Semitizm iddialarıyla çocukların hayatını mahvediyorlar. Aslında okullar, buluş, sorgulama ve düşünce yerleri olmalıdır. Zorbalık, telkin ve sindirme yeri değil.
Müslüman topluluk özellikle de demokrasinin ikiyüzlülüğünü ve insanlığa ihanetini açıkça gören gençler arasında görülen aşikâr öfkeye rağmen biz, aileleri çocukların üstlendiği bu ideolojik mücadele yükünü üstlenmeye çağırıyoruz.
Aileler, hükümetin ikiyüzlülüğünü ve adaletsizliğini göstermek için okul yöneticileri ile olumlu diyaloğa girmelidir. Ayrıca Filistin ile dayanışma içinde oldukları için cezalandırılan öğrencilerin velileri, yöneltilen iddialara meydan okumak için yasal tavsiye almalıdır. Aşırılık yanlılarının kendi laik aşırılıklarını korumak için tasarladığı Yasak programı, ifşa edilmelidir. Böyle belirgin bir baskı karşısında Filistinlilerle dayanışma suçlamalarının savunulacak bir tarafı yok. Bu yüzden gerçek açığa çıkana kadar meydan okunmalıdır.
İdeolojik fikri mücadele için uygun yer, herkesin görebileceği ve katılabileceği açık alanlardır. Özellikle düşünce ve fikir özgürlüğünden dem vuran ancak nadiren uygulayan bir toplumda tartışmanın belli bir yöne hasredilmesi bağnazlıktır. Bu nedenle ilgili aileler, tek taraflı tartışmayı okullardan kamuoyu önüne taşımalıdır.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَكُونُوا مَعَ الصَّادِقِينَ “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve Sadıklar ile birlikte olun.”[Ahzab 70]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Britanya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: (+44) 070 74 – 19 24 00 www.hizb.org.uk |
E-Mail: media@domainnomeaning.com / press@hizb.org.uk |