حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Britanya
Medya Bürosu
No: BR–BA–2021–MB–TR–03 |
H. 25 Raceb 1442 M. Salı, 09 Mart 2021 |
İsviçre Müslüman Kadınlara Eziyet Etmek ve Zulmetmek İçin Oy Kullandı
İsviçre, halka açık yerlerde peçe kullanımını yasaklayan kanunu onayladı. Böylece İsviçre, benzeri peçe yasaları ile Müslüman kadınları hedef alan diğer baskıcı rejimlerin saflarına katıldı. İsviçre, şimdi Fransa, Belçika, Hollanda, Danimarka, Avusturya, Mısır, Özbekistan, Kongo, Çad, Sri-Lanka gibi ülkelerin listesine eklendi. Bu ülkeler azınlıklara yaptıkları baskılarla meşhurdur.
Böylesi bir mevzuat, yüzü kapatan örtülerin ülke değerlerine aykırı olduğu iddiaları ile gerekçelendiriliyor. Oysa gerçekte tüm bu yasaklar, Müslüman kadınların temel haklarını tamamen reddetmeyi amaçlamaktadır ve mesleki özgürlük ve demokrasiye aykırıdır.
Yüzün görülmesi konusundaki sabit bir gelenek dikte etmeye çalışan bu ülkeler, Koronavirüs pandemisi sırasında yüzün örtülmesi değerlerini değiştirdiler. Bazen bu yasalar, dini aşırılıkçılığı bastırmak için çıkarıldığı açıkça ifade ediliyor. Gerçekte bu yasaklar, halkın genelinin aşırılık yanlısı laikler ve yobazlar tarafından radikalleşme riskine maruz kaldıklarını kanıtlıyor.
Dünya, bunun kötü bir şaka olup olmadığı merak ediyor. Demokrasi tamamen başarısız oldu. Yine de ateşli savunucuları, radikalleşme ve aşırılıkçılığa yol açtıklarından habersiz görünüyorlar. Zira ideolojilerinin en temel ilkelerini birer birer çöpe atıyorlar.
Doğrusu aşırılık yanlısı laikler, laik inanç ve değerlerini savunma veya doğrulama yeteneğinden yoksundur. Fikri tartışamaya giremiyorlar, bu yüzden insanlara, gerici ideolojilerini dayatmak için zorbalık, eziyet ve baskı yöntemine başvuruyorlar. Gerçekten açık bir tartışmaya girseler, insanlar laik ideolojinin sığ temelsiz doğasını hemen fark edecekler, onu ait olduğu tarihin çöp kutusuna atacaklar, temel insan sorunlarını çözme ya da farklı inançlardaki insanlar arasında uyum yaratma konusunda yetersiz kaldığını göreceklerdir. Aslında laiklik savunucularının ileri sürdüğü tek gerekçe, farklı inanca mensup insanlar arasında insicam yaratabilmesidir. İddialarının yanlışlığı, bu giysi yasakları ve temsil ettikleri hoşgörüsüzlükle ortadadır.
Seküler Avrupa’nın, bariz insan hakları ihlallerine rağmen yıllardır yurtdışında kanlı diktatörleri desteklemesi şaşırtıcı değil, çünkü insan hakları sözcüğü, bir slogandan öte değildir. Küstahlıklarını göstermek istedikleri zaman Müslümanlara atıfta bulunuyorlar. Gerçekte azınlıkların temel hakları reddetmekten mutluluk duyuyorlar. İslam’ın kılıçla yayıldığı iddiaları yalandır, aslında laiklik kılıçla yayılmıştır ve hala kabadayılık ve kılıçla yayılıyor.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Kadın Kolları Direktörü Dr. Nazreen Nawaz, 2011 yılında Belçika’nın peçe yasağını tanıtmasının ardından şöyle bir açıklamada bulunmuştu:
“Avrupa hükümetleri, kumarhane kapitalizminin finansal sisteminin yıkıcı etkileri nedeniyle halkının gazabıyla karşı karşıya. Kapitalist laik liberal ideolojinin siyasi ve ekonomik çaresizliğini gizlemek ve örtbas etmek için bu saptırıcı ‘peçe tartışmasını’ kullandıkları tüm çıplaklığıyla ortada. İnsanların, siyasi ve ekonomik yetersizliklerinden kaynaklı öfkesinden korunmak için Müslüman kadınları insan kalkanı olarak kullanıyorlar...
“Açık” liberal hoşgörülü toplum, kadının vücudunu reklam ve eğlence aracı olarak kullanırken, alçak gönüllü kıyafeti yasaklıyor. Özgürlük, azınlık kültürüne hakaret, haklarını gasp, ayrımcı mevzuat ve ırksal görüşler anlamına geliyor... Yabancı düşmanlığı Avrupa genelinde artıyor. Servetteki büyük eşitsizlikler, serbest piyasa ekonomisinin hizmetinde. Sosyal ve aile erimesi, liberal toplumları etkiliyor. Bütün bunlar, laik ideolojinin başarısızlığını yansıtıyor. Avrupa parlamentolarının neden baskılayıcı sosyal entegrasyon politikalarına gerek duyduğu anlaşılabilir. Müslüman kadınların Batının kusurlu değerlerini benimsemesi için ikna yerine zorbalık yöntemi kullanılıyor...
Peçe yasağı, kapitalist laik liberal demokratik sistemin Batıdaki Müslümanlar ve İslam dünyası için nasıl bir yaşam modeli ve yönetim tarzı sunduğunun bir başka örneğidir. Laik demokratik sistemin aksine İslam veya İslam’ın yönetim sistemi Hilafet, bir suçtan ziyade bir erdem olarak görülüyor. İslam, azınlıkların damgalanmasını ve otoritedeki kişiler tarafından politik bir oyun olarak kullanılmasını yasaklar. Erkek ve kadın olsun Müslüman ve Gayrimüslim vatandaşların hakları, değiştirilemez, siyasi çıkarlara göre belirlenemez. Sabit bir İslami temele dayalı mevzuat, çoğunluğun azınlığı temel haklarından mahrum etmesini, milliyetçi bazlı politikaların yasalara yansımasını önler. Tüm etnik kökenlerin ve inanç gruplarının ihtiyaçlarını karşılar. Toplumun adaptasyonu için eşit sağlam bir temel oluşturur. Bu yüzden bu sistem, halkını kazanmak için “maskeleme politikalarına” gerek duymaz.”
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Britanya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: (+44) 070 74 – 19 24 00 www.hizb.org.uk |
E-Mail: media@domainnomeaning.com / press@hizb.org.uk |